TikTok, agresif bir pazarlama stratejisiyle girdiği Türkiye pazarında kısa bir süre içinde en çok indirilen mobil uygulama oldu. Peki ama nasıl oldu da bu sosyal ağda akımlar yaratıp ilham vermeye başladık?
150 ülkede internet kullanıcıları ile buluşan, küresel bir video paylaşım ağı TikTok, aslında çok da yabancı olduğumuz bir sosyal ağ modeli değil. Vine ve Snapchat kullanıcılarının aşina olduğu kısa video paylaşım mantığını farklı bir seviyeye taşıyan TikTok, daha önceleri Musical.ly adı altında playback videoları kaydedip paylaşmaya yarayan bir ağ olarak faaliyet gösteriyordu. Musical.ly kullanıcılarının zaman içinde farklı kullanım eğilimleri gösterdiğini, yani işe biraz daha yaratıcılık ve mizah kattığını fark eden kurucu ekip başarılı bir stratejik manevra ile Musical.ly’i, her türden video içerik üretilebilen yani “tematik” sınırları aşan yeni bir mecraya evriltti.
En basit anlatımla kullanıcıların kendi çektikleri 15 saniyelik videolarını çeşitli efekt, AR filtreleri ile süslemelerine veya tıpkı Musical.ly’de olduğu gibi videolarına diledikleri müziği ya da sesleri entegre edebilmelerine yarayan bu uygulama, hâlihazırda günde 250 milyon kişi tarafından kullanılıyor. Çin merkezli ByteDance şirketine ait bu uygulama, 2018’in ilk çeyreğinde ABD pazarına girer girmez buradaki 12 – 21 yaş arasındaki kullanıcı kitlesini mıknatıs gibi kendisine çekti.
TikTok’un “viral” zaferi
Ülkelerin kültürel ve toplumsal eğilimlerine göre farklı hazırlanmış pazarlama stratejileri ile hareket eden Çin merkezli ByteDance’in, Türkiye pazarına girişi “görmezden gelinecek gibi” değildi. Uygulamanın ülkemize intikalini bu ifadeyle anlattık çünkü 2018’in ilk aylarında başlayan son derece agresif YouTube reklamları sayesinde neredeyse bir ay içinde Türkiye’de TikTok’tan haberdar olmayan internet kullanıcısı kalmadı! Pek çok insan YouTube ve Facebook videolarında sürekli önüne çıkan bu ısrarcı reklamlardan rahatsız olsa da bu rahatsızlık, TikTok’un kısa sürede elde edeceği şöhretine sadece katkı sağladı. Öyle ki, mobil cihaz kullanıcıları TikTok reklamlarını görmemek için cihazlarına reklam engelleyiciler kurdu ve hatta uygulamayı cihazlarına indirerek reklam algoritmalarını alt etmeyi bile düşündü. Etrafı sarmaşık gibi saran bu reklamlardan şikayet etmek için atılan binlerce tweet ve hikaye de TikTok’un viral zaferini biraz daha körüklemiş oldu.
Türkiye’de internet kullanıcısı TikTok ile nasıl bir bağ kurdu?
Kısa sürede hem Android hem de IOS platformlarında Türkiye’nin en çok indirilen mobil uygulaması unvanını alan TikTok, dünyanın birçok ülkesinde de ilgi görse de Türkiye’deki TikTok topluluğu dünyadan açık ara sıyrılıyor. Öyle ki kullanıcılar TikTok’ta hazırladıkları videolarla akımlar yaratıyor ve güncel mizah anlayışına yön verebiliyor. Peki nasıl oluyor da kullanıcılar bir sosyal ağ ile bu kadar derin bir bağ kurup, içerik üretme konusunda bu kadar hevesli oluyor?
Bu eğilimin en önemli sebeplerinden birinin, Türkiye toplumunun televizyona ve magazin figürlerine olan yatkınlığı olduğu düşünülüyor. Sosyologlara göre, sokak röportajlarına olan düşkünlüğün veya olay yeri naklen yayınlarında bile görünme arzusunun bir benzerini TikTok’u çok aktif kullanan insanlarda görebiliyoruz. Özetle Türkiye toplumunda “görünür olma” isteğinin “Kıta Avrupası” ülkelerine göre çok daha fazla olduğunu söylemek mümkün. Türkiye internet ekosisteminin en önemli isimlerinden M. Serdar Kuzuloğlu, nüfusun yüzde 65’inin aktif sosyal medya kullanıcısı olduğu ülkemizde Tiktok’un bu kadar sevilmesini şu ifadelerle açıklıyor: “Televizyonda her şeyi ağır bir sansür, otosansür ve buzlama çerçevesinde takip eden, gerçek hayatı kendini ilgilendiren kısımlarıyla asla takip edemediği geleneksel medyadan alabildiğine sıkılmış milyonlarca insan... Üstelik çoğunda gayet gelişmiş, çağdaş teknolojik altyapı ve cihazlar var. Dolayısıyla bu denklemin içinde bu tip ‘dere yatağı değişimleri’ görülmesi gayet normal.”