Dünyanın her köşesinde, birbirinden farklı nedenlerle rengarenk boyanmış binalardan, evlerden oluşan mahalleler, kentler var. Hepsi de tek bir amaca hizmet ediyor: Cıvıl cıvıl bir hayat!
Doğadan ve doğal yaşamdan giderek kopan kentlerin en büyük eksiklerinden biri renkler. Öyle ki kentin yüksek bir noktasından çevreyi, binaları gözlemlediğinizde karşınıza hep aynı renkler çıkıyor: Kiremit kırmızısı, gri ve bej tonları, belki biraz da soluk sarı ile açık yeşil-açık mavi tonları… Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Dünyanın hemen her köşesinde kentlerde ve kent mimarisinde renklere bir anlamda “üvey evlat” muamelesi yapılıyor. Ancak kıyı kentleri, özellikle de ana geliri turizm olan bazı beldeler cıvıl cıvıl bir renk harmonisi içinde.
Burano, Venedik
İtalyanların renklere aşık olduğu ortada. İtalyan Rivierası boyunca konumlanmış beş köyden oluşan Cinque Terre ve Napoli’nin yakınında, Napoli Körfezi’nin hemen solunda yer alan Procida Adası bunun delili. Venedik’teki Burano’da ise durum biraz farklı. Aşağıda üzerinde gondolların gezdiği kanallar, kanalların hemen kenarında da renk renk binalar… Hal böyle olunca, kıyıdaki evlerin görüntüsü de kanaldaki suya yansıyınca, renk cümbüşü iki katına çıkıyor. Burano, aslında bir balıkçı köyü.
Anlatılanlara göre balıkçılar sisli puslu havalarda balıktan döndüklerinde kanal boyu ilerleyip kendi evlerini rahatça bulabilsin diye evleri renk renk boyamaya başlamışlar. Akıllıca bir çözüm… Bu arada Burano’da hiç kimse evini istediği renge boyayamıyor. Diyelim bir eviniz var ve yüzyıllardır maviye boyuyorsunuz. “Sıkıldım artık, mor olsun” derseniz gidip belediyeden izin almanız gerekiyor. Belediye de sizin evinizin bulunduğu bölgedeki binaların renklerini inceliyor ve ancak uygun görürse renk değiştirmenize izin veriyor. Disiplinle korunan bir güzellik yani…
Bo Kaap, Cape Town
Dünyanın öbür ucundaki Güney Afrika’da da böyle rengârenk bir yer var: Başkent Cape Town’daki Bo Kaap mahallesi. Geçmişi 16’ncı yüzyıla dek uzanan, Cape Town’ın en eski mahallelerinden biri olan ve genellikle Müslümanların yaşadığı Bo Kaap’taki evlerin renkleri ise tam bir çılgınlık örneği: Pembenin, mavinin, yeşilin, morun en canlı tonları bu evleri süslüyor. Bunun da bir nedeni var elbette. Zamanında Endonezyalı ve Malaylı kölelerin yaşadığı bu semtteki evler eskiden kulübe görünümlü barınaklar halindeymiş. Herkes tek tip giyinmeye ve bu sakil barakalarda ikamete mecburmuş. 1990’larda Güney Afrika’da ırk ayrımcılığına resmen son verilince, semtin sakinleri de onca yılın karanlık geçmişini evlerini rengârenk boyayarak defetmiş.
Özetle Bo Kaap’taki evlerin renkleri, özgürlükle birlikte gelen tepkinin, sevincin, coşkunun göstergesi… O yıkık dökük barakalar elden geçirilmiş, modern binalar, villalar da semtin çehresini değiştirmiş. Ama camisinden çarşısına, villasından artık tek tük kalmış barakasına kadar evler renk renk boyamaya devam ediliyor.
Kampung Pelangi, Endonezya
Endonezya’daki Kampung Pelangi (tam Türkçe karşılığı Gökkuşağı Köyü), Cava Denizi’ndeki Bangka Belitung Adaları’nın en büyüğü üzerinde bulunuyor. Düne kadar sakil bir gecekondu mahallesi görünümündeymiş. Ta ki, kendisi de bu köyde doğup büyümüş ortaokul müdürü Slamet Widodo’nun aklına parlak ve “renkli” bir fikir gelene dek…
Turizmi teşvik kapsamında sadece 22 bin dolar alabilen köydeki 390 bina 2017 yılında renklerle bezenmeye başlamış ama nasıl? Her evde en az üç renk kullanılacak ve köyün çocukları, gençleri de uygun her yüzeye resimler çizecek! Endonezya Hükümeti, buraya önce “proje” olarak yaklaşmış. Başarılı olunca da üç köyde daha aynı uygulamayı hayata geçirmiş. Eski adı Wonosari olan köy sakinleri, renklerle birlikte gelen turist akınını görünce, köy yakınlarından geçen dereyi de gönüllü olarak temizlemeyi üstlenmişler. Sonuç? Instagram’da Kampung Pelangi’yi bir aratın isterseniz…
La Boca-Caminito, Buenos Aires
Bir başka renkli yerleşim birimi de Arjantin’in başkenti Buenos Aires’deki La Boca… Burası futbolseverlerin Boca Juniors ile hatırlayacağı bir yer. Aslında bir liman kenti olan La Boca’nın en ünlü mahallesi ise Caminito. Asıl olarak kayalar üzerine inşa edilmiş ahşap binaları kadar teneke mahalle favela’larıyla da ünlü Caminito’nun bunca renklenme sebebi ise başka.
İddiaya göre bu mahalle bir zamanlar gemi yapımından artan ahşap, metal ve boyalarla ortaya çıkarılmış. Burayı sadece bin bir renge boyanmış evler değil sokaklarında tango yapanlar, hediyelik eşya satan dükkanlar, La Ribela Tiyatrosu da renklendiriyor. Yaya olarak daracık sokaklarını gezmek ve küçücük dükkanlarda bir şeyler yiyip içmek ise ayrı bir keyif çünkü her yer ama her yer renkli!
Brighton Sahili, Avustralya
Buradaki renkli yapılar ise öncekilerden epey farklı. Bir kere bunlar ev değil, kabin. Tamam, hepsi küçük birer daire genişliğinde belki ama sonuçta hepsi de plaj kabini. Avustralya’nın Melbourne kentinde yer alan Brighton Plajı’ndaki bu 82 kabin, 1900 yılından beri aynı yerde duruyor. Yapım gerekçeleri ise kadınların denize girmeden önce ve denizden çıktıktan sonra üstlerini gözlerden ırak bir şekilde değiştirme ihtiyacı…
Kabinler nesilden nesle aktarılıyor ve satılacaksa da sadece bölge sakinlerine satılabiliyor. Her birinin şekli de rengi de farklı olan bu kabinlerde bugün bile elektrik ya da su gibi çağın gereği ayrıntılar bulunmuyor. Tek manzarası okyanus, Port Phillip Körfezi ve 13 km uzaktaki Melbourne silueti… Fiyatları ise son derece yüksek. Örneğin, 2019 Kasım’ında düzenlenen bir açık artırmada, bir kabine ödenen fiyat 340 bin dolar oldu!
Willemstadt, Curaçao
Karayip Denizi’nde, Venezuela yakınında yer alan ancak Hollanda’ya bağlı bulunan Curaçao Adası’nın başkenti Willemstad, günümüzde UNESCO Dünya Kültür Mirası Alanı olarak kabul edilen yerlerden biri. Şehir, geleneksel Hollanda mimarisinden taşıdığı izler kadar renkli binalarıyla da tanınıyor. Buradaki “renklendirme”nin hikayesi ise hayli farklı.
19’uncu yüzyılda Willemstad’da inşaat malzemesi olarak sadece briket, kiremit ve sıva bulunmaktadır. Bu üç malzemeyi kullanarak bina yapan halk, evlerin dışını da beyaz kireçle sıvar. Ancak o dönemin Willemstad valisi olan Albert Kikkert migren hastasıdır ve binaların dış yüzeyindeki beyaz renk, güneşin de etkisiyle daha parlak göründüğü için migren nöbetleri giderek sıklaşmaya başlar. Bu nedenle merkezdeki tüm binaların farklı renklere boyanmasını emreder ve baş ağrılarından kurtulur. Bir süre sonra, kentte boya satılan tek dükkânın hissedarı olduğu da açığa çıkar ama bu ayrı bir konu tabii…
Şafşavan, Fas
Yine renklerin konuştuğu bir başka yerleşim birimi de Fas’ın kuzey batısındaki küçük Şafşavan kenti… Yalnız buranın bir farkı var. Buradaki evler, duvarlar, sokaklar tepeden tırnağa kobalt mavisine boyalı! Rif Dağı’nın eteklerine 1400’lü yıllarda İspanya’dan göçe zorlanan Yahudi ve Araplar tarafından kurulan kente 1930’larda yükselen faşizmden kaçan Yahudiler de gelmiş.
Tevrat’taki “Kıyafetlerinizin bir tarafına mavi püskül takın” ifadesinden etkilenen halk bir süre sonra pencerelerini, kapılarını ve adım adım evlerini de maviye boyamaya başlamış. Başlangıçta gökyüzünü ve cenneti simgelediği için maviyi tercih ederlerken zamanla mavi rengin akrepleri, sivrisinekleri uzaklaştırdığını da keşfetmişler. Şafşavan’ın sokaklarında gezmek bu yüzden insanın kendisini adeta denizin altında hissetmesine sebep oluyor. Şafşavan’a masmavi atmosferi nedeniyle “Fas’ın Mavi İncisi” de deniyor.
Las Penas- Guayaquil, Ekvador
Renklerle dans eden bir başka merkez de Ekvador’un Guayaquil kentinde yer alan ve aynı zamanda ilk yerleşim noktası olan Las Penas köyü. Kalker bir tepenin en üst noktasından aşağılara kadar renk renk evlerin süslediği Las Penas, 1896’daki büyük yangında kül olduktan sonra yeniden inşa edilmiş ve bu kez iki katlı, balkonlu, birbirinden farklı renklere boyanmış evlerle yükselmiş. Bu arada en yukarıya 440 basamakla çıkıldığını ve köyün tüm renklerini asıl o noktadan görmek gerektiğini de ekleyelim.
Bunlar da bizim renkli mahalleler…
Evlerin, sokakların, mahallelerin renklenmesi için bazen de destek gerekebiliyor. Bunun en iyi bilinen, en yakınımızdaki örneği ise bir boya markasının 2010 yılında başlattığı proje. Söz konusu proje dâhilinde Kadıköy Ayrılık Çeşmesi Sokağı, Manisa’nın Kula ilçesi, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi renklerle bezendi. Kuşadası’ndaki Tepe Mahallesi ise pastel tonlarda gökkuşağı renkleriyle sıra sıra boyanan evler ve sokaklarla adeta kimlik değiştirdi. Aydın’ın bu tarihi ve turistik ilçesindeki 401 ev ve sokak şimdiden tatilcilerin ve turistlerin gözdesi…
İstanbul’da, Sultanahmet Camii’nin yakınındaki Küçük Ayasofya Tavukhane Sokak da renkli yapılarıyla dikkat çeken merkezlerden. Birbirinden farklı renklere boyanan ahşap ve iki katlı evler, Doğu Türkistan davasına ömrünü adamış kişilerin isimlerini taşıyor. Sokakta bir de Türkistan Aşevi bulunuyor.
Kuzguncuk da İstanbul’un renkli binalarıyla tanınan semtlerinden biri. Adeta doğal plato olarak günümüze dek onlarca yerli film ve diziye ev sahipliği yapan Kuzguncuk’ta iki güzellik daima bir arada: Ahşap, cumbalı evler ve renkler…
Evlerinin renkleriyle dikkat çeken bir diğer bölge ise Haliç kıyısındaki Fener ve Balat... Kozmopolit bir yapıya sahip olan bölgede Rum ve Ermeni kiliseleri kadar camiler ve sinagoglar da var. Yüzyıllara yayılan bu saygı ve birlikte yaşama kültürünün Yıldırım Caddesi, Kiremit Caddesi ve Merdivenli Yokuş’taki evlere renk olarak yansıdığını söylemek mümkün.