COVID-19’un hayatımızın büyük bir kısmına etki etmesiyle birlikte seyahat anlayışımız da değişmek durumunda kaldı. Aşının bulunması ve aşılanmanın başlamasıyla beraber gündeme gelen “aşı pasaportları”, bazı ülkelerce kabul edilirken bazı ülkeler için eşit olanaklar sağlanmadığı sürece haksızlık olarak görülüyor.
İlk olarak Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’in önerisi ile konuşulmaya başlayan aşı pasaportları, Avrupa Birliği üyesi diğer ülkelerin liderleri tarafından da dillendirilmeye başladı. İspanya, Portekiz, Malta ve Yunanistan gibi ülkeler aşı pasaportlarına sıcak bakarken Almanya’nın da içinde bulunduğu bazı Avrupa ülkeleri, hem kendi vatandaşlarına hem de ülkelerine girecek olan diğer ülke vatandaşlarına karşı yapılacak bir haksızlık olarak görüyor.
Dünya Sağlık Örgütü ise aşı pasaportu şartı getirilmesinin elzem olmadığını söylüyor. Aralık ayında Danimarka’nın Kopenhag şehrinde yapılan basın toplantısında, Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Catherine Smallwood, ülkelere giriş ve çıkışlarda bağışıklık karnesi gibi bir öneri yapmadıklarını söyledi. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün geçtiğimiz ekim ayı Estonya’yla imzaladığı projede, dijital bağışıklık pasaportuna yeşil ışık yakabileceği söyleniyor. Yine son gelişmelere göre İsrail ve Yunanistan arasında “Yeşil Aşı Pasaportu” anlaşması imzalandı. Böylece her iki ülkenin vatandaşlar, karşılıklı olarak bu pasaportu ibraz edecekler.
Aşı pasaportunu isteyen ilk havayolu şirketi
Avustralyalı havayolu şirketi Qantas, uçağa binecek yolcular için “bağışıklık/aşı pasaportu” isteyecek olan ilk havayolu şirketi. Bunun yanı sıra Lufthansa, United Airlines ve JetBlue gibi havayolu şirketlerinin de “CommonPass” isimli aşı pasaportu isteyebileceği söylendi.
Gönüllülük esasına göre yapılan aşılar sonucunda, aşı belgesi ibraz edenlerin ek haklara sahip olabileceği ya da bazı kısıtlamalardan muaf tutulabileceği de söyleniyor. Aşı yaptıranlar için restoran, kafe ve barlara girebilmek de, bir ayrıcalık olarak sayılabilecek. Biontech & Pfizer, Moderna, Sputnik V, Oxford University & Astra Zeneca, CoronaVac veya SinoVac aşılarından hangilerinin seyahat için kabul edileceği ise henüz belli değil.
Türkiye’deki turizm acenteleri ne düşünüyor?
Aşı pasaportları ülkemizdeki turizm acenteleri tarafından da sıkı takip ediliyor. Anadolu Ajansı’na konuyla ilgi konuşan Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, bu pasaportların pozitif ve negatif yanlarının olabileceğini söyledi. Ayrıca yaz ayına kadar aşılanmaların tamamlanmasının zor olduğunu, bu sebeple aşı olmayanların aşı pasaportlarıyla “cezalandırılabileceğini” de sözlerine ekledi. Yavuz ayrıca “Uygulamanın bu şartlarda hayata geçirilmesi ülkelerle vatandaşlarını karşı karşıya getirir. Bu yeni bir gerginlik yaratabilir. Herkesin aşıya ulaşabilmesinin sağlandığı ve seyahat edilecek ülke kısıtlamasının olmadığı durumda aşı pasaportuna sıcak bakılabilir. Bu şartlar sağlanırsa aşı pasaportu, dünyanın en değerli pasaportu olabilecektir. Sadece belirli bir aşı firması ve AB içerisinde dolaşıma izin verilen bir şart koşulursa bu Türkiye'nin aleyhine olur" dedi.
Aşı pasaportlarını nasıl alacağız?
Aşı pasaportlarını veya bağışıklık sertifikalarını nasıl alacağımız henüz tam belli olmamakla beraber, birçok şirket pasaportlarla ilgili uygulama veya proje üretme yarışına girdi.
2012 yılında kurulan Onfido, projesine başladığı bağışıklık pasaportu uygulamasıyla bazı otel zincirlerinin ilgisini çekti. İngiliz Yoti firması ise 2018 yılından beri devlet kurumlarına kimlik doğrulama hizmeti sunuyor. Yoti, şu sıralar “sağlık sertifikası” uygulaması için çalışıyor. Yine İngiliz bir firma olan Manchester merkezli VTS ise, V-Health sistemini geliştirdi. Bu sistemi kullanan Centre Pass şirketi, Covi-Pass uygulaması ile “veri güvenliği riski düşük” bir sağlık pasaportu elde ettiklerini söyledi. Bütün bu bilgilerin ışığında, aşı pasaportlarının uygulama mı yoksa basılı mı olacağı henüz net değil.
Pasaporta herkes ulaşabilecek mi?
BBC Türkçe’ye konuşan Exeter Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ana Beduschi, aşı pasaportu uygulamasının yaratabileceği ayrımcılığı şu şekilde açıklıyor: "Yetkililerin, restoranlara, toplu taşıma araçlarına ya da kamusal alanlara girmek isteyen herkesten düzenli olarak bağışıklık durumlarını göstermelerini istediği bir tabloyu düşünelim. Aşı olanların serbestçe dolaşabildiği, diğerlerinin engellendiği bir durumda, aşıya ya da COVID-19 testlerine erişemeyenlerin ya da buna maddi olarak gücü yetmeyenlerin özgürlüğü fiilen kısıtlanacaktır. Şimdiye kadar salgından daha çok etkilenen bazı kesimler için bu durum daha da orantısız bir etki yaratır. Aşı ya da testlerin herkes için erişilebilir olmadığı durumda dijital pasaportlar toplumda var olan eşitsizlikleri daha da derinleştirir."