Metabolic balance programı, “Diyet yapmadan ideal kiloya ulaşmak, sağlıklı olmak mümkün değildir” algısını yıkıyor. Metabolizmaya adeta format atarak ideal kiloya ulaşmanızı sağlayan bu programla yeme alışkanlıklarınız değiştiğinden, kilonuzu yıllar geçse de koruyabiliyorsunuz.
Metabolic balance programı aslında klasik tıpla modern tıbbın birleşiminin bir ürünü diyebiliriz. Almanya’da Doktor Wolf Funfack ve besin uzmanlarının uzun yıllar süren çalışmaları sonucunda geliştirilen kilo ve metabolizma düzenleyici bu sistemde, güncel sağlık ve kişisel bilgileriniz ile laboratuvar tahlilleriniz dikkate alınarak kişiye özel bir beslenme programı hazırlanıyor. En az iki ay doktor kontrolünde geçen bu sürecin ardından yeme alışkanlıklarınız değişiyor. Süreç sonunda ideal kiloya ulaşmanın yanı sıra hormonlarınız düzenleniyor ve sağlık sorunlarınız azalıyor. Dünyada 34 ülkede yıllardır uygulanan Metabolic balance programının tüm detaylarını, programının Türkiye ayağından Dr. Altay Öktem ve Dr. Yavuz Selim Sılay ile konuştuk.
Metabolic balance programı nedir?
Dr. Altay Öktem: Almanya’da Dahiliye Uzmanı Dr. Wolf Funfack ve beslenme uzmanları tarafından geliştirilen Metabolic balance programı, 2009 yılından beri Türkiye’de de uygulanıyor ve sadece temsilci olan doktorlar hizmet veriyor. İlk yıllarda Dr. Wolf Funfack’ın yılda iki kez doktorlara verdiği temsilcilik eğitimi seminerleri, şu an İstanbul ve Ankara’da olmak üzere yılda altı kez düzenleniyor. 3 günlük seminerin sonunda yapılan sınavda başarılı olup sertifika alan hekimler danışanlara hizmet vermeye başlıyor.
Pratisyenler ve aile hekimlerinin dışında cildiye, jinekoloji, fizik tedavi gibi tıbbın farklı branşlarında uzmanlaşmış yüzden fazla hekimle Türkiye, KKTC ve Azerbaycan’da hizmet veriyoruz. Metabolic balance bir diyet programı değil, ‘Yo-Yo etkisi’ yani verilen kiloyu geri alma etkisi olmayan, metabolizmaya bütüncül yaklaşan bir sistem. Hormon ve enzimlerin dengelerini sağlayacak şekilde beslenmeyi düzenleyerek metabolizmanın en ideal ölçüde çalışmasını sağlıyor. Burada kilit nokta insülin seviyesi. İnsülin seviyesini dengeleyerek diğer hormonların da dengelenmesini sağlamış oluyoruz.
Kolesterol ve şeker düzeyi, tiroid hormonu, karaciğer, böbrek fonksiyonları gibi 36 parametreyi barındıran tahliller yapılıyor ve tahlil sonuçlarıyla birlikte kullanılan ilaçlar, cinsiyet, boy, kilo, yaş gibi kişisel bilgiler bilgisayar ortamında Almanya’ya iletiliyor. Binlerce parametre birbiriyle ilişkilendirilip bilgisayar programıyla analiz edilip, kişiye özel beslenme programı çıkarılıyor. Kişinin neleri ne kadar yemesi gerektiği gibi detaylar içeren bu programa danışanın kararlılıkla uyması durumunda belirlenen periyot içinde kişi ideal kilosuna ulaşabiliyor.
Başarı oranı çok yüksek. Yine de ideal kiloya ulaşamayanlar olabiliyor; bu durumun altında genelde psikolojik nedenler yatıyor. Bu tür durumlarda belli hormonların salgısı azalıyor ve metabolizma yavaşlıyor.
Programı uygulama süreci nasıl işliyor?
Dr. Altay Öktem: Gelen beslenme programı kişinin hangi protein ve sebze çeşitlerini hangi oranlarda tüketmesi gerektiğinin yanı sıra hangi meyveleri, hangi peynir çeşitlerini, hangi et çeşitlerini tüketmesi gerektiğine kadar detaylı bir liste içeriyor. Örneğin kişinin vücudunda kalsiyum azsa, beslenme programında kalsiyum yönünden zengin besinler oluyor. Bu sıkı dönem dediğimiz süreçte uyguladığımız yöntem. İdeal kiloya ulaşılana kadar süren döneme biz sıkı dönem diyoruz.
Buprogramı kimler tercih ediyor?
Dr. Altay Öktem: Kendi isteğiyle kilo vermek isteyenlerin yanı sıra sağlıklı kilo almak için de başvuranlar oluyor. Çoğunluk kilo vermek isteyen danışanlarımızda. İdeal kilosunda olup da cildinden memnun olmayan ya da daha enerjik, canlı olmak için gelen danışanlarımız da var.
Dr. Yavuz Selim Sılay: Biz sadece kilo verdirmiyoruz, kilo almak isteyenler de bize danışıyor. Biz kişinin metabolizmasını dengeleyen bir beslenme programı sunuyoruz. Metabolizmanın hızlanması çok önemli. ‘Su içsem yarıyor’ sözünün sebebi metabolizmanın yavaşlaması. Metabolizmaya uygun bir yaşam tarzı öneriyor, danışanlarımızı takip ediyoruz.
Tip 2 diyabet hastalarının yüzde 86’sı ilaçtan kurtuldu
Dr. Altay Öktem: metabolic balance® Programı’nı uygulayanlar üzerinde Almanya’da yapılan klinik çalışmada tip 2 diyabet hastalarının yüzde 86’sı diyabet ilacını program sonrasında kullanmayı bıraktığı görülüyor. Bu oldukça önemli bir başarı.
Programla birlikte egzersizi de mutlaka öneriyor musunuz?
Dr. Altay Öktem: Programa başladığımız yağsız sıkı dönemde ağır spor yapmak yerine hareketli olmayı öneriyoruz. Nabzı çok hızlandırmadan yürüyüş, yüzme gibi sporları tavsiye ediyoruz. Çünkü spor yaparken nabzı çok yükselten egzersizlerde vücut oksijensiz kaldığından anaeorobik faza geçiyor ve karbonhidrat yakmaya başlıyor. Vücudun yağ yakması için insülinin düşük olması ve oksijen olması gerekiyor. Yapılan araştırmalar yağ yakmada beslenmenin payının yüzde 97, sporun yüzde 3 olduğunu gösteriyor. Yağ en çok uyku sırasında, vücutta oksijen bol olduğunda yakılır.