İnsan Geliştirme (Human Enhancement) tıp bilimi ve teknolojinin yüksek iş birliğinin bir sonucu olarak karşımızda. Artık teknoloji sayesinde insan vücuduna çok daha fazla tıbbi destek ve müdahale yapılabiliyor. Amaç, insan doğasının sınırlarını aşmak!
İnsan Geliştirme, çok genel tanımlamayla insan verimliliğini veya yeteneğini artıran ya da bir şekilde insan vücuduna katkıda bulunan tıbbi ve teknolojik yöntemlerin tamamını ifade etmek amacıyla kullanılıyor. Ancak bu yazıda tam anlamıyla kastedilen “biyoteknoloji marifetiyle tedavi sınırını aşan, kalıcı nitelikte ve doğrudan uygulanan geliştirme maksatlı tıbbi müdahaleler”.
Tıp ve teknoloji alanında zaman zaman iç içe geçen gelişmeler günümüzde insan vücuduna müdahale eylemlerinde sınırları bulanıklaştırıyor. Bu da etik tartışmaları beraberinde getiriyor. Sonuçta insan doğasına doğal ya da yapay yollarla müdahalelerde bulunmak suretiyle mevcut insan sınırlarının üstüne çıkmak amaçlanıyor.
Birçok bilim kurgu filminin konusu da olabilen bu alanın liderliğini gerçek hayatta askeri ve ticari alanlarda uygulanan araştırmalar ve çalışmalar üstleniyor. İleri düzeyde rekabetin söz konusu olduğu bu iki alanı akademik saha takip ediyor. Sonuçta hepsi birbirine bağlı ve bir alanda elde edilen ilerleme bambaşka bir alanda yeni bir gelişmenin kapısını aralıyor.
İnsan Geliştirme’nin sunduğu imkanlar
Günümüzde bilgisayar ve internet yordamı ile bireylere ileri seviyede teknolojik imkanlar sağlanıyor. Dolayısıyla bilgi teknolojilerinin birçok alanındaki gelişmeler, insan geliştirme olarak sınıflandırılabilir. Yeteneklerimizi veya görünümümüzü genişleten, geliştiren veya olumlu yönde değiştiren herhangi bir teknolojiyi içerebilir. İlaçlar, hormonlar, implantlar, genetik mühendisliği veya bazı ameliyatlar İnsan Geliştirme şemsiyesi altında toplanabilir.
Çağdaş örnekler verirsek kavramın kapsamı çok daha netleşebilir. Üreme teknolojileri, bazı plastik cerrahi türleri, genetik mühendisliği, nöral implantlar, beyin-bilgisayar arayüzleri, nanoteknoloji müdahaleleri ve 3D biyobaskı gibi gelişmekte olan teknolojiler; gelecekteki insan geliştirme teknolojileri için muhtemel adaylar. Bazı araştırmalarda gelecekte zihinlerin çevrimiçi ağlara bağlanması da İnsan Geliştirme’nin gelecek vizyonları arasında sayılıyor.
Gartner Hype Cycle’a göre önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde ivme kazanacak olan İnsan Geliştirme teknolojileri kapsamında üniversitelerde verilen eğitimler de önem kazanıyor.
Etik Tartışmalar ve Endişeler
İnsan Geliştirme teknolojileri çok çeşitli faydalar sunsa da bu teknolojiler etik tartışmalara konu oluyor. Tartışmaların odak noktası “insan olmanın ne anlama geldiği” oluyor. İnsan Geliştirme teknolojilerinin kutsal olarak kabul edilenleri değiştirmesi korkulanlar arasında. Öte yandan bu alanın ilerlemesini destekleyenler, gelişmenin her zaman insan doğasının bir parçası olduğunu iddia ediyor. Bu kesime göre insanlığı geliştirmek ahlaki bir görev.
Öte yandan İnsan Geliştirme’yi destekleyen bilimsel topluluğun bir kısmı da bu alandaki gelişmenin biyoteknoloji ve nanoteknoloji ile birlikte aşağıdaki başlıklarda alınacak yollara bağlı olduğunun altını çiziyor.
Arayüzlerin Evrimi: İnsanın makine ile kurduğu iletişimde en önemli arayışlardan biri sistem arayüzlerinde insan davranışlarına uygun gelişmeler. Burada ihtiyaç duyulan unsur en kısa sürede bilgiye erişmek. Halihazırda ses teknolojisi (sesli yönlendirmeler vb.), parmak izi, göz ve yüz tanıma gibi özellikler sayesinde insanların teknoloji ile etkileşimi büyük ölçüde değişti. Ancak tüm bu sistemlerin insan bedeniyle entegre olması (örneğin beyin dalgalarıyla yönetilmesi gibi) üzerine de çalışmalar sürüyor. Dolayısıyla geliştikçe farklı kapılar açan ve gelişmeye devam eden tüm dijital ekosistemin önünde uzunca bir yol var. İnsan Geliştirme çalışmalarıyla göbek bağı olan bir yol!
İnsan Algoritması: Dijital teknolojiyle iç içe bir hayat süren insanın dijital dünyayla etkileşimi insan davranışlarına dair çok sayıda algoritma üretecek. Kuruluşlar, insanı anlama katsayılarını artırmak ve deneyimlerini dönüştürmek amacıyla güvenli kişisel verileri kullanıyor. Daha açıkçası kullanıcı davranışı ve alışkanlıkları inceleniyor. Örneğin sağlık ve sağlıklı yaşam sektöründe, finansal hizmetler ve sigorta sektöründe, davranışlara göre belirlenen bireysel düzenlemelerle kullanıcıya özel hizmet sunuluyor.
Kişisel ve Kolektif Benlik: Dijital teknolojideki gelişmeler iki farklı gerçekliğin gelişmesini sağlıyor. Bir yandan, istenen bir şey ya da hizmet bir düğmeye tıklamak suretiyle elde edilebildiğinden öngörülemeyen kullanıcı davranışları söz konusu olabiliyor. Diğer taraftan da dijital teknoloji, benzer düşünen insan gruplarıyla bağlantı kurmayı kolaylaştırdığından markaların toplu pazarlara ulaşmaları kolaylaşıyor. Bu ikilemin bir sonucu olarak markalar herkes için bir şeyler yapmak ile kişiselleştirmeye yönelmek arasında kalıyor. Bu duruma getirilecek yaratıcı çözümler İnsan Geliştirme’ye ciddi manada hizmet edecek.
Güven Paradoksu: Şüpheli içeriğin yaratılmasındaki artış, gerçekliği tespit etmeyi zorlaştırıyor. Gerçeği deşifre etmeye yardımcı olmak için makinelerin insanın küçük ayrıntıları tanıma yeteneğini artırması gerekebilir. Şeffaflık, mahremiyet ve sahtekarlık konularını ele alan Blockchain, potansiyel olarak yardımcı olabilecek teknolojilerden biri. Bu teknolojilerin artması bekleniyor.
Dönüştürülmüş Deneyim: Artırılmış Gerçeklik, Sanal Gerçeklik ve Karıştırılmış Gerçeklik üçlüsünün bir arada bulunduğu duruma “Genişletilmiş Gerçeklik” (Extented Reality – XR) deniyor. XR, ileri teknolojilerin ve yaratıcı süreçlerin gerçekliklerimizi nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Bu teknolojiler normalde hayal edilmesi imkânsız olan bir dünyayı geçici olarak deneyimlemeye izin veriyor. Avatar filminin içinde karakterlerden biri olduğunuzu düşünmek bu konuyu algılamaya yardımcı olabilir. Yaratıcı bir perspektiften bakıldığında, bu bir devrim niteliğinde.
Tıp bilimi ile teknolojinin gittikçe birbirine yaklaşarak aradaki sınırın zamanla belirsizleşmesi insan vücuduna tarihte hiç görülmemiş bir şekilde müdahalenin kapısını aralıyor.