Sessizce yol alan elektrikli araçlar, yaya güvenliğini tehlikeye atıyor. İşte bu durum anlaşıldığından beri elektrikli araçlara yapay ses ekleniyor. Hatta bazı otomobil devleri, marka kimliğine özel ses tasarımları için ses mühendisleri ve müzisyenlerle çalışıyor.
Yapay ses, yaya güvenliği sağlıyor
Yüksek enerji verimliliği sağlaması, emisyonunun sıfır ve bakım gereksiniminin az olması nedeniyle tercih edilen elektrikli otomobiller, sessiz çalışma özelliğiyle de biliniyor. Fakat avantaj gibi duran bu sessizlik özelliği, farklı bir tehlikeye ve güvenlik sorununa yol açıyor: Yayalar, sessizce yaklaşan elektrikli otomobilleri fark edemiyor. İçten yanmalı motorlu araçlardan doğal olarak çıkan motor sesi, yayalara bir uyarı işlevi görüyor; elektrikli araçlarda bu motor sesi bulunmuyor. Üstelik bu tehlike kanıtlanmış durumda. ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi’nin (NHTSA) 2018 yılında yayımladığı rapora göre elektrikli araçların yayalara çarpma riski, içten yanmalı motorlu araçlara göre yüzde 37 daha fazla.
2019 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yürürlüğe giren yasada; elektrikli araçların yol alırken, yavaşlarken, geri giderken ve durduğu esnada farklı yapay sesler çıkarması gerektiği belirtiliyor. Kullanıcı deneyimi ve güvenlik açısından trend haline gelen elektrikli araçlara yapay ses eklenmesi konusu, özellikle görme engelli kişiler ve çocuklar için çok önemli. Japonya gibi ülkeler de tehlikeyi azaltmak için elektrikli araçların düşük hızda yapay ses çıkarmasını zorunlu hale getirmiş durumda. Örneğin Avrupa Birliği, 1 Temmuz 2019’da, yeni çıkan tüm elektrikli ve hibrit araçlarda, düşük hızlarda çalışan "AVAS" (Acoustic Vehicle Alerting System) sistemini zorunlu hale getirdi.

Özel yapay sesler tasarlanıyor
Tasarlanan bu yapay sesler, gürültüden ibaret değil; özel olarak tasarlanmış, dikkat çekici ve rahatsız edici olmayan tonlardan oluşuyor. Bu sesleri oluşturmak için ses mühendisleri ve müzisyenlerle iş birliği yapan elektrikli otomobil üreticileri, markalarına özel ses tonları geliştirmeye odaklanıyor. Yani bazı araçlar için füturistik tonlar, bazı araçlar için ise klasik motor seslerine yakın tonlar tercih ediliyor. Bazı otomobil devleri ses tasarımı yaparken marka kimliğini güçlendirecek ve imza özelliği taşıyan tonlar yaratıyor.
Yapay sesler görevini gerçekleştiriyor
Yapılan araştırmalar, elektrikli araçlara eklenen yapay seslerin özellikle düşük hızlardaki çarpma ve kazaları önemli oranda azalttığını gösteriyor. Yakın zaman içinde görme engelli kişiler için geliştirilen ve yine elektrikli araçlara eklenen akustik yönlendirme sistemleri de bu teknolojinin bir parçası haline geldi. Bu özelliğin yıllar içinde bir iletişim aracı haline gelmesi, araçların “geçebilirsin”, “duruyorum”, “hareket ediyorum” ve “dikkat” gibi seslere sahip olması da bekleniyor.

Markaların yapay ses çalışmaları
Japonya merkezli otomotiv şirketi Nissan, yapay ses sistemine "Canto" (Şarkı söylüyorum) adını veriyor. Markanın Leaf modelinde uygulanmaya başlanan bu sistem; hızlanma, yavaşlama ve geri gitme hareketlerine özel tonlar içeriyor. Nissan, bu seslerin hem güvenli hem de şehir yaşamına uygun olmasını amaçlıyor.
Yıldızlararası (Interstellar) ve Başlangıç (Inception) gibi filmlerle bilinen ünlü film bestecisi Hans Zimmer’i duymuşsunuzdur. Alman otomobil devi BMW, ses tasarımı için mesleğinin en iyilerinden biriyle çalışıyor ve 2020 yılından beri elektrikli modelleri için Zimmer ile iş birliği yapıyor. Füturistik ve duygusal yapay motor sesleri üreten BMW, bu sesleri i4 ve iX gibi modellerde kullanıyor. Ayrıca sesler, aracın hızlanmasına ve yavaşlanmasına göre dinamik olarak değişiyor.
Gelelim Almanya merkezli Mercedes’e… EQ serisi araçları için “Acoustic Presence Indicator” sistemini yaratan ve güvenlik ile marka kimliğini ortaya koyan Mercedes, projelendirdiği ses tasarımını duygusal bağ kurma aracı olarak tanımlıyor. Üstelik markanın yarattığı bu ses teknolojisi hem iç hem de dış mekanlarda rahatça duyulabiliyor.