Motorunuza atlayıp yaz sıcaklarında, keyifli rotaları kat ederek denizle kucaklaşmak düşündüğünüzden çok daha kolay. İstanbul’dan hareketle, kısa veya uzun olan bu eğlenceli rotaları takip ederek Türkiye’nin cennet gibi deniz ve kumsallarına ulaşmanız mümkün.
Motosiklet, dünyanın her yerinde özgürlük demektir. Motor tutkunlarının tatil planları, bir tarihe sıkıştırılacak cinsten planlar değil. Çok kısa zaman aralıklarında gerçekleştirilebilecek bu seyahatler motosikletle çok mümkün ve keyifli.
İstanbul’da denize girmenin zorlukları ve sağlık riski de göz önüne alındığında, şehrin dışındaki sahiller ve mavi güzellere yolculuk yapmak zorunlu bir hal alıyor. Gezmeyi, yolda olmayı seven motor tutkunları için bu yol maceralarının ödülü, masmavi kıyı şeritleri oluyor.
23 yıllık deneyimli bir motor gezgini olan Ümit Mavi ile motorla yol yapmanın inceliklerini, kurallarını, Türkiye yollarını, uzun bir motor seyahatine çıkmadan önce yapılacak hazırlıkları ve İstanbul merkezli, sonu deniz manzarasıyla biten altı motor rotasını konuştuk.
Kendinizden ve motosiklet tutkunuzdan bahseder misiniz?
İstanbul doğumluyum. Uzun yıllar teorik fotoğrafçılık, baskı teknikleri, boyama ve fotoğraf işleme üzerine çalıştım. 1999 yılında belgesel fotoğrafçılığı yapıp çeşitli dergilerde çalıştım. 2010’dan bu yana da moda ve reklam sektöründe çalışıyorum. Motosiklet ile yakın temasım 1996’da başladı, ondan öncesinde sadece flört ediyorduk. Sürüş eğitimlerimi ise 2014’te tamamladım.
Motorla bir yolculuğa çıkmanın, diğer yolculuk seçeneklerine göre farkı ve artıları nelerdir?
Bana farklı gelen artı yönlerini seviyorum. Biraz garip olabilir ama beş duyu organımı kullanabiliyor olmayı seviyorum. Mesela motosiklet ile yolculuk esnasında geçtiğim yerlerin kokusunu alıyorum. Örneğin; motosiklet ile bir tünele girene kadar tünellerin serin olduğunu ve küf koktuğunu, çimenlerin kokusunu ya da etrafta bulunan farklı çiçek kokularını hiç fark etmemiştim. Bir de çok fazla kendimle kalıyorum ve bu bana kendimi dinleme fırsatı veriyor. Motor, insana her konuda motivasyon ve gelişme sağlıyor.
Türkiye, motor seyahatleri için uygun ve cazibesi yüksek bir ülke mi?
Bence ülkemiz, motor seyahatleri için oldukça uygun ve güzel rotalara sahip. Türkiye, coğrafi anlamda çok çok güzel bir ülke. Çok çeşitli oluşumlar var; dağlar, yaylalar, ovalar... Bu sebepten de her türlü motor (Enduro ya da Touring) için çok farklı ve birbirinden keyifli motor rotaları mevcut. Ancak bu konuda yeterli tanıtım olmadığını düşünüyorum. Örneğin ülkemizdeki motosiklet rotalarının tanıtımı, uluslararası ortamlarda yapılsa yurt dışından çok sayıda motorcunun ülkemize rağbet edeceğine inanıyorum.
Bir motor gezisine çıkmadan önce yapılacak temel hazırlıklar nelerdir?
Bir araçla yola çıkıyorsak ne olursa olsun, ilk olarak bakımlarının yapılması gerekir. Motorunuzun motor hacmi, silindir sayısı, hızı, büyüklüğü, gösterişi, fiyatı hiç önemli değil; ekipmanınız eksiksiz ve tam olsun. Bence bu çok önemli. Unutmadan bir ekleme daha yapayım. Bir de hangi mevsim olursa olsun yanınıza mutlaka yağmurluk alın. Bazen beklemediğiniz bir mevsimde hava kararıp da bulutlar gökyüzünde boy gösterince üşüyebiliyor insan.
Kendinizi yorgun hissetmezsiniz bile belirli aralıklarla mutlaka mola verip dinlenin, hatta durduğunuzda 5-10 adım atıp yürüyün. Kanınız vücutta şöyle bir dolansın.
Şehirlerarası yollarda, gece sürüş yapıyorsanız zaman zaman motorunuzda takılı olan çantalar, ikaz lambalarınızın görünürlüğü azaltır. O yüzden yan çantalarınıza reflektör yapıştırmanız, görünürlüğü artırır ve daha kolay fark edilmenizi sağlar.
Türkiye’nin şehirlerarası yolları bir motorcu için ne kadar güvenli?
Bizim için yollar değil de bilinçsiz sürücüler daha tehlikeli oluyor. Biz, her türlü yol koşulunda motor kullanıp keyif almayı biliyoruz. Yeter ki her iki tarafın sürücüleri dikkatli, saygılı ve birbirini kollayan duyarlılıkta olsun. Asıl olan hedefe varmak değil, yolda olmaktır unutmayalım.
Ümit Mavi, kendi deneyimleri ve yolculuklarıyla, İstanbul’dan yola çıkılarak denize ulaşılan en keyifli rotaları şöyle sıralıyor:
İğneada
Çok güzel sokakları olan, deliler gibi gezip eğlenilecek, ve beş yıldızlı otelleri olan bir yer değil İğneada. Tamamen doğanın içinde olduğunuz; doğanın, sakinliğin ve huzurun tadını çıkarabileceğiniz bir yer. İğneada, İstanbul’a yakın yerler arasında, bence bir numara. Az insan, bol doğa, 20-25 km kumsal vs. Kesinlikle tavsiye ederim, İğneada’ya, bir çok rotadan gidebiliyor ancak benim genelde kullandığım; İstanbul’dan Çerkezköy, Saray, Vize, Poyralı, Demirköy, İğneada güzergahı. Bu yolu kullanarak iki saat gibi bir süre sonra İğneada’nın o eşsiz, temiz, oksijen dolu havasını tenefüs etmeye başlıyorsunuz.
Narlı
Narlı, İstanbul’a yakın, günübirlik gidip dönülebilen bir yer. Erken saatte hareket edip öğlen yemeğine Narlı Sahili’nde olabilirsiniz. Narlı, Bursa İli’nin Gemlik İlçesi’ne bağlı bir mahalle. İstanbul’dan sırasıyla feribotla ya da karadan Yalova, Gemlik, Küçükkumla, Büyükkumla ve sonra da Narlı’ya varıyorsunuz. Hafta sonları, Bursa'nın tüm motorcuları Narlı’da toplanır. Denize kıyısı olan ufak bir mahalledir. Dönüşte ise Armutlu, Esenköy, Çınarcık, Yalova güzergahını takip edip yarım adayı dolaşarak, Yalova'dan feribotla İstanbul’a dönebilirsiniz. Özellikle, Esenköy’de gün batımındaki o maviliği yakalarsanız harika olur.
Trilye
Yine Narlı taraflarında Trilye (Zeytinbağı) var. Narlı ile aynı rota takip edilerek gidilebilir. Ufak bir liman kasabası olan Trilye; zeytinyağı, minik balık restaurantları ve ilginç coğrafyasıyla oldukça güzel bir kasaba. Eski bir Rum Köyü olan Trilye’de ilginç manzaralar görebilir, harika lezzetlerin tadına bakabilir ve yaz ise denize girip keyif yapabilirsiniz.
Uçmakdere
En güzel motor rotalardan biri de Uçmakdere. Eski bir Rum Köyü olan Uçmakdere, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı. Marmara’nın kıyısındaki Işıklar Dağı’nın eteğinde yer alıyor ve İstanbul’a 200 kilometre mesafede yani sabah erkenden çıkıp akşam dönülebilir.. Sonuçta uzaklıkta. Tepeleri aşıp, virajlı yollar geçtikten sonra ulaşılıyor Uçmakdereye. Bu yolu, motorcular çok sever ancak karavancılar pek sevmez. Bu virajlı ve zevkli yolculuğun sonunda karşınıza, eski Rum evleri, bağlar, anıt ağaçlarla süslü Uçmakdere Köyü çıkıyor. Ayrıca denize girmek de mümkün. Ben, motorcu olarak bu rotayı çok seviyorum. Fotoğrafçı olarak da ortamını ve doğasını çok severim. Bu arada gün batımı; tepede, yamaç paraşütü yapılan yerden ve kamp alanının önündeki taşlık plajdan çok güzel seyrediliyor. Tercih size kalmış.
Ayvalık
Bir de memleketim var tabii. Ben Ayvalıklıyım. Genelde İstanbul’dan, Yalova, Bursa, Susurluk, İvrindi, Havran, Burhaniye, Gömeç’ten sonra da Ayvalık’ın serin sularına ulaşıyorum. Bu arada, yazın bu rota da sinek çok oluyor. Bu rotayı tercih edecekseniz yanınızda ufak bir kask temizleme spreyi almayı unutmayın. Bu rota, toplamda, feribot dahil 450 km. Güzel bir touring motorla, günübirlik gidip dönülüyor. Denize girmek için Altınova Jandarma Plajı’nı tavsiye ederim. Cunda Adası’nda güzel kamp alanları var ve tabi ki gün batımı bir harika.
Ayvalık tarafına dönersek Sarımsaklı Plajları var ki gezginlerin uğrak yerlerindendir. Bir de unutmadan, harika bir gün batımı için Sarımsaklı’dan Şeytan Sofrası’na çıkmanızı tavsiye ederim.
Muğla Akyaka, Akbük Koyu
Bir de benim de arada gidip birkaç gün kaldığım hem yolunu hem de doğasını ve denizini sevdiğim Muğla Akyaka’da Akbük Koyu var. Yine İstanbul’dan Yalova, Bursa, Balıkesir, İzmir, Aydın, Çine, Yatağan, Gülağazı rotasında gittikten sonra hepimizin sevdiği güzel ve geniş virajları olan Sakar Geçidi’ni iniyorsunuz. Düzlüğe çıkınca Akyaka, diye bir sapak var. Akyaka, Muğla'nın Ula ilçesine bağlı bir mahalledir. Akyaka’nın içinde denize paralel bir yol ile güzel manzaralar eşliğinde yolu hiç bırakmadan (Eski Bodrum Yolu da derler.) Akbük Koyu Gökova’ya ulaşacaksınız. İstanbul’dan 800 km civarı bir uzaklıkta. Harika bir deniz, harika bir manzara, en sonda bir de restoran var. Otlu pidesi bir harikadır. Konaklama için moteller, pansiyonlar ve kamp yerleri mevcut.
