Motor performansları, gelişmiş fren teknolojileri, araç içi bilgisayar ve güvenlik sistemleri derken, iyi bir otomobili “sıradan” bir otomobilden ayıran parametrelerin sayısı her geçen gün artıyor. Peki ya işin görsel kısmı? Yani karşılaştığımız otomobile karakterini kazandıran ve onu 2 tonluk bir çelik yığını olarak görmekten alıkoyan şeyden bahsedeceğiz sizlere: Tasarımdan!
Kaynak: theverge.com
Kimisi için net bir statü sembolü kimisi için tutku, kimisi içinse sadece bir ulaşım aracı… Renault’un baş tasarımcısı Laurens Van der Ecker’e göre, tüketici otomobil tercihini yaparken mantığıyla yola çıkıyor ama satın alma aşamasında kazanan yine duygular oluyor. İşte tam da bu yüzden, dev bir endüstri olan otomotiv için tasarımın önemi çok büyük.
İşte dış görünümleriyle kalp atışımızı hızlandıran, iç detayları ile hayatımızı kolaylaştıran otomobillerin heyecan verici tasarım yolculuğu...
Bir tasarım departmanında kim, ne iş yapar?
Kaynak: legacy.bmw.com
Otomotiv tasarımı multi-disipliner bir tasarım dalıdır. Bu nedenle farklı uzmanlık alanlarına mensup tasarımcı ekibinde, kullanıcı deneyimi tasarımından tekstil ve modaya, endüstriyel tasarımdan teknik çizime kadar pek çok farklı disiplin omuz omuza çalışır. Örneğin önemli bir kısmı endüstriyel ürün tasarımı eğitimi alan konsept tasarımcıları, otomobillerin nasıl görüneceğine karar verir ve bunun için gereken ilk çizimleri gerçekleştirir. Yani konsept tasarımcıları için, yeni bir otomobilin tasarım sürecinde ilk yaratıcı kıvılcımları çakan kişilerdir diyebiliriz.
Alias tasarımcıları ise konsept tasarımcılarından gelen çizimleri Autodesk A-lias isimli bir yazılım aracılığıyla 3 boyutlu hale getirirler. Böylece eskizlerden ve teknik çizimlerden oluşan otomobil tasarımları, Alias tasarımcılarının elinde 3 boyutlu sayısal bir çıktıya dönüşürler.
Renk ve materyal tasarımcıları ise işin göze ve duyulara hitap eden kısmında devreye girerler. Genelde güzel sanatlar fakültelerinden mezun olan bu ekip üyeleri, otomobillerin üzerinde kullanılacak renk tonlarına, dokulara ve malzemelere karar verirler. Günümüzde otomotiv sektöründe çalışan renk ve materyal tasarımcılarının önemli bir kısmı kadınlardan oluşur. Yani otomobillerin fark yaratan tasarımlarına “kadın zarafeti değiyor” demek mümkün.
Kaynak: Toyota Global Newsroom
Tasarım mühendisleri içinse otomobil tasarımının birleştirici gücü diyebiliriz. Çünkü tasarım mühendisleri, tasarımdan çıkan veriyi üretime aktaran en önemli köprü olma özelliğine sahip. Ayrıca tasarım mühendisleri, yapılan tasarımın üretime ve otomotiv piyasası normlarına uygun olup olmadığını da tespit ederler. Diğer taraftan otomobil tasarımının ergonomi testlerini gerçekleştirmek de tasarım mühendisinin işleri arasında yer alır.
Kaynak: www.formtrends.com
Bu kemik ekibin yanı sıra ayrıca otomotiv sektörüne iş yapan tasarım departmanlarında veya bağımsız tasarım stüdyolarında oluşturulan tasarımı fiziksel olarak modelleyen ve bunları bir çeşit kil ya da 3D yazıcılar kullanarak hayata geçiren modelcileri de unutmamak gerek. Model yapımında kullanılacak CNC tezgahının operasyonundan sorumlu teknisyenler ve pek çok ara eleman da sürece emeği ve bilgisiyle katkıda bulunur.
Yeni bir otomobilin tasarımı nereden başlar?
Yeni bir otomobilin fikir aşamasından piyasaya sürülmesine kadar geçen süreç ortalama iki buçuk-üç yıl arasında değişir. Ve süreç hiçbir zaman tasarım stüdyolarındaki ekiplerin hayal ve eskizlerinden yola çıkmaz. Yeni bir otomobilin / modelin yaratım sürecinin fitilini daima markanın pazarlama departmanları ateşler.
Kaynak: Footage.framepool.com
Bu aşamada markanın pazarlama danışmanları ve analistleri, markanın pazarlama ve karlılık hedefleri doğrultusunda detaylı bir analiz gerçekleştirirler. Bu analizlerden yola çıkarak otomotiv piyasasında değişen eğilimler, tüketicilerin satın alma davranışları ve çağa göre yeniden şekillenen yaşam biçimleri gibi verilerle sentezlenen bilgi yeni bir otomobil modeli tasarlama yolunda atılan ilk adımdır.
Tasarım süreci boyunca neler yaşanır?
Pazarlama departmanından gelen tasarım talebi, o markanın aşağı yukarı nasıl bir otomobil tasarımına ihtiyaç duyduğunu anlatan bir yol haritası gibidir. Bu yol haritasını değerlendiren tasarım stüdyoları, öncelikle ekipçe “Whiteboard meeting” ismi verilen ve ortaya atılan tüm fikirlerin beyaz tahtaya yazıldığı ve sonrasında yine ekipçe değerlendirildiği bir beyin fırtınası toplantısı gerçekleştirirler.
Bu toplantının çıktıları ile birlikte konsept tasarımcıları tasarlanacak yeni otomobilin karakterini belirleyecek çalışmalara başlar. Bu süreçte onlarca alternatif tema çalışan konsept tasarımcılarının çalışmaları, son aşamada genelde 3’e düşürülür ve kısa listeye kalan tasarımlar üzerinde gerekli oynamalar yapılır.
Alias tasarımcılarının çalışmaları ile tüm iç ve dış alanlarıyla 3 boyutlu hale getirilen bu taslak temalar, kısa listenin içinden yapılacak nihai seçim konusunda önemli bir rol oynar. Renk ve materyal tasarımları da bir yandan süren ve artık nihai teması belirlenen otomobil tasarımı için yeni bir macera başlar: Prototip üretimi
Kaynak: Porsche Newsroom
Prototip üretimi sırasında, tasarım ile mühendisliğin uyumu için yoğun bir çaba sarf edilir. Tasarım mühendisleri tarafından denetlenen bu süreçte, tasarım unsurlarının markanın sahip olduğu Ar-Ge imkanları ile örtüşmemesi ya da otomobile eklenen bir tasarım unsurunun tasarımda ön görülen materyalle üretilememesi gibi çeşitli faktörler süreci oldukça yavaşlatabilir. İşte bu gibi zorlukların aşılması için otomobil firmaları genelde 3. parti ismini verdikleri çözüm ortakları ile çalışırlar. Yani firma, kendi tesisinde üretemediği / üretmeyi tercih etmediği bir otomobil koltuğu ya da dikiz aynası tasarımını başka bir tesiste ürettirip sadece montajını kendi tesisinde gerçekleştirebilir. Elbette tüm bu çözüm ortaklığı süreci katı bir gizlilik içinde gerçekleşir.
Tüm bu aşamaların ardından üretim süreci biten prototip, artık yoğun ve zorlu bir test süreci için hazırdır. Yine gizlilik sözleşmesi ile korunan bağımsız kullanıcılarla gerçekleştirilen bu testler sonucunda çıkan kullanıcı iç görüleri ile prototip son halini alır. Ve tasarım aşamasında ortaya çıkan güçlüklerle birlikte yaklaşık 30 – 35 ayı bulan zorlu süreç sonunda, otomotiv dünyasının yeni bebeği artık doğmaya ve her geçen gün kızışan rekabet ortamında mücadeleye başlamak için hazırdır!