Dünyada besin alerjisi sıklığının artmasıyla beraber hızla önlemler alınmaya başlandı. Türkiye'de artık işletmeler müşteriye alerjen gıda bilgisi vermek zorunda. Süt, yumurta ya da fıstık pek çok kişinin bildiği alerjenlerden ancak öyle garip alerji türleri var ki yaşayanların hayatını kabusa çeviriyor.
Türkiye'de yeni yıl itibariyle restoran, kantin gibi toplu tüketim yerlerinde gıdalarla ilgili alerjen bilgilerinin müşteriye sunulması zorunlu hale geldi. Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği ile alerjen bilgileri özel ya da kamu olsun tüm işletmelerde, afiş, yazı tahtası ya da menüler ile tüketicilere sunulacak. Ayrıca ambalajlı gıdalarda da beslenme bildirimi yapılacak. Bilinçli tüketim alışkanlığına yönelik bu adım, ölümcül reaksiyonlara neden olabilecek anafilaksi gibi durumların önlenmesi açısından büyük önem taşıyor. Alerji ve neden olduğu hastalıklar çağımızın en sık görülen sorunlarının başında geliyor. Özellikle değişen yaşam şartları, paketli gıdalar ve katkı maddelerinin etkisiyle, besin alerjisi görülme sıklığı tüm dünyada artış gösteriyor. Yoğun çalışma hayatının getirdiği stres ve sürekli bilgisayar başında olmanın yarattığı elektro-manyetik kirlilik alerjik hastalıklara davetiye çıkarıyor.
En sık çocukluk döneminde ortaya çıkıyor
Bağışıklık sisteminin gıdadaki proteini 'tehlike' olarak algılayıp, anormal tepki vermesi sonucu ortaya çıkan besin alerjisi genellikle bebeklik ve çocukluk döneminde ortaya çıksa da yetişkinlerde de görülebiliyor. Peki gıdalara alerjimiz olup olmadığını nasıl tespit ederiz? Hangi besinler alerjen grubuna giriyor?
Fıstık alerjisi ölümcül olabilir
İnek sütü, yumurta, fındık, fıstık, yer fıstığı gibi kuru yemişler; domates, çilek, çikolata, soya, buğday, balık, kabuklu deniz ürünleri en sık alerjiye yol açan besinlerden. Alerjik kişiler bu besinleri tek başına ya da farklı bir besinle birlikte tükettiklerinde kaşıntı, kızarıklık, dil ve dudakta şişme, ses kısıklığı, nefes darlığı, öksürük, morarma, bulantı, kusma, tansiyon düşüklüğü ve bayılma gibi şikayetler yaşıyor. Özellikle fıstık alerjisi, ani başlayarak tüm vücudu etkileyen ölümcül anafilaksi şokuna neden olabiliyor. Ayrıca salam, sucuk, cips, hazır çorba gibi paketli gıdalarda kullanılan monosodyum glutamat (MSG) katkı maddesi pek çok kişi fark etmese de sıklıkla alerjik etkilere yol açıyor.
Bu alerji türlerinin bir kısmını kendinizde ya da yakın çevrenizde görmüş olma ihtimaliniz yüksek. Ancak bir de insana 'yok artık' dedirten, yaşayanların hayatını adeta kabusa çeviren alerji türleri var. Teknolojiden su alerjisine kadar ismini muhtemelen ilk kez duyacağınız garip alerji türlerini şöyle sıralayabiliriz:
Kendi gözyaşına da alerjisi var
Su alerjisi: Dünyada sadece 35 kişide görülen su alerjisinin tıp literatüründeki ismi Aquagenic Urticaria. Bu alerji türünden muzdarip kişiler, ne rahatça ellerini yıkayabiliyor ne de banyo yapabiliyor. Alerji, suda bulunan iyonlara karşı ediniliyor. Bu kişiler suya maruz kaldıktan hemen sonra ciltlerinde kurdeşen benzeri kızarıklıklar yaşıyorlar ve bu kızarıklıklar yaklaşık yarım saat sürüyor. Su içerken bile nefes sıkışması ve boğaz şişmesi gibi durumlar yaşanabiliyor. İngiltere'de yaşayan Katie Dell isimli kadın bu sorunu yaşayan kişilerden biri. Kendi gözyaşına bile alerjisi olduğunu söyleyen genç kadın haftada bir gün sadece iki dakika banyo yapabildiğini söylüyor.
Su dışında her şey yasak: Bu örnek ise su alerjisinin tam tersi diyebiliriz. Tıbbi bir ismi olmasa da dünyada bilinen tek örneği Avustralyalı Kaleb Bussenschutt isimli vaka. Kaleb Bussenschutt su, buz ve limonata dışında hiçbir şeyi tüketemiyor. Serumla beslenerek yaşamsal ihtiyaçlarını sağlayan çocuk, herhangi bir şeyi yediği anda kusuyor ve şiddetli mide krampları yaşıyor. Hekimler bu hastalığın henüz bir tedavisi bulunmadığını söylüyor.
Balık kokusu alerjisi: Balık ya da kabuklu deniz ürünlerine alerjisi olanlar bir yana, bir de balığın kokusuna bile alerjik olan kişiler var. Ancak sözünü ettiğimiz şey balık kokusu nedeniyle mide bulantısı yaşamanın çok daha ötesinde. Bu kişilerde havaya yayılan çok küçük balık proteini parçacıkları nedeniyle alerjik reaksiyonlar görülüyor. Durum öyle ciddi ki geçtiğimiz yıl ABD'de 11 yaşındaki Cameron Jean-Pierre isimli çocuk, babaannesinin evde pişirdiği balığı soluması sonucu fenalaşarak hayatını kaybetti.
Teknoloji alerjisi: Bazı insanların ise elektronik cihazlara alerjisi var. Bilgisayar, cep telefonu, wireless sistemleri, saç kurutma makinesi, mikrodalga fırın, kısacası teknolojiye dair ne varsa hepsine alerjisi olan bu kişiler migren benzeri baş ağrıları ve deri döküntüleri yaşıyor. Çağımızda bu cihazların bulunmadığı bir alanda yaşamak ne kadar mümkün bilinmez ama belirtilere bakılırsa bu alerji türüne sahip kişilerin arttığını da söyleyebiliriz.
Egzersiz alerjisi: Tıbbi ismi 'egzersize bağlı anafilaksi' (exercise-induced anaphylaxis-EIA) olan alerji türü kesinlikle göz ardı edilmemeli. Çoğu zaman koşu, tenis, dans ve bisiklet gibi yoğun fiziksel aktivitelerden sonra görülen egzersiz alerjisi kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor ve hafif egzersizler sonrası da yaşanabiliyor. Kişilerde spor sonrası kurdeşen, kızarma, hırıltılı solunum ve sindirim problemleri görülüyor. Bu belirtileri görmezden gelerek spora devam etmek ise boğaz tıkanması veya tansiyon düşüklüğü gibi durumlara sürüklüyor.
Soğuk hava alerjisi: Dondurucu soğukta dışarıda kalmayı muhtemelen kimse sevmez ama bazı insanlar için durum üşümenin çok ötesinde. Soğuk havaya alerjisi olanlar ani astım atakları ve ağır eklem ağrıları yaşayabiliyor. Bunun dışında ciltte de kurumaya bağlı yaralar görülüyor. Alerjiye neden olan şey ise kan basıncının ani olarak düşmesi olarak biliniyor.
Para alerjisi: Çalışmak istemeyenler için yaratıcı bir bahane gibi görünse de dünyada paraya alerjisi olan insanlar gerçekten var. Çok miktarda kağıt parayla temas edenlerde burun alerjileri ve astım belirtileri görülüyor. Hatta ABD'de sadece bu nedenle akciğer hastalığı raporu alan bir banka memuru var. Öte yandan bozuk paralar üretilirken kullanılan bir maden olan nikel de ellerde egzamaya neden oluyor.