Sigorta sektörünün beklenmeyenle imtihanı

Sigorta sektörünün beklenmeyenle imtihanı

PwC’nin “Sigortada Yenilikler” raporu ve diğer araştırmalarından süzülen analizler, sigorta sektörünün yakın gelecekte “tahmin edilemezlik” tehdidiyle baş edebilmesinin yollarını anlatıyor. İşte öneriler! 

Beklenmedik olaylar karşısında önlem almak ya da risk senaryoları hazırlamak sigorta sektörünün işinin hatta vizyonunun bir parçası. Ancak günümüzde söz konusu bilinmezlikleri sınıflandırabilmek artık geçmişe oranla çok daha zor. COVID-19 pandemisi sonrası müşteri ve çalışan beklentileri son yirmi yılda daha çok değişti.

Örneğin iklim değişikliği, teknolojinin son sürat ilerlemesi, müşterilerin özel ürün ve hizmet beklentisinin artması, risk profillerini geri dönülemez biçimde etkiledi. Sektör yöneticilerinin başarılı olmak için rekabetçi stratejik seçimler yapmaktan başka çaresi kalmadı.

2018 ve 2021 yıllarında yapılan PwC araştırmalarına bakıldığında, çok sayıda sigortacı yeni konseptlere yatırım yapmak ve bunları test etmek için risk sermayesi kategorileri oluşturuyor. Sigortacılar, analiz ve yapay zekâ alanlarına da yatırım yapıyor ki bu sayede riski ayrıştırmada ilerliyor. Ek olarak ve belki de en önemlisi dijital kanalların sunduğu veriler ışığında diğer ürünlere sigortayı dahil ediyorlar.

Müşterilerin dijital kanallardan işlem yapma arzusu günbegün artıyor.
Müşterilerin dijital kanallardan işlem yapma arzusu günbegün artıyor.

Geleceğin sigortacılığı biçimlenirken

İş dünyasında bugün işe yarayan bir şey, bundan birkaç ay sonra işe yaramayabilir. Bu noktada müşterinin ne istediği çok daha fazla önem kazanıyor. Örneğin 2018 ve 2021 yıllarında 6 bin sigorta müşterisiyle yapılan PwC araştırmalarından öne çıkan sonuçlar şöyle:

- Yüzde 45, bir sigorta şirketinden 365 gün 7/24 online destek bekliyor.

- Yüzde 77, taleplerini cep telefonuyla oluşturmayı istiyor.

- Yüzde 80, kullanıcı dostu dijital arayüz istiyor ve bu eksikse şirketi bırakacağını söylüyor.

Sigorta şirketleri yatırımlarını yönlendirmek için bazı seçimler de yapmak zorunda. Sigortacılar riskler ve sunulacak hizmetler hususunda daha hâkim olunabilir gördüğü aşağıdaki beş alandan birine odaklanıyor:

- Dijitalleşme, veri ve entegrasyon

- Marka ve dağıtım

- Üst düzey, yenilikçi ürünler

- Stratejik ortaklıklar

- Etkili yapılandırma


Kazananlar neyi doğru yapıyor?

Sigorta şirketleri geçmişte daha belirsiz bir yaklaşımla işin içinden çıkabilse de günümüz dünyasında bu artık mümkün değil. Özel sermaye, varlık yöneticileri ve pazara yeni katılanlar, sektör dönüşümünden faydalanmak için büyük bir disiplinle hareket ediyor.


PwC’nin “Sigortada Yenilikler” raporuna göre en başarılı sigortacıların birkaç kilit özelliği şöyle:

“Hayır” diyebilirler: Stratejik bir yön belirleyip bunun dışında kalan her başlığa “hayır” diyebiliyorlar. Sadece finansal hedefler koymak yerine öncelik sıralamasına göre finanse edebilirler. Büyük projelere de daha az önemli alanlara da yatırım yapabilirler.

Yaratıcı ürünler oluştururlar: Sıfırdan yeni ürün kategorileri belirleyebilirler. Sigorta dünyasında erken davranan şirketler, önemi giderek artan konuları gözden kaçırmaz ve buna yönelik ürünler tasarlarsa bir adım öne geçebilir. Örneğin son dönemde BES’e olan ilgiyle de kendini gösteren emeklilik için birikim yapmaya yönelik davranışlar, sigorta şirketleri için yeni ürün başlıkları açmak konusunda yardımcı olabilir. Ailelerin ekonomisini zorlayabilen, çocukların eğitimini garantiye almaya yönelik ürünler, çocuk ve yaşlı bakımı konusunda sunulabilecek paketler gibi…

Ortaklık kurmaktan kaçınmazlar: Ortaklıklar ve anlaşmalar günümüzde bir gereklilik. Şirketler, ekosistemlere katılıp InsurTech’e yatırım yapıyor. Bu tür yatırımların çoğu kendi başlarına oyunun kurallarını değiştiren nitelikte değil tabii ki. InsurTech yatırımları, stratejik hedefe yaklaştırıyorsa değerli hâle geliyor. Sigorta şirketleri, temel ilkelerine ve stratejik büyüme planlarına uyan yeni ortaklar, teknolojiler ve iş modelleri buldukça bunların uygulamadaki değerlerini test edebilir.

Poliçe ve sözleşmeleri etkin bir şekilde hazırlayan, ödeme konusunda olanak sağlayan ve mali durum takibi yapan temel bir işleme sistemi yeterli olur.
Poliçe ve sözleşmeleri etkin bir şekilde hazırlayan, ödeme konusunda olanak sağlayan ve mali durum takibi yapan temel bir işleme sistemi yeterli olur.

Stratejiye öncülük eden teknoloji platformları: Çok sayıda sigorta şirketi “dijitalleşmenin” ötesinde, tutarlı bir stratejiye bağlı kalamıyor. Müşteriler de çalışanlar da giderek artan bir şekilde sigortacıların çevrimiçi anlamda kolay çalışılabilir olmalarını bekliyor. Bu amaçla etkin bir şekilde poliçeler ve sözleşmeler hazırlayan, ödemelere olanak sağlayan ve mali durum takibi yapabilen bir sistem kuranlar başarıyı yakalayabilir.

Stratejik bir teknoloji platformunun sahip olması gerekenler şöyle sıralanıyor:

Temel bir işleme sistemi: Şirketin büyümesine ve gelişmesine yardımcı olacak bir sistem yeterli olacak. Poliçe ve sözleşmeleri etkin bir şekilde hazırlayan, ödeme konusunda olanak sağlayan ve mali durum takibi yapan temel bir işleme sistemi yeterli olur.

Dijital veri ve entegrasyon becerileri: Hem şirket verileri hem de üçüncü şahıslara ait verilere erişip bu verileri analiz etmek önemli. Yönetim kurulunun karar alabilmesi ve yeni kapasitelerin kurulabilmesi için gerekli olan dijital veri ve entegrasyon becerileri mutlaka kazanılmalı.

Müşteriye/kullanıcıya yönelik sistemler: Çağrı merkezlerine ve ofislere destek sağlayan sistemler, müşterilerin sorunlarını hızlıca çözmek adına gerekli. Müşteri kimliklerine ve hizmet geçmişlerine hemen ulaşmak amacıyla sigorta şirketi temsilcilerinin işi daha kolay yürüyecek.

Raporlama ve uyum platformları: Raporlama bir şirket için çok önemli. Yüksek kaliteli veriler sağlayan, kesin ve doğru finansal raporlama ve muhasebecilik yapan, etkin uyuma olanak sağlayan raporlama sistemleri uygulamaya geçmeli.

Bulut: Bulut sistemleri çok önemli. Yeni inovasyonlar için hızlıca yapılandırılabilen, bulut teknolojisini etkin kullanabilen sigorta şirketleri avantaj sağlayacak. 

Sigorta şirketleri arasında iş gücüne yatırım yapanlar da öne çıkacak.
Sigorta şirketleri arasında iş gücüne yatırım yapanlar da öne çıkacak.

Yeni modellere yatırım

Yol haritası çizerken alternatif iş modellerinin sigorta sektörünü nasıl dönüştürdüğü ile ilgili olmak gerekiyor. Örneğin müşteri davranışlarına ilişkin dijital kanalların kullanımındaki artış günlük hayatın bir parçası. Ya da yapay zekâ alanlarında yapılan yatırımlar sayesinde şirketler, riski ayrıştırmada başarılı olup müşteriye çeşitli ve ayrıntılı sigorta kapsamları sunabiliyor. İş planı yaparken görevlerin makineleşmesi ve insanlar ile teknoloji arasındaki bütünleyici ilişkiye verilen önemin giderek artması şirketler açısından dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta.


Yetenekli iş gücünü koruma

Sigorta şirketleri arasında, temkinli ve ikna edici bir şekilde esneklik gösterenler, gelişim imkanlarına sahip anlamlı kariyer yolları sunanlar, diğerlerinden ayrışacak. Böyle davrananlar, yetenekli iş gücü yaratma ve sahip olma konusunda elini güçlendirecek.


Sürdürülebilirlik ve iklim riskleri

Sigorta sektörü uzun bir süredir çevresel sorunlara büyük önem veriyor. Bu sorunlar sigorta şirketlerinin risk ve ödeme taleplerini değerlendirme şekillerini doğrudan etkiliyor. Nitekim sürdürülebilirlik konusunda sigortacılar iş modellerini giderek daha dikkatli bir şekilde inceliyor. Buna karşılık sürdürülebilirlik ve yönetişim de aynı oranda önemli hale geliyor. Resmi ESG raporlama gerekliliklerini karşılamak sigorta liderleri için önemli. Yatırımcılar, müşteriler ve iş gücü de ESG konusuyla yakından ilgileniyor.

Artan değişim veya değişimden tamamen uzak durma beklentisi artık hiçbir sektör için geçerli değil. Özellikle sigorta sektörü temsilcileri üstlerine düşeni yaparak rekabetçi ortamda yollarına son hızla devam edebilir.