Bullet Journal: Dijital çağda analog kişisel planlama yöntemi

Bullet Journal: Dijital çağda analog kişisel planlama yöntemi

Telefon ve bilgisayarlarımız için tasarlanan binlerce uygulamaya rağmen birçok kişi işini halen kalem kâğıtla halletmekten keyif alıyor, hatta daha verimli olduğunu düşünüyor. Siz de onlardan biriyseniz Bullet Journal veya kısa adıyla BuJo tam size göre! 

Bullet Journal ismi bullet (madde) ve journal (günlük) kelimelerinin birleşiminden geliyor. Hayatını madde madde kâğıtlara yazan kişiler için bir organize olma yöntemi de diyebiliriz. Kalem kâğıtla not almayı ve ajandaları seviyorsanız, bu metodu duyunca “Ben zaten bunu daha farklı bir şekilde kendimce yapıyordum” diye düşünebilirsiniz. Bullet Journal birkaç basit kuralla sizin için bu defteri daha organize ve kapsamlı hale getiriyor. 

Bullet Journal’in ortaya çıkış hikayesindeki ilginç nokta, yaratıcısı Ryder Carroll’ın New Yorklu bir dijital ürün tasarımcısı olması. Hayatını dijital ortam için tasarımlar yaparak kazanan biri olarak, kalem kâğıtla ortaya çıkardığı konsept, milyonlarca kişi tarafından ilgi gördü.

Bullet Journal’ın cazibesi nedir?

Günümüzde, işleri planlamak için mobil olarak kullanabileceğimiz çok çeşitli uygulamalar var. Basit takvimlerden tutun da son derece detaylı planlamalara veya çok spesifik bir görev için (örneğin alışveriş listesi oluşturmak) aradığınız her şey için bir uygulama bulmak mümkün. Peki böyle bir ortamda Bullet Journal’i çekici kılan nedir? Hemen açıklayalım: BuJo defteriniz ve notlarınız sayesinde bu uygulamalardan ihtiyacınız olan hepsini kendinize göre bir araya getirip düzenleyebileceğiniz kişisel bir planlama rutini yaratabiliyorsunuz. Yani bu yöntemin cazibesi sizin ihtiyacınız olan şekle girebilecek esneklikte olması. Sizin defteriniz günlük hayatınızda yapmanız gereken görevleri listelediğiniz ve bunun yanı sıra izlemek istediğiniz filmleri not ettiğiniz veya üç yıl sonrası için hayalini kurduğunuz tatilin planlarını karaladığınız bir defterken bir diğer BuJo kullanıcısının defteri yemek tarifleri ve koşuya başlamak için motive edici çizimlerle dolu olabilir. BuJo bir bakıma aklınızdan geçen her türlü düşünceyi yazıya dökerek planlamak olarak görülebilir. 

Ryder Carroll TED konuşmasında Bullet Journal’ın nasıl ortaya çıktığından bahsediyor. Çocukluğunda dikkat eksikliği bozukluğu tanısı konulan Carroll bununla başa çıkabilmek için kendince çeşitli yöntemler geliştirmiş. Aynı anda birden fazla şeye odaklanma sorunu olduğundan bahseden Carroll ilerleyen dönemde dikkat eksikliği sorununu yenmiş ve geliştirdiği yöntemleri başkalarıyla paylaştığında aldığı olumlu tepkiler sayesinde bu tekniklerin başka insanlar için de faydalı olduğunu fark etmiş.  

Bullet Journal’a başlamak için ihtiyacınız olan şeyler bir defter ve kalem. İstediğiniz her türlü defteri kullanabilirsiniz. Bullet Journal’cılar görece daha az yaygın olan noktalı defterlerin bu iş için ideal olduğunu söylüyor zira noktalar aynı çizgiler gibi ölçü açısından referans oluşturuyor ancak sizi defteri nasıl kullanacağınız konusunda sınırlamıyor. Örneğin noktalı bir defterin sayfalarını istediğinizde yatay istediğinizde dikey olarak kullanabilir, çizim yapabilir veya tablolar oluşturabilirsiniz. Eğer çizgili, kareli veya herhangi başka bir defterle rahat edeceğinizi düşünüyorsanız da seçim tamamen size kalmış. Defteri yanınızda taşımak istiyorsanız, ki birçok kullanıcı bunu tercih ediyor, çantanıza sığacak boyda ve sizi rahatsız etmeyecek bir ağırlıkta olmasına dikkat edin ancak çok da küçük olmasın. 

Kendi Bullet Journal’ımı nasıl yapacağım?

Bullet Journal’ın herkesin faydalanacağını düşünerek önerdiği birkaç rehberlik edici sayfa ve kuralı var: Önce defterinize sayfa numaraları veriyorsunuz. Defterinizin ilk iki sayfasını indeks olarak düzenliyorsunuz. BuJo’yu kullandıkça sayfa içeriklerini bu indekse işliyorsunuz, böylece istediğiniz zaman neyin nerede olduğunu kolaylıkla buluyorsunuz. Sonraki iki sayfaya altı aylık bir takvim çiziyorsunuz. Orijinal ismiyle future log olarak anılan bu bölüm, bir bakıma önünüzdeki altı ayın kuş bakışı bir görüntüsünü almanızı sağlıyor. Bunu takip eden iki sayfada aylık takvim yapıyorsunuz. İlk sayfada ayın otuz gününü sıralayıp takip eden sayfaya ise o ay yapmanız gereken görevleri yazıyorsunuz. Takip eden sayfalarda ise günlük planlamalara başlıyorsunuz yani her gün için detaylı bir liste ekleyebiliyorsunuz. Ay bittiğinde aynı şeyi takip eden aylar için tekrar ediyorsunuz. Burada önemli olan bir başka nokta ise yaptığınız liste için kullandığınız semboller. Tamamlamanız gereken görev için nokta, katılacağınız aktivite için (örneğin bir doğum günü partisi veya spor dersi) içi boş yuvarlak, eklemek istediğiniz bir not için ise çizgi kullanıyorsunuz. Daha sonra tamamladığınız işlere çarpı işareti koyup ertelediğiniz veya başka bir zamana kaydırdığınız işleri de < ve > sembolleriyle etiketliyorsunuz. Böylece bir sonraki haftanın veya ayın takvimini çıkarırken ileri zamana attığınız işleri yeni görev listenize ekleyebiliyorsunuz. Bu temel sayfaların dışında defterinize farklı listeler yapabilir, size uygun olmadığını düşündüğünüz önerileri eleyebilirsiniz.  

Eğer bu yazılanlar ilginizi çektiyse ve işinize yarayabileceğine dair bir his uyandırdıysa Bullet Journal’in kendi web sitesine (http://bulletjournal.com/) bir göz atın; sadece görseller bile burada yazarak anlatmak istenilenleri kolayca size özetleyecek. Türkçe ve diğer dillerde farklı kullanıcıların çektiği videoları görmek isterseniz ise her zamanki gibi Youtube bu konuda zengin bir menüye sahip. Unutmayın ki bu defter çok farklı şekilde kişiselleştirilebilir, o yüzden videoyu yapan kişinin tarzı sizin için aldatıcı olmasın. Bazıları rengarenk kalemlerle kategorizasyon yapmayı tercih ederken bir başkası için tek kalem kullanmak daha verimli olabilir. Instagram ve Pinterest de çok çeşitli örneklerle size ilham verebilir. Bullet Journal’ınızı kullandıkça size en uygun formülü keşfedecek ve zaman içinde kendiniz için en mükemmel BuJo’yu oluşturabileceksiniz.