Satsak mı, tutsak mı?

Satsak mı, tutsak mı?

Bitcoin başta olmak üzere kripto paralarda son günlerde yaşanan düşüşler, herkesi şaşkına çevirdi. 

Önce küçük bir açıklamada bulunalım. Okuyacağınız yazıda sürekli Bitcoin adı geçiyor. Bunun sebebi, Bitcoin’in tüm kripto paralar için itici, çekici, harekete geçirici, dipe vurdurucu güce sahip olması. Kısacası Bitcoin yükselişteyse, diğer tüm coin’ler ve alt coin’ler de yükseliyor. Bitcoin düşüşteyse hepsi düşüş eğilimi sergiliyor. Farklı durumlar yaşansa da son derece kısa vadeli oluyor. Dolayısıyla kripto paraların piri Bitcoin olduğu ve belirleyici etkisini de görmezden gelemeyeceğimiz için sürekli aynı coin’in adını geçirdik.

Çok eskiye, ilk ortaya çıktığı ve sıfır dolar ettiği 2009’a gitmeye gerek yok; Bitcoin’in 2019 yılı ortalama fiyatı 7366 dolardı. 2019 yılı içinde dip olarak 3403 doları gören Bitcoin, zirve olarak da 12,686 doları gördü. 2019 yılı değişim oranı %80’di. Ertesi yıl 2020’de Bitcoin ortalama olarak 11,200 dolar seviyelerinde seyretti. O yıl en düşük 4,830 dolar oldu, en yüksek de 28,856 dolara çıktı. 2020 yılı değişim yüzdesi %224’tü!

Tedirgin eden gelişmeler 

Elon Musk her konuştuğunda, Tweet attığında Bitcoin ya tavan yaptı ya düştü
Elon Musk her konuştuğunda, Tweet attığında Bitcoin ya tavan yaptı ya düştü

2021’in ilk dört ayı soluksuz bir tırmanış sergileyen Bitcoin, Nisan’ın son haftasından itibaren bir indi bir çıktı ve yatırımcısını şaşkına çevirdi. Az ya da çok fark etmez sürekli yükselişe alışan kitleler tedirgin ve polemiğin bini bir para oldu. Kimi “Boğa sezonu bitti, Ayı sezonu başladı” diye ısrarcıyken kimi bu düşüşün faturasını tek bir kişiye, yaptığı açıklamalar sebebiyle Elon Musk’a kesti. Kimileri ise daha derin ve devletler bazında bazı oyunlar oynandığından emin. Bazıları da “Boşuna panik yapıyorsunuz, Bitcoin geçmişte de böyle sert iniş-çıkışlar yaşadı. Çıkar yine, elinizdekini koruyun” diyor.

Tamam, çok güzel de Bitcoin başta olmak üzere, kripto paralar neden değer kaybediyor? İşte bu soruya biz de cevap aradık. Tabii ki konuyla ilgili yığınla söylenti ve spekülasyon var. Elon Musk’ın kurucusu olduğu elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın 1,5 milyar dolarlık Bitcoin alması ve Musk’ın da yakında Bitcoin ile yapılacak ödemeleri kabul edeceğini açıklaması bu kripto paraya yıl içindeki ilk rekorunu kırdırdı ve bir Bitcoin, 43 bin 968 dolara fırladı. Tarih? Şubat 2021. Musk, bir süre sessiz kaldı ve Mayıs’ta yeniden açıklamalar yapmaya başladı. 12 Mayıs’taki Twitter paylaşımını kimse beklemiyordu. Musk, kripto para üretiminin çevre dostu olmadığına dikkat çekti. Hemen arkasından da "Tesla Bitcoin satmıyor. Bitcoin madenciliği daha sürdürülebilir bir enerji kaynağına geçtiği anda Bitcoin'lerimizi alışverişlerde kullanmaya niyetliyiz" dedi. Bu da Bitcoin’de %30’u aşkın düşüşe sebep oldu.

“O elektrik devlete lazım!” 

Bitcoin’in yüzde 60’ı Çin’deki bilgisayarlarda üretiliyor ve o bilgisayarları çalıştıran elektrik de kömürden elde ediliyor.
Bitcoin’in yüzde 60’ı Çin’deki bilgisayarlarda üretiliyor ve o bilgisayarları çalıştıran elektrik de kömürden elde ediliyor.

Bir hafta kadar sonra, 18 Mayıs’ta, bu kez Çin’den bir darbe geldi. Çin, finans ve ödeme hizmeti veren kuruluşların kripto para işlemi yapmasını yasakladı. Bunun üzerine bir gün içinde Bitcoin yüzde 24 değer kaybederek 40 bin doların altına indi. Yetmedi, tam sekiz gün sonra dünya kripto para madenciliğinin yüzde 60’dan fazlasını üstlenen Çin’de kripto para madenciliğinin yasaklanmasına dair görüşmeler yapıldığı açıklandı. Bu da yetmedi, dünya kripto para madenciliğinin yüzde 4,5’unu gerçekleştiren İran da ülkedeki elektrik sıkıntısını gerekçe göstererek, dört ay boyunca kripto para üretimini yasakladı. İşin ilginç yanı, Amerika’nın ağır ekonomik yaptırımları altında ezilen İran, kripto paralarla milyonlarca doların ülkeye girişini sağlıyordu.

Kripto para madenciliğinin pek çevreci olmadığı doğru. Şöyle ki tüm dünyadaki Bitcoin üreticilerinin çalıştırdığı bilgisayarlar tarafından tüketilen elektrik, koca Güney Amerika ülkesi Arjantin’in ürettiği elektrikten daha fazla. Bizim yıllık elektrik tüketimimizin de %40’ından fazla. Çünkü Bitcoin madencileri saat başına, ortalama 130 terawatt elektrik harcıyor! Terawatt’ı şöyle izah edelim, 100 watt’lık bir ampul, (eskilerin deyişiyle yüz mumluk ampul), saatte 100 watt elektrik harcar. 1 kilowatt, bunun 1000 katıdır, 1 megawatt bir milyon katı, 1 gigawatt bir milyar katı, 1 terawatt da bir trilyon katı. (Bir de petawatt var, watt’ın bir katrilyon katı ama ona güneş dışında örnek vermek zor.) Başka bir örnek: Atatürk Barajı 365 günde, yani bir yılda 8,9 terawatt’lık elektrik üretirken, Bitcoin madencileri, bunun yaklaşık 15 katı elektriği bir saatte tüketiyor! Rakam feci! Hele ki harcanan bu elektriğin, özellikle Çin gibi ülkelerde, kömürden elde edildiği düşünülürse.

Fakat dürüst olalım: Elon Musk gibi bir figürü, böylesi bir duyarlılıkla özdeşleştiren var mı?

O zaman belli ki bir şeyler oluyor ve anlamıyoruz. O şeyler ne olabilir mesela?

Para ve güç, el değiştiriyor 

Bitcoin ve diğer kripto paraların rağbet görmesi, parayı yüzyıllardır kontrol eden kitleleri huzursuz ediyor.
Bitcoin ve diğer kripto paraların rağbet görmesi, parayı yüzyıllardır kontrol eden kitleleri huzursuz ediyor.

Öncelikle Çin, dünyaca kabul gören ortak bir para birimi haline geldiği zaman boyunduruğu altına girmekten başka çare bulamayacağı Bitcoin’i üretmekten pek mutlu değil. Kripto para madenciliğinin en az yüzde 60’ını yapabiliyorsa, kendi ülkesinin kripto parasını üretmek daha mantıklı değil mi? Üstelik böylece ülkedeki nakit giriş çıkışlarını da denetler. Ama burada bir sorun var: Dijital yuanı kim alır? Niye alır? Çin gibi bir merkezi otoritenin para birimine kim niye yatırım yapar? Üstelik Çin’in parayı kontrol etme ihtimali bile tüm Çinlileri korkutuyor. Dolayısıyla düşüşün gerekçelerinden biri olsa bile uzun vadede mantıklı değil. Kaldı ki dünyadaki en gelişmiş dijital ödeme sistemleri Çin’de ve Çin, nakitsiz toplum haline gelmenin eşiğinde.

Dünya ekonomisini düne kadar etkileyen para piyasası borsalardı. Özellikle de Amerikan borsaları. Epeydir pek bir etkileri görülmüyor. Var elbette ama orada biri hapşırdığında dünyanın grip olduğu devir geçmiş gibi. Parayı yöneten, dolayısıyla dünyayı yöneten bu kitle, Bitcoin gibi kripto paralara karşı zaten son derece temkinli. Yükselirken sessiz sedasız izliyorlar ama düşüşe geçtiğinde yaptıkları açıklamalar paranın yavaş yavaş el değiştirdiğini, bunun da belli bir zümreyi korkuttuğunu gösteriyor. Örneğin JP Morgan, son düşüşlerden sonra yatırımcıların Bitcoin’i bırakıp yine altın alımına yöneldiğini iddia etti ama altın fiyatları bu tezi doğrulamadı. Sözün özü, güç kaybı belli bir kesimi fena halde korkuttuğu için Bitcoin’in düşüşünü destekleyen raporlar, yayınlar hatta üniversite tezleri bile hazırlanıyor.

Vergi ayı dert ayı

Vergi kaçırmak ABD ve AB’de ağır bir suç ve cezası da ağır olduğu için vergi beyanı özen istiyor
Vergi kaçırmak ABD ve AB’de ağır bir suç ve cezası da ağır olduğu için vergi beyanı özen istiyor

ABD’de Nisan, vergi beyanı ayıdır ve kurumlar başta olmak üzere herkes nakit arayışına girer. Bitcoin 16 Nisan’da 63,252 dolarlık rekorunu kırdıktan sonra hep düştü. Çünkü kurumların aradığı nakit Nisan boyunca tedarik edilmiş oldu. Daha açık bir ifadeyle, 63 bin dolara bakıp “düşüş” demek ne kadar doğru olabilir? Ya 63 bin dolar belli bir amaçla “şişirilmiş seviye” idiyse? Bu tezi destekleyen bir açıklama da Binance CEO’su Chanpeng Zhao’dan geldi. Zhao, Bitcoin yatırımcılarını üç gruba ayırdı. Birinci gruptaki kurumların enflasyon riskinden korunmak için servetlerini kripto para satın alarak korumaya çalıştıklarını söyledi. İkinci gruptakiler, aktif tüccarlar gibi hareket eden kurumsal yatırımcılardı ve onlar da kripto para ticaretiyle para kazanabildikleri için Bitcoin alıyordu. Üçüncü grup ise riskten korunmak için kripto paraya yöneliyordu ve Musk’ın Tesla’sı da bu gruptaydı. Çünkü 1,5 milyar dolarlık Bitcoin alıp, kısa vadeli kâr için sadece %10’unu satmışlardı. Sonuçta Bitcoin Mayıs ayı boyunca düşerken alıma devam edenler hep kurumsal yatırımcılardı. Nisan’daki yükselişten kâr etmiş, Bitcoin’lerini satmış olsalar bile şimdi düşük fiyattan geri topluyorlardı. Çünkü Bitcoin biriktirenlerin sayısında rekor artış gözlemleniyordu.

Bu arada düştü dediğimiz Bitcoin’in fiyatı da 30 bin doların, yani 2021 yılı başında yakaladığı seviyelerin altına inmedi.

Para dağıtmanın sonu geldi mi?

Enflasyonun yüksek çıkmasıyla, Amerikan Merkez Bankası’nın da destek amaçlı dağıttığı paraları geri alma zamanı geldi.
Enflasyonun yüksek çıkmasıyla, Amerikan Merkez Bankası’nın da destek amaçlı dağıttığı paraları geri alma zamanı geldi.

Bitcoin’in düşme gerekçesi olarak farklı tezler öne sürülürken bir şey dikkatlerden kaçtı: ABD’de enflasyon oranları açıklandı ve beklentilerin çok çok üstünde çıktığı görüldü. Piyasaları ve Bitcoin alım-satımlarını asıl sarsan da bu oldu çünkü kamu ve özel sektör için bir anda her şey ciddiye bindi. Yatırımcıların enflasyon kaygısı Bitcoin fiyatını aşağı çekmeye yetti. Çünkü Amerikan Merkez Bankası’nın piyasalara pompaladığı o tatlı dolar likiditesi tehlikeye girmişti.

Onu da hemen açıklayalım. Pandemi nedeniyle Amerikan Merkez Bankası, bireylere haftada 600 dolarlık işsizlik yardımı ve 1200 dolarlık doğrudan ödeme paketleriyle GSYİH’nın %11’ine denk gelen 2,3 trilyon dolarlık bir paket açıklamıştı. Pakette, KOBİ kredilerini içeren 483 milyar dolarlık maaş koruma paketi ile 1 trilyon dolardan fazlası kredi garantilerinden oluşan ödemeler de vardı. Bu, Trump’ın son döneminde yaşandı. Yeni Başkan Joe Biden ise 15 Ocak 2021’de 1,9 trilyon dolarlık ekonomik teşvik paketini imzaladı. Sebep yine pandemiden zarar gören halkın, orta sınıfın direnebilmesini sağlamaktı. Bu da ekonomiyi canlandırma amaçlı destek paketlerinin toplam 5 trilyon doları aştığı anlamına geliyordu. Şu ana dek üç kez, ABD’de ailedeki her bir birey başına 1400 dolarlık yardım da yapıldı. Ancak asıl krizin, geri ödeme zamanı geldiğinde çıkacağı daha o zamandan, Kasım 2020’den belliydi. Bu durumda Bitcoin’in cazibesini kaybetmesi anormal mi?

Elindekini korumak için Bitcoin 

Dünyanın en büyük hedge fund’ı Bridgewater Associates’in sahibi Ray Dalio bile tedbir amaçlı Bitcoin biriktiriyor.
Dünyanın en büyük hedge fund’ı Bridgewater Associates’in sahibi Ray Dalio bile tedbir amaçlı Bitcoin biriktiriyor.

Quick Sigorta Kefalet Sigortası

Quick Sigorta, özellikle Kamu ihale süreçlerinde özel sektörün teminat ihtiyaçlarını karşılayabilmek, bankalar tarafından düzenlenen teminat mektuplarına alternatif yaratmak, bu şekilde kredi limitlerinin başka alanlarda kullanılmasını sağlamak üzere reel sektörün elini rahatlatmak adına özel sektöre önemli bir enstrüman kazandırdı.

Türkiye’de bir ilk olarak firmalar ihalelere katılırken teminat mektubu yerine Quick Sigorta Kefalet Sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerini sunabiliyorlar.

Detaylı bilgi için:

quicksigorta.com/kefalet-sigortasi