Ömrü uzatan ve kısaltan gıdalar

Ömrü uzatan ve kısaltan gıdalar

Amerika Birleşik Devletleri’nde Michigan Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre gıdalar ömrümüzden çalabiliyor veya ömrümüze katabiliyor. Hamburger yemek ortalama 70 yıllık ömrümüzden 10 dakika çalarken bir porsiyon fındık tüketmek ömrümüze 26 dakika ekliyor. Detaylarını merak ettik ve Diyetisyen Nursel Paköz’den bu araştırma ve beslenme önerileri hakkında bilgi aldık. 

1 gram işlenmiş et, eksi 45 saniye

Diyetisten Nursel Paköz’ün yanıtlarını almadan önce bu çok konuşulan araştırmayı kısaca anlatalım. Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmacıların gerçekleştirdiği bu çalışma, gıdaların insanların yaşam süresini nasıl etkilediğini belirlemek için 6 bine yakın gıda üzerinde yapılmış. Araştırmacılara göre işlenmiş etin 1 gramı, ortalama olarak ömrümüzü 45 saniye kısaltıyor. Gün içinde işlenmiş et veya kırmızı et yerine tuzsuz ve sossuz kuruyemiş, meyve ve sebze ağırlıklı beslenirsek ömrümüze her gün 48 dakika ekleyebileceğimizi söyleyen uzmanlar, gıdalardaki sodyum ve trans yağ değerlerine göre de inceleme yapıyor. Sağlık Beslenme İndeksi (The Health Nutritional Index) olarak tanımlanan bu çalışmada; gıdalar, karbon ayak izine yani gezegene zarar vermemelerine göre de değerlendiriliyor. 

Bir avuç fındık, ömrümüze 26 dakika ekliyor.
Bir avuç fındık, ömrümüze 26 dakika ekliyor.

Araştırmaya göre ömrü kısaltan gıdalar:

Sosisli sandviç 36 dakika

Double cheeseburger 8 dakika 8 saniye

Hamburger 10 dakika

Pizza 7 dakika 8 saniye

Bir bardak kola 12 dakika 30 saniye

Araştırmaya göre ömrü uzatan gıdalar:

Tavuk kanadı 3 dakika 30 saniye

Bir avuç fındık 26 dakika (soslu, tuzlu, kavrulmuş olmayan kuruyemiş)

Bir porsiyon somon 16 dakika

Avokado 2 dakika 8 saniye

Muz 13 dakika 30 saniye

Diyetisyen Nursel Paköz; sağlıklı beslenme ve Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmayla ilgili sorularımızı yanıtladı.
Diyetisyen Nursel Paköz; sağlıklı beslenme ve Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmayla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Beslenme konusundaki önerileriniz ve çalışmalarınızda tavsiye ettiğiniz beslenme tipi nedir?

Danışanlarıma önerdiğim diyet listelerinde doğala en yakın, işlenmiş ürünlerden uzak, daha çok bitkisel, daha az hayvansal besinlerden oluşan bir beslenme tipi oluşturmaya özen gösteriyorum. Bilim de bunu söylüyor zaten. Bu beslenme şekliyle diyabet, kanser, kalp ve damar gibi hastalıklardan korunabildiğimizi biliyoruz. Yasakların değil de dengenin söz konusu olduğu bir beslenme modeli uygulatmaya çalışıyorum. Mottom “Diyet yapmayın, sağlıklı beslenin”. Beslenme programlarını hazırlarken yaş, cinsiyet, kronik hastalıklar gibi kişisel farklılıklar dışında kişinin yaşam tarzını da anlamaya çalışıyorum. Genellikle ilk olarak “Bir gününüz nasıl geçiyor, bana biraz anlatır mısınız?” diye soruyorum. Diyet listesini, kahvaltı saatini ve öğün sayısını buna göre planlıyorum. Çünkü en mükemmel diyet listesini de hazırlasanız kişi uygulayamadıktan sonra bir anlamı olmuyor. Örneğin; sabah 11.00’de uyanan birini, sabah 08.00’de kahvaltı etmeye zorlamıyorum. Beslenme programı mutlaka kişisel olmalı ve uzman bir diyetisyen tarafından hazırlanmalı.

Antioksidan özelliği olan kırmızı meyve ve sebzeler, günlük beslenmemizde önemli.
Antioksidan özelliği olan kırmızı meyve ve sebzeler, günlük beslenmemizde önemli.

Amerika Michigan Üniversitesi'nde yapılan bu araştırmaya göre, gıdaların ömrü kısaltabildiği ve uzatabildiği belirlenmiş. Bu araştırma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gıdaların insan ömrüne ve yaşam kalitesine etkisi kesinlikle var. Beslenme, fiziksel aktivite ve stresli yaşamla birlikte anılan en önemli çevresel bileşenlerden biri. Bunu en çok toplumsal gözlemler yaparak fark ediyoruz. Örneğin Japonya sınırlarında yer alan Büyük Okyanus’taki Okinawa Adası’nda, dünyanın en uzun ömürlü insanları yaşıyor. Bu adadaki beslenme şekli; renkli meyve ve sebzelerin her öğünde kullanıldığı, pişirme yöntemi olarak buharda ve haşlamanın tercih edildiği, kırmızı et yerine balık tüketildiği “Gökkuşağı Diyeti”.

Kırmızı meyve ve sebzelerin antioksidan özelliği vardır, kanserden koruduğu söylenir. Kızartma yerine buharda pişirmek hem besin içeriklerini korur hem de zararlı kanserojen bileşenlerin oluşumunu engeller. İşte bu ada topluluğu da beslenmede doğru seçimler yapıyor, bu da haliyle ortalama yaşam süresini etkiliyor. Kısacası Hipokrat’ın 2500 yıl önce söylediği söze geliyoruz: “Gıdalarınız ilacınız, ilacınız gıdalarınız olsun.”

Araştırmada belirtilen süreler tek bir seferlik gıda tüketimi için mi geçerli, sürekli tüketim için mi?

Bu çalışmada, tam 5 bin 853 gıda maddesi hem insan sağlığına etkileri hem de ekolojik etkileri göz önünde bulundurularak bir sıralamaya koyulmuş. HENI adını verdikleri bir indeksle bu gıdalar, kazanılan veya kaybedilen dakikalara çevrilmiş. Olumlu puanı olan gıdalar, kazanılan; olumsuz puanı olan gıdalar da kaybedilen dakika olarak hesaplanmış. Araştırmadan anladığımız kadarıyla bu dakikalar tek bir tüketim için geçerli. Yani siz bir tane hamburger yediğinizde vücudunuza ne gibi bir fayda sağlıyor veya ne kadar zarar veriyorsunuz, bu hamburger üretiminde doğaya ne kadar karbon salınıyor ve ne kadar su kullanılıyor gibi detaylar bir teraziye konuluyor.

Çalışmanın çarpıcı sonuçları var. Örneğin günlük beslenmenizin sadece yüzde 10’unu, işlenmiş et veya sığır etinden; meyve ve sebze, fındık, baklagiller ve deniz ürünlerine çevirdiğinizde, ömrünüz 48 dakika artıyor ve karbon ayak iziniz yüzde 33 azalıyor. Bu çalışma gıdaları, sağlıklı veya sağlıksız diye ayırırken sadece insana değil doğaya verdiği zararları da göz önüne almamız gerektiğini söylüyor. 

Sağlık beslenme için sebze ve meyve ağırlıklı, baklagiller ve kuruyemişlerle zenginleştirilmiş Akdeniz diyeti öneriliyor.
Sağlık beslenme için sebze ve meyve ağırlıklı, baklagiller ve kuruyemişlerle zenginleştirilmiş Akdeniz diyeti öneriliyor.

Fast food, yağlı yiyecekler, gazlı içecekler gibi gıdaların sürekli tüketmenin zararlı olduğunu artık herkes biliyor. Aslında bu araştırma sonucu da sebze meyve ağırlıklı beslenmeyi öneriyor. Herkes için en sağlıklı beslenme tipi budur diyebilir miyiz?

Yeryüzünde fast food gıdaların iyi geldiği bir insan yok. Bunlar herkes için zararlı. Kilo almaya çalışıyor olsanız bile bu besinleri yememelisiniz. Bu besinler lif içermiyor, bu yüzden kan şekerini hızlıca yükselterek diyabete davetiye çıkarıyor. İçerdiği yüksek tuz nedeniyle kalp ve damar hastalıklarına, kansere yol açabiliyor. Dünya genelinde hayvansaldan bitkisele dönüş var. Ben bir diyetisyen olarak hem kendi beslenmemde hem de danışanlarımın beslenmesinde, haftada bir günün etsiz geçmesini öneriyorum. Elbette orantılı bir şekilde ete de izin var. Genellikle sebze ve meyve ağırlıklı, baklagiller ve kuruyemişlerle zenginleştirilmiş olan Akdeniz diyeti öneriyorum.

Türk mutfağından da örnekler verebilir misiniz bu konuda? En sakıncalı ve en sağlıklı gıdalarımız neler?

Türk mutfağı çok geniş bir besin çeşitliliğine sahip. Şunu net olarak söyleyebilirim ki sağlıklı beslenmeye karar vermiş birisi için Türk mutfağında sonsuz seçenek var. Coğrafi olarak şanslıyız, bir sürü sebze ve meyveye ulaşabiliyoruz. Hepsi de birbirinden değerli içeriklere sahip. Bana göre bir besini düşman ilan edip diğerini çok sağlıklı diye göklere çıkarmak yanlış. Önemli olan beslenmenizde dengeyi sağlayabilmek. Kendi beslenmemde de bunu sağlamaya çalışıyorum. Biz diyetisyenler de bayıla bayıla baklava börek yiyoruz. Her gün yemiyorsanız ve kronik bir hastalığınız da yoksa ara sıra “sağlıksız” kabul edilen besinleri yemenizde sakınca yok. Sağlıklı beslenmek demek, tatsız tuzsuz yemek yemek değil aslında. Türk mutfağında, doğru baharatları doğru şekilde kullanarak sağlıklı ve leziz yemekler yapabilirsiniz. Bana kalırsa Türk mutfağındaki en zararlı şey, pişirme yöntemi olan kızartma diyebiliriz. 

Kaynak: nature.com


Quick Konut Sigortası

Huzurlu bir ev için, hem hesaplı hem kapsamlı konut sigortan 2 dakikada hazır.

Detaylı bilgi için:

quicksigorta.com/konut-sigortasi