2021’in Haziran ayında kavuştuğumuz, fakat Euro 2020 adını sürdüren Avrupa Futbol Şampiyonası’nda heyecanı başladı. A Milli Futbol Takımımızın da boy gösterdiği organizasyon, dünya olarak pandemiden çıkmaya hazırlandığımız bir sürece denk geldi ve çoğumuz geride bıraktığımız lig maratonunda olduğu gibi halen evlerimizdeki ekranlardan futbolu takip ediyoruz.
Pandemiye rast gelen yeni format ve etkileri
Görsel Kaynak: idsb.tmgrup.com.tr
Euro 2020, daha önceki Avrupa Şampiyonalarına göre bir takım farklılıklar barındırıyor. Bunların başında organizasyonun 11 ayrı ülke şehrindeki 11 statta oynanıyor olması geliyor. Pandemiden çok önce tasarlanan bu format, başta Türkiye gibi turnuvaya ev sahipliği yapmak isteyen ülkelerin desteklemediği bir fikirdi. Ancak pandemide turnuvanın gerçekleşiyor olması düşünüldüğünde güzel bir tesadüf gibi gözüküyor. Zira daha önceki organizasyonlarda olduğu gibi tek bir ülke ev sahipliği yapmış olsaydı; bugün çok sayıda farklı ülkeden gelen taraftarların bir ülkede yoğunluk oluşturması gibi bir tehditle karşı karşıya kalmış olabilirdik. Neyse ki böyle bir durum yaşanmıyor.
İkinci farklılık ise statlardaki seyirci kapasitesi… Aşılamaların artışıyla birlikte lig sezonunun sonuna doğru tüm dünyada görmeye başladığımız “sınırlı sayıda seyirci” uygulaması, Euro 2020’de de devam ediyor. Her ne kadar ilk kez bir Avrupa Şampiyonası’na atmosferin en önemli unsuru olan futbolseverler bu denli az sayıda iştirak ediyor olsalar da uzun bir aranın ardından onlara kavuşan oyuncular adına hasretin kısmen giderildiğini söylemek gerek.
Tribünlere alınacak seyirci sayısının tam kapasiteye oranı, statlara göre değişkenlik gösteriyor. A Milli Takımımızın grubunda İtalya ile oynadığı maça ev sahipliği yapan 72 bin kişi kapasiteli Roma Olimpiyat Stadı’na %25 oranında seyirci alınırken; Galler ve İsviçre maçlarımızın ev sahibi olan Bakü Olimpiyat Stadı için ise bu oran %50 olarak belirlendi… Diğer şehirler St. Petersburg, Budapeşte, Kopenhag, Bükreş, Amsterdam, Sevilla, Glasgow, Münih ve Londra’da da oranlar yine değişkenlik gösteriyor.
Bu iki kritik noktanın yanı sıra Euro 2016’da uygulanmaya başlayan 24 takımlı ve en iyi dört üçüncünün gruplardan çıktığı sistemin Euro 2020’de de devam ettiğini hatırlatalım. Yani daha çok takım, daha çok maç hedefi bu turnuvada da sürüyor olacak.
Favoriler kim?
Gözlemlerimiz bize, turnuvalarda daima kalburüstü olan takımların hegemonyasında bir Avrupa Futbol Şampiyonası geçirmekte olduğumuzu işaret ediyor. Ölüm grubu olarak tabir ettiğimiz F Grubu’nda yer alan son Dünya Kupası şampiyonu Fransa’nın, Almanya karşısındaki galibiyeti ve ortaya koyduğu oyun onları Euro 2020’nin en kuvvetli favorisi olarak öne çıkarıyor. Zaten kâğıt üzerinde çok güçlülerdi, bunu bu maçta tasdiklemiş oldular. Pavard, Varan, Kimpembe, Kante, Rabiot, Pogba gibi mücadele gücü yüksek, rakiplere korku salan hattı, ileride Griezmann, Mbappe ve yıllar sonra formasına kavuşan Benzema gibi yıpratıcı bir hücum üçlüsü tamamlıyor. Fransa’nın karşısında durabilecek rakip bulmak epey zor olacak.
A Milli Takımımızın yer aldığı A Grubu’nda bulunan İtalya da, 2018 Eylül’den bu yana maç kaybetmeden turnuvaya gelmiş durumda. Fransa’ya rakip olacak en kuvvetli takım olarak dikkat çekiyorlar.
Öte yandan genç ve başarıya aç olan İngiltere’nin de önünün açık olduğunu söylemekte fayda var. Teknik Direktör Southgate’in zekâsıyla bütünleşen takım, sahaya keyif veren bir oyun ortaya koyuyor. Şampiyon olmaları bu yüzden sürpriz olmayacaktır. İspanya, Almanya, Portekiz, Hollanda ise bahsi geçen görüntüden şu an için uzaktalar…
Eriksen’in kalbi durdu, dünya tek yürek oldu
Görsel Kaynak: megahaber27.com
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda başarı kıstasının yanı sıra akıllara yer edecek, oyundan daha kıymetli unsurlar olduğunu hatırlatan anlar da yaşanmaya devam ediyor. Bunların başında Danimarkalı Christian Eriksen’in, Finlandiya ile oynadıkları maç sırasında aniden yere yığılarak kalbinin durması, verdiği yaşam mücadelesi, takım arkadaşlarının reaksiyonu ve bu olaya bağlı yaşanan daha birçok detayın varlığı geliyor.
Karşılaşmanın 43. dakikasında Eriksen, kendisine doğru kullanılan taç atışında topla temas etmek üzereyken aniden yere düştü. Takımın kaptanı ve bir dönem Fenerbahçe forması da giymiş olan Simon Kjaer durumu fark edip hamle yapan ilk isim oldu. Eriksen’in dilinin boğazına kaçmasını önleyen Kjaer, sahaya giren Eriksen’in eşini sakinleştirdi ve takım arkadaşlarıyla birlikte çember oluşturarak dışarıdan görüntü alınmasının önüne geçti. Bu sırada Eriksen’e kalp masajı yapan sağlık görevlileri Danimarkalı futbolcuyu hayata döndürmeyi başardı. Christian Eriksen, sonraki günlerde hastaneden iyi olduğu mesajını verdi; fakat bazı testler için gözetim altında tutulduğunu da sözlerine ekledi.
Görsel Kaynak: bloggazetesi.com
Bu süreçte gündeme gelen noktalardan biri reji ekiplerinin böyle kriz anlarında, görüntü alımı açısından bir etik kurala tabii tutulması gerektiği üzerineydi. Ayrıca Eriksen’in futbol oynamaya devam edip edemeyeceği konusunda da sağlık çalışanlarının görüşü alınmaya devam ediliyor. Genel kanı, Eriksen’i bir daha yeşil sahalarda görmenin zor olduğu yönünde… Ayrıca iki kez COVID-19 geçirmiş olması da bu hastalığın kalp üzerinde tahribat bırakmış olabileceğine dair görüşlerin artmasına neden olmuş durumda. Ancak şunu belirtmek lazım ki dünyanın dört bir yanından insanların Eriksen’in hayata dönmesi adına ettiği duaları ve temennileri görmek, umuyoruz ki insan hayatının her şeyden değerli olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Unutmamayı temenni ediyoruz.
Ronaldo’dan Coca-Cola tepkisi
Görsel Kaynak: cumhuriyet.com.tr
Tarihin gelmiş geçmiş en başarılı futbolcularından biri olarak gösterilen Cristiano Ronaldo’nun Macaristan ile oynayacakları maça dair yapılan basın toplantısında önündeki Coca-Cola şişelerini kaldırarak “Kola değil, su için” demesi, turnuvanın önüne geçebilecek detaylardan biri oldu. Toplumsal olaylara gösterdiği hassasiyetle tanınan Portekiz’in süper yıldızı, yaptığı bu hareket sonrası futbolla ilgili ilgisiz çok sayıda insana sporcunun büyüklüğünün başarılardan ibaret olmadığını gösterir nitelikteydi. Keza devamında Macaristan maçında birçok rekoru da kırmış oldu. 11 gole ulaşarak Fransız efsane Michel Platini’yi geride bıraktı ve Avrupa Şampiyonası tarihinin en golcü ismi oldu. Ayrıca 5 ayrı Euro turnuvasında yer alan ve gol atan ilk oyuncu unvanlarını ele geçirdi.
Greenpeace’in paraşütçüsü sahaya indi
Görsel Kaynak: germany.in-24.com
Fransa - Almanya maçının başlamasına saniyeler kala, Allianz Arena Stadı’nın üzerinde bir paraşütçü belirdi. Paraşütünün üzerinde “Petrole kırmızı kart gösterin” yazan aktivist, “örümcek kamera” olarak tabir edilen kameranın düzeneğine çarpınca dengesini kontrol etmekte güçlük çekti. Az kalsın tribünlere çarpacak olan paraşütçü, çok tehlikeli bir manevrayla sahaya inmeyi başardı. Sonrasında görevliler aktivisti uzaklaştırırken paraşütçünün üzerinde bir çevre örgütü olan Greenpeace’in tişörtünü giydiğini gözlemledik. Greenpeace ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, paraşütçünün Volkswagen’i ve fosil yakıt kullanmalarını protesto ettiğini belirtti.
Görsel Kaynak: fanatik.com.tr
Tüm bu yaşananlar bize gösteriyor ki 2020 Avrupa Şampiyonası’nda gözümüz Türkiye’de ve favorilerde olduğu kadar bize çok daha fazlasını anlatan bu anların da üzerinde olmalı. Hele ki pandemi gibi bir süreci atlatmak üzereyken… Yaşamaya, sporu ve sunduğu oyunu sevmeye ve paylaşmaya vakit ayıracağınız bir turnuva olsun!
Quick Yurt Dışı Seyahat Sigortası
Yurt Dışı seyahatlerinizde koronavirüs ile ilgili karşılaşabileceğiniz riskleri de teminat altına alan Quick Yurt Dışı Seyahat Sigortası ile güvendesin. Quick Yurt Dışı Seyahat Sigortası Covid-19 Destek Paketi, yurt dışı seyahatiniz sırasında Covid-19 tanısı konulması durumunda sizi güvence altına alıyor.
Vize başvurularında da kullanabileceğin sigortanı 2 dakikada al, poliçen e-posta adresine hemen gelsin.
Detaylı bilgi için:
