Upuzun sahili, etkileyici mimarisi ve kendine has mutfağıyla turistik bir çekim merkezi olan Barselona, festivalleriyle de ünlü bir şehir. Üstelik bu festivaller saymakla bitmiyor! İlgi alanına göre bir festival seçip, tatil planına bu şehri katmak isteyenler için tüyolar derledik...
Hayattan kaçmak için değil hayatı kaçırmamak için seyahat edenlere coşkulu bir önerimiz var: Festivaller şehri Barselona! İspanyol kenti, dört mevsime de festival sığdıran bir kültüre sahip. Festivaller saymakla bitmiyor. Örneğin müzik, yaratıcılık ve teknoloji konseptiyle 1994'ten beri düzenlenen ve dünyanın her yerinden yüzlerce sanatçıyla DJ'i buluşturan Sonar, bir tekno müzik festivali.
En iyi isimler sahneye çıkıyor
Onun kardeşi sayılabilecek Primavera Sound da küçük çaplı bir turizm patlaması yaratıyor şehirde. Zira önceki festivallerde sahneye; Björk, Nick Cave and The Bad Seeds, Arctic Monkeys, Jane Birkin ve Charlotte Gainsbourg gibi müziğin anaları, babaları çıktı.
Hâl böyle olunca, her yıl Primavera'nın line up'ına geri sayım yapılıyor. Şehir merkezine ortalama bir saat uzaklıkta, Parc Del Forum'da, sahil kenarında konuşlanan festival alanı o kadar büyük ki, sahneler arası epey mesafe kat etmeniz gerekiyor. Öte yandan yiyecek-içecek bulamamak, tuvalet sırası beklemek gibi festivallerle özdeşleşen sıkıntılarla Primavera'da asla karşılaşmıyorsunuz. Amsterdam kökenli DGTL de kentin bir başka müzik festivali. O da aynı yerde düzenleniyor. Daha indie, daha elektronik...
Bir diğer müzik festivali de Barselona Uluslararası Caz Festivali. Bir de Grec Festivali var ki o da tiyatro, dans, müzik ve sirk gösterilerinden oluşuyor. Avrupa'ya referans olan festivalin ilk gününde Katalanlar, ikinci gününde İspanyollar arzı endam ediyor.
Kente özgü festivaller
De Cajon, Barselona'nın flamenko festivali. BAM yani Barselona'da Müzikal Hareket de bağımsız müzisyenleri bir araya getiren bir etkinlik. Cruilla da Sonar ve Primavera gibi Parc Del Forum da yapılan bir müzik festivali. Cruilla da iddialı isimleri buluşturuyor. Jardins de Pedralbes (klasik müzik, caz festivali) ile Rock Fest de kente özgü diğer müzik festivalleri.
Festa De La Merce yani Azize Meryem Festivali, karnaval severleri topluyor. Eylül ayında düzenlenen festival kentin en büyük festivali sayılıyor. Montjuic tepesinde yapılan festivalde havai fişek, insan kulesi ve su gösterileri en çok ilgi çeken aktivitelerden.
Sahil kasabası olan Sitges'in karnavalı da meşhur. LGBTİ bireylerin yüksek katılım gösterdiği festival, açılışı dev bir yemek şöleniyle yapıyor ve hız kesmeden müzik ve dansla sabahın ilk ışıklarına kadar sürüyor.
Biletler 100 ila 150 euro
Sant Jordi ise bir Katalunya bayramı. 23 Nisan'da kutlanan gün için Barselona'nın sevgililer günü diyebiliriz. İki şekilde hediyeleşiliyor: Gül ve kitap. Sant Joan için de Barselona'nın hıdrellezi diyelim. Aslında yaza merhaba festivali. Hıdrellezle benzerliği kentin dört bir yanında ateşler yakılması.
Barselona'nın festivalleri saymakla bitmez. İçlerinden biri aklınızı çeldiyse, gelelim kente dair tüyolara... Festival biletleri genellikle günlük 50-100 euro arasında. Şehrin en uzak noktasına toplu ulaşım araçlarıyla 1.5 saatte ulaşabiliyorsunuz. Eğer festival alanınız böyle uzak bir noktadaysa, o alana yakın olan bir yerde konaklamanız çok daha ekonomik olacaktır. Üç gün kişi başı yaklaşık 200 euro’ya hostelde kalmak mümkün. Eğer şehir merkezinde kalmak istiyorsanız konaklama ücreti astronomik düzeye çıkabilir.
Fakat Barselona'nın şöyle bir güzelliği var. Otobüs, metro, tramvay ve tren hemen hemen her yere ulaşıyor. Üstelik İstanbul'a nazaran hiç de karışık bir sitemi yok. 10 binişlik ulaşım kartını 10 euro'ya alabiliyorsunuz. Cumartesi günleri hepsi sabaha kadar çalışıyor. Onun dışındaki günlerde taksi iyi bir alternatif. Google map gibi aplikasyonlarla gideceğiniz yere ne kadar sürede ve ne kadar ücretle gideceğinizi hesaplayabilirsiniz. Dolayısıyla illaki şehir merkezinde kalmak zorunda değilsiniz.
Şehri gezmeyi ihmal etmeyin
Ama festivale gitmişken seyahatinizi en az üç gün uzatıp kesinlikle şehir merkezini gezmeniz şart. Diegonal, Barselona'nın bir köşesinden diğer köşesine uzanan inanılmaz uzunlukta ve büyüklükte bir cadde. Bu cadde pek çok turistik noktaya da değiyor. Merkezdeki en etkileyici alan Gotic Area. İsmini Gotik katedralden alıyor. Eski Barcelona da diyebiliriz. Zaten bu alandan itibaren binalar petek doku şeklinde düzenlenmiş. Yani tüm sokaklar küçük meydanlar ya da kavşaklara çıkıyor. Binaların ortalarını da avlular süslüyor.
Barselona’nın çılgını Gaudi
Binalar derken bildiğimiz anlamda binadan bahsetmiyoruz aslında. Barselona'nın en önemli mimarı, sanatçısı Gaudi'nin bakınca "bu ne çeşit bir çılgınlık" diyeceğiniz çok önemli eserleri neredeyse tüm kente kimlik kazandırmış. Binaların çoğu onun yaptığı eserlerden ilham alınıp dokuya uygun inşa edilmiş. Böylece Barselona sokaklarında alelade gezerken bile gözünüz mimari estetiğe doyuyor. Yaptığı her esere inanılmaz detaylarla masalsı bir karakter veren Gaudi'yi yakından tanımak için La Sagrada Familia (O meşhur bitmeyen bazilika), Parc Güell (Gezerken kendinizi masal kahramanı gibi hissediyorsunuz), Casa Mila, Casa Batllo ve Casa Calvet binalarını muhakkak ziyaret etmelisiniz. Kentte yaşamış olan Joan Miro ve Pablo Picasso'nun müzeleri, La Rambla caddesi, Camp Nou Stadyumu, Montjuik Tepesi ve Palaça de Katalunya da rotanıza koymanız gereken duraklar olmalı.
Peki Barselona'da ne yenir ne içilir?