Avrupa’nın en güzel ve en bakir sahillerine, büyüleyici dağlara ve göllere sahip olan Arnavutluk; kendine has, hoşgörülü, misafirperver bir ülke. Üstelik bu ülkeye vizesiz seyahat etmek mümkün.
Kendilerine “kartalın çocukları” diyorlar
Balkan Yarımadası'nın batısında, Otranto Boğazı'nda yer alan ve Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Yunanistan ile sınır komşusu olan Arnavutluk, dağlık ve büyüleyici kıyılara sahip bir Güney Avrupa ülkesi. Dağlık arazisiyle “kartalların ülkesi” olarak tanımlanan Arnavutluk’un bayrağında kartal yer alıyor. Bayraktaki çift başlı kartal, ülkenin kimliğini ve bağımsızlığını simgeliyor. Zaten Arnavutlar da kendilerine “shqiptar” diyor, yani kartalın çocukları. Müslüman, Katolik, Ortodoks ve Bektaşilerin birlikte huzur içinde yaşadığı ülkede misafirleri korumaya ve onlara saygılı davranmaya büyük özen gösteriliyor. Üstelik bu kendine has, hoşgörülü, doğasıyla büyüleyen, misafirperver ülkede; Türk misafirler 90 gün boyunca vizesiz konaklayabiliyor. Arnavutluk’u gezmek için en uygun tarihler, haziran başı ila eylül sonu arası.
Dinamik, sanat ve tarih dolu başkent Tiran
Ülkenin en büyük şehri ve başkenti, Tiran. Mağaza, kafe ve restoranlarla çevrili olan Myslym Shyri Caddesi ise şehrin en hareketli bölgesi. Ülke seramik ve çömlek işleriyle ünlü; eğer sevdiklerinize sembolik bir hediye arıyorsanız buradaki hediyelik eşya mağazalarına göz atabilirsiniz. Ayrıca Arnavutlar için kahve tutkunu demek mümkün. Çevrede birçok güzel kafeye denk gelebilirsiniz. Genellikle yaz aylarında festivaller, konserler ve etkinliklerin düzenlendiği Tiran’daki Blloku bölgesi, barları, kulüpleri ve restoranları ile ünlü.
Bu genç ve dinamik şehirde tarih ve sanata doymak isterseniz ise sizi ilk olarak çevresinde Arnavutluk Ulusal Tarih Müzesi, Etnografya Müzesi, Opera Binası ve Hükümet Binaları bulunan Skanderbeg Meydanı’na (İskender Bey Meydanı) doğru alalım. Şehirde Arnavutluk’un tarihini sergileyen Arnavutluk Ulusal Müzesi’ni, 1991 yılında tekrar ibadete açılan Ethem Bey Cami’sini, 35 metre yüksekliğiyle etkileyici bir şehir manzarası sunan Saat Kulesi’ni, ülkenin önce gelen sanat kurumlarından biri olan Arnavutluk Opera ve Bale Tiyatrosu’nu, Osmanlı dönemine ait olanlar dahil üç binden fazla eserin sergilendiği Tiran Ulusal Tarih Müzesi’ni, Arnavut ressamların ve uluslararası sanatçıların eserlerini sergileyen Ulusal Sanat Galerisi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Bakir sahiller, sessiz koylar…
Arnavutluk bozulmamış ve bakir doğasıyla ünlü. Arnavutlar’ın “Bregu” dediği, dünyada ise “Albanian Riviera” olarak bilinen Arnavutluk Rivierası, Adriyatik ve İyon Denizi’nin birleştiği noktada bulunuyor. Berrak sulara sahip sahil şeridi, büyük otellerin çok sayıda olmaması ve fazla turist almaması nedeniyle korunmuş durumda. Arnavutluk Rivierası’nın en sakin koyunda bulunan, altyapı ve elektriğin olmadığı Gjipe Plajı’na, Gjipe Kanyonu’ndan yürüyerek ulaşılıyor. Beyaz taşları ve turkuaz suyuyla ünlü Jale Plajı, etrafı kayalarla çevrili ve berrak suya sahip Llamani Plajı (Himarë), “sessiz Karayipler” olarak tanımlanan Ksamil Adaları, butik otellerin yer aldığı fakat hala sakin kalan Palasa Plajı, uzun ve geniş kumsalıyla bilinen canlı Dhermi Plajı, yedi kilometre uzunluğuyla Arnavutluk’un en uzun plajı Borsh, balık restoranları ve temiz suyuyla ünlü Porto Palermo Koyu, sadece tekneyle gidilebilen ve deniz mağaralarıyla ilgi çeken Karaburun Yarımadası; ülkenin en güzel yerlerinden birkaçı. Ayrıca Arnavutluk Rivierası’nın sularında caretta caretta kaplumbağalarını, kıyılarında ise zeytinlikler ve portakal bahçeleri görebilirsiniz.
Görkemli Arnavutluk Alpleri ve doğası
Kış aylarında karlarla kaplanan, bahar ve yaz aylarında tercih edilen Arnavutluk Alpleri (Bjeshkët e Namuna), diğer adıyla Lanetli Dağlar (The Accursed Mountains) ülkenin kuzeyinde bulunuyor. “Lanetli” sıfatlı arazideki kayalık zirveler, zorlu geçitler ve sert hava koşulları nedeniyle kullanılıyor. Valbona Vadisi ve Theth Ulusal Parkı ile ünlü dağlık bölgenin en yüksek noktası, 2 bin 694 metre ile Maja Jezerce. Altı ila sekiz saat arasında süren bir trekking macerası arayanların büyük keyifle gezebileceği Maja Jezerce’de derin vadiler, yemyeşil ormanlar ve berrak göller bulunuyor. Yerel mutfağı tatmak ve ülkenin geleneksel yaşamına konuk olmak isteyenlere öneriler ise taş evleriyle ünlü Theth Köyü, doğa yürüyüşü sevenleri kendine çeken Valbona Köyü. Arnavutluk Alpleri, aynı zamanda farklı kuş türlerinin, ayıların, kurtların ve dağ keçilerinin de evi.
Bölgede trekking yapacak birçok alan olsa da en iyi rota; Arnavutluk, Karadağ ve Kosova'yı kapsayan ancak izinle yürünebilen 192 kilometre uzunluğundaki dağ yürüyüş parkuru Peaks of the Balkans rotası. Tırmanış tutkunlarının favorileri ise Kruja Dağı, Maja e Hekurave, Maja e Rosit zirveleri.
Ülkedeki bir başka doğal güzellik ise çok sayıda bulunan göller. En önemlileri Seman, Shkumbin, Vjosë, Scutari (Shkodër), Ohrid ve Prespa gölleri iken 280 kilometre uzunluğundaki Drin Nehri de büyük öneme sahip. Enerji üretimi açısından oldukça önemli bir kaynak olan ve biyoçeşitliliğiyle bilinen nehirde, beslenme ve geçim kaynağı olarak balıkçılık yapılıyor.

Arnavutlar hakkında ilginç bir bilgi
İşte Arnavutluk seyahatinizde işinize yarayacak, yanlış anlaşılmalara yol açılmasını engelleyecek ilginç bir bilgi!
Eğer konuşmadan “evet” demek istiyorsak başımızı yukarı ve aşağı, “hayır” demek istiyorsak ise sola ve sağa sallarız ya; işte Arnavutluk’ta bunun tam tersi yapılıyor. Yani onlar “evet” için kafalarını sola ve sağa, “hayır” için ise yukarı ve aşağıya sallıyor.