Onaranlar Kulübü: Sokaklara neşe katmak onların işi!

Onaranlar Kulübü: Sokaklara neşe katmak onların işi!

Sokaklarda göze nahoş gelen mobilyaları çiçeklendiren, renklendiren ve bazen de çizgi film karakterleriyle süsleyen bir ekip, Onaranlar Kulübü. 

İstanbul sokaklarında yürürken bir doğal gaz kutusunda minik saksılara ya da bir su borusunun çıkışında bir buluta rastlarsanız şaşırmayın. Bu ufacık detaylar insanı bir an duraksatıyor, her gün önünden geçtiğiniz bir telefon kutusuna daha dikkatli bakmanıza ve en önemlisi gülümsemenize sebep oluyor.

-
-

“Onarmayı üretmekle eşdeğer görüyoruz”

‘Onarmak’ kelimesini gündelik hayatta kullanmaktan vazgeçeli uzun zaman oldu. Zira bu kavramın yerini, tüketim kültürünün de etkisiyle ‘yenisine sahip olmak’ aldı. Dolayısıyla önce ekibin onarmak kelimesine nasıl karar verdiklerini merak ediyorum. “Kullandığımız eşyalar kırıldığında tamir etmeyi seviyoruz, ki bunu üretmeyle eş değer görüyoruz” diye başlayıp, şöyle devam ediyorlar:

“Tüketmek yeni bir alışkanlık değil, insanlık oldu olası tüketiyor. Dert, üretmeyi unutmak. Neyse ki dinamikler değişmeye başladı. ‘Kendin yap’ kültürü yaygınlaştıkça, 3D yazıcı gibi bireysel üretim cihazları evlere girdikçe üretmeye, onarmaya yöneleceğiz yavaş yavaş.”

Sokakları daha fazla sahiplenme zamanı

Sokakları daha fazla sahiplenme zamanı
Sokakları daha fazla sahiplenme zamanı

Onarma işini sokağa taşımak, oldukça yaratıcı ve herkesi üretmeye çağıran bir fikir. Ekip, sokaktan bir süredir uzaklaştığımızı, güvenli alanımızın evlere çekildiğini düşünüyor. Dolayısıyla da sokakları fazla sahiplenmediğimizi anlatıyorlar. Kulübün başlangıç sürecini ise onlardan dinleyelim: “Gözümüze batan doğal gaz kutuları gibi sokak mobilyalarına ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. Bundan hareketle sokağa katılım gösterme, kendi mizah anlayışımızı katma fikri hoşumuza gitti. Hem biz hem mahalleli keyif alıyor, hem de kamusal alana kendimizden bir şeyler bırakmış oluyoruz.”

Bir kutuyu ya da boruyu onarma veya belki de ‘süsleme’ olayları ise şöyle gelişiyor: Göze batan bir sokak mobilyası için ‘Şöyle olsa nasıl olur?’ diye soruyorlar ve düşünmeye başlıyorlar. Fikre karar verdikten sonra tasarlayıp üretiyor ve konumlandırıyorlar. İşlerin çoğu 3 boyutlu yazıcılar sayesinde hayat buluyor.

Kırık kaldırım babalarına Star Wars karakterleri

Kırık kaldırım babalarına Star Wars karakterleri
Kırık kaldırım babalarına Star Wars karakterleri

Ekibin geçen yıl Babalar Günü’nde yaptıkları projeyi Kadıköylüler hatırlayacaktır. Yollar ile kaldırımları ayıran kırık kaldırım babalarına, Star Wars karakterlerinden Darth Vader ve Stormtrooper kasklarını takmışlardı. Ve epey ilgi görmüştü. Şehre bakışın sadece fiziksel değil fikren de onarımına dairse şunları söylüyor ekip: “Şehrin belki de her köşesini güzelleştirmek, onarmak veya daha kullanışlı hale getirmek mümkün. Kente aidiyet algısının onarılması gerekiyor belki de.”

Söküp evlerine götürenler de var

Bu onarımları beğendiği için eve götüren de var.
Bu onarımları beğendiği için eve götüren de var.

Bu onarımları beğendiği için eve götüren de var, özenle bakıp koruyan da. Görenlerden farklı tepkiler aldıklarını şöyle anlatıyorlar: “Genelde mahalleli sahiplenip koruyor. Doğal gaz kutularına entegre ettiğimiz saksıları çok beğenip düzenli sulayan da, çiçeği kuruduysa yenisini eken de var. Tabii bazen o kadar beğeniyorlar ki, söküp evlerine götürüyorlar. Özellikle babalar çok çabuk yok oldu. Yapacak bir şey yok, elimizden geldiğince kaybolanlar yerine yenilerini koymaya çalışıyoruz. Keşke olmasa ama bir şekilde temasa geçmiş olmaları bizim için önemli.”

Onaranlar Kulübü, konuyla ilgili herkesin katılımıyla büyümeye devam ediyor. Ama kulüp bir yandan üniversite öğrencileri ve çocuklara yaptıkları atölyelerle bu fikri yayma peşinde. Örneğin Eskişehir’deki Yaratıcı Sektörler Buluşması’nda kentteki ‘bug’ları çözüp üretme üzerine Mind The Bug atölyesi kurguladılar. Şimdilerde İTÜ’de peyzaj mimarlığı öğrencileri ile üretim atölyeleri yapıyorlar. 8-14 yaş grubu çocuklar ile sokak hayvanları için yemek kabı tasarlama atölyesi de düzenlediler. Tüm etkinlerdeki amaç net; üretme, onarma ve paylaşma ekseninde farkındalık yaratmak.

İste, sahiplen, hayal et!

İste, sahiplen, hayal et!
İste, sahiplen, hayal et!

Önümüzdeki haftalarda hayata geçecek bir diğer güzel projeleri ise Little Free Library. Sokağa 40-50 kitap kapasiteli, gece aydınlatmalı, su geçirmez gibi özellikleri olan kütüphaneler kuracaklar. Amaç, insanları kitap okumaya ve paylaşmaya teşvik etmek. Bu proje de, kent mobilyası ve sokak kültürünü geliştirecek.

Projelere ilgi duyan, onarma, üretme, paylaşma ekseninde sosyal fayda hedefli projeler üreten kulüp, herkesin katılımına açık. İnternet sitelerinden ‘Onaran Ol’ linkine tıkladığınızda siz de bir ‘onaran’ oluyor, projelere katkıda bulunabiliyor, fikrinizi hayata geçirebiliyorsunuz.

Bundan sonra siz de sokakta yürürken hoşlanmadığınız bir mobilyayı yeniden düzenlemek isterseniz, bunu yapmamanız için hiçbir sebep yok! Onaranlar Kulübü’nün de dediği gibi olay; istemek, sahiplenmek ve hayal etmekle başlıyor.