Hobi atölyelerinin pratikteki asıl amacı ne? Taş boyama, takı tasarım, DJ’lik ve daha onlarca hobi için atölyelere koşan kişiler ne bekliyor, ne alıyorlar?
Renklerle terapi: "Yeteneğim yok demeyin, deneyin"
Bostancı'da hobi atölyesi sahibi Füsun Doğan, resim, modelleme, hamurla 3 boyutlu çalışma, taş boyama gibi farklı teknik ve malzemelerle çalışıyor.
Hafta sonu, hafta içi, gündüz, akşam olmak üzere farklı zaman dilimlerinde çocuk-yetişkin herkese eğitim veriyorsunuz. Kursiyerlerin genel özellikleri, beklentileri nedir?
Çok çeşitli. Yetişkinlerde hafta sonu gelen grup doktor, mühendis, avukat gibi stresli meslek gruplarından. Atölyeye katılma sebepleri de bu stresten arınma. Buraya geldiklerinde adeta kendilerini kaybediyorlar. Çünkü burada bir şey üretirken tamamen ona odaklandıkları için dertlerini dışarıda bırakmış oluyorlar. Onlar da "Kuş gibi hafifledim" ya da "Başım ağrıyordu, geçti" gibi ifadelerle bu durumu dillendiriyorlar. Aslında biz buna renklerle terapi diyoruz. Hafta içi gelen ekip ise çalışmayanlar, işe ara verenler ya da erken emekli olanlardan oluşuyor.
Aralarından meslek edineni var mı?
Hobi atölyesine başlayıp da "Aslında ait olduğum yeri, yapmam gereken mesleği buldum" diyen ve yolunu böyle çizen pek çok kişi var. Burada aldığı eğitimden sonra, bir ev kadını geçenlerde özel bir üniversitenin tekstil bölümünü kazanıp okumaya başladı. Modacı olan ve defileler yapan arkadaşlarımızı takip ediyoruz. Mimar olan da var.
Hobi atölyelerinin sırrı ya da cazibe noktası nedir size göre?
Günümüz insanı çoğunlukla fark etmiyor ama en büyük ihtiyacı üretmek. O yüzden yeteneksizim demeyin, deneyin diyoruz. Yaratıcılık ayrı bir şey ama resim yapmak öğrenilen bir şey. Üreten insanlar da bu yolla kendilerini gerçekleştirme ihtiyaçlarını karşılamış oluyorlar. Yaptıkları eserleri arkadaşlarına hediye etmeleri ya da sergilerimizde sergilemeleri de çok hoş. İyi bir sezgiyle, düzenli vakit ayırıp, severek çalışarak ilerlememenin imkanı yok.
“DJ'ler çok para kazanıyor diye gelen de var”
DJ'liğin yükselişi hobi dünyasına da yansımış. Connection Records DJ Okulu'ndan prodüktör Duhan Gönder'e göre DJ'lik popülerleştikçe ilgi de artıyor.
Öğrencilerin beklentileri ne yönde?
Müziği çok seven ya da hayali DJ'lik olan da var, yetenekli olduğunu düşünüp ne yapıp yapamayacağını öğrenmek isteyen de... DJ'ler çok para kazanıyor diye gelen de öğrencilerimiz bile oldu.
DJ olmak isteyen biri hangi özellikleri taşımalı?
Müzikle uğraşan birinin öncelikle yeteneği ve müzik kulağı olmalı. Ama DJ olmak istiyorsa ekstra ritim duygusuna da ihtiyacı var.
Sizin okulunuzda sıra dışı öğrenciler var mı? Ya da eğitim alan birini dinlemeye gittiniz mi hiç?
Burada eğitim alıp sonrasında eğitmen olmuş biri var. Şu anki öğrenciler içinde ise doktor da var avukat da... Öğrenciler arasında gerçekten yetenekli olanlar varsa, eğitmenler onda ışık görmüşse zaten eğitimden sonra kendilerine gelen işleri ufak işleri paslayabiliyorlar. Hatta warm-up dediğimiz bir şey var. Eğitmenlerimiz sahne aldıkları yerde performanslarından yarım saat önce yetenekli gördükleri öğrencilerini sahneye çıkarıyorlar. Kışın eğitim alıp yazın hocasıyla Bodrum'da sahneye çıkan öğrencimiz var. Yani aslında hem eğitim alıyorlar hem de eğer gerçekten yeteneklilerse müzik dünyasının içine girmiş de oluyorlar.
DJ'ler ne kadar kazanıyor?
Bu tamamen bilinirliğinize bağlı. Yani kazanmanız için bilinir olmanız lazım. Bu da kendinize has bir müziğinizin olması anlamına geliyor. Tamamen yaklaşık olarak söylüyorum, “no name” bir DJ iseniz bir gecede 750-1.000 TL kazanabilirsiniz. Üst sınır ise 50 bin euroya kadar çıkabiliyor.
“İkebana kursunda meditasyonda gibi hissediyorlar”
Hobi deyince aklınıza onlarca el işi geliyor olabilir ama onların arasında ikebananın yeri apayrı. Emekli İngilizce Öğretmeni Türkan Füsun Güleç, eşinin Tokyo Türk Büyükelçiliği’neki görevi dolayısıyla tanıştığı Japon çiçek düzenleme sanatı üzerine üç yıl eğitim almış. İstanbul'da bu sanatın yani ikebananın eğitimlerini veriyor.
İkebana nedir?
Japon çiçek düzenleme sanatı. Kelime anlamı ise “yaşayan çiçek” demek. Evrensel bir sanat ve özel bir felsefesi var.
Türkiye'deki ilgi nasıl?
Artık internetle birlikte ilgi yükseliyor ama dünyadaki karşılığı henüz İstanbul'da yok. Bu da farkındalıkla mümkün olacak.
İkebana kursunuza katılan birinin hayatında ne değişiyor?
Tekniği felsefesine dayanıyor. Felsefesi de Budizm’e. İkebanayla iç yolculuğa çıkıyoruz. Doğayla birleşik olarak yürütülüyor. Nasıl doğada rüzgardan ağacın dalı kırılır ama ağaç yaşamaya devam eder, biz insanlar da üzülürüz, kırılırız. Ruhen kırgınlıklarımız var. İkebana tekniğini de ruhani yanımızla harmanlıyoruz. Katılan öğrencilerim psikoterapiden çıkarken yaşadıkları rahatlamayı yaşadıklarını, ya da meditasyonda gibi hissetlerini anlatıyorlar. Zaten Uzakdoğu felsefesi arınma ve aydınlanma üzerine kuruludur.
İkebana tekniği nedir?
Çiçekler, taşlar kullandığınız her şey doğal olmak zorunda. Teknik, simetrik değil asimetriktir. Ama rastgele de değildir. Her çiçeğin sembolize ettiği bir anlam vardır. Yani tekniği de felsefesi kadar derin aslında.