Türkiye finansal piyasalarında son yıllarda dikkat çekici bir dönüşüm yaşanıyor. Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) 2025 yılının ilk altı ayına ilişkin konsolide verileri, bu dönüşümün ulaştığı ölçeği açıkça ortaya koyuyor ki bu da banka dışı finans sektörünün işlem hacminin bir önceki yıla göre yüzde 89 oranında artması. Bu güçlü yükseliş Türkiye’de finansal sistemin tabana yayıldığını, reel sektörün ve bireylerin bankacılık sistemi dışında da etkin finansman kanallarına erişmeye başladığını gösteriyor.
2025’in ilk yarısında yakalanan bu ivme, Türkiye’nin finansal sisteminde yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor. Artık finansman, yalnızca bankaların sunduğu bir hizmet değil, farklı ölçeklerdeki finans kuruluşlarının rekabetçi, hızlı ve yenilikçi çözümleriyle çeşitlenen bir ekosistem haline geliyor. Artık banka dışı finans sektörü, hem ekonomik büyümenin hem de finansal istikrarın yeni dinamosu.
Banka dışı finans sektörü neleri kapsıyor?
Banka dışı finans sektörü faktoring, finansal kiralama, finansman, varlık yönetim ve tasarruf finansman şirketlerinden oluşan geniş bir yapıyı temsil ediyor. Geleneksel bankacılığın dışında kalan bu kurumlar, KOBİ’lerin üretim kapasitesini artıran ve bireylerin finansal ihtiyaçlarına esnek çözümler sunan bir yapının omurgasını oluşturuyor. Özellikle yüksek faiz, sınırlı kredi kanalları ve teminat gereksinimlerinin arttığı bir dönemde, banka dışı finansman modelleri hem işletmeler hem de bireyler için güvenli ve sürdürülebilir bir alternatif haline geldi.
Bu dinamik büyümenin arkasında üç temel unsur öne çıkıyor:
- Finansal kapsayıcılık politikalarının güçlenmesi,
- Dijitalleşme ve veriye dayalı karar mekanizmalarının yaygınlaşması,
- Yeni nesil finans kurumlarının müşteri odaklı hizmet modelleri.
FKB’nin kapsamı ve sektörün genel performansı
Banka dışı finans sektörü, bugün Türkiye finansal sisteminin en dinamik ve çok katmanlı alanlarından biri. Finansal Kurumlar Birliği (FKB) çatısı altında faaliyet gösteren finansal kiralama, faktoring, finansman, varlık yönetim ve tasarruf finansman şirketleri; hem reel sektöre hem de bireylere ulaşan geniş bir ekonomik ekosistemin parçaları.
2025 yılının ilk altı ayına dair FKB konsolide verilerine bakıldığında, sektördeki büyüme ve canlanma açıkça görülüyor. Buna göre toplam işlem hacmi 1 trilyon 567 milyar TL, aktif toplamı 1 trilyon 296 milyar TL, özkaynak büyüklüğü 255 milyar TL, müşteri sayısı ise 6,3 milyon olarak gerçekleşti.
Yılın ilk yarısında tüm alt sektörlerde gözlenen artış, banka dışı finans ekosisteminin çeşitliliğini ve dayanıklılığının kanıtı. Bir yıl öncesine göre tasarruf finansman sektörünün işlem hacmi yüzde 260, aktif büyüklüğü yüzde 263, özkaynakları ise yüzde 185 artarak rekor seviyelere ulaşıldı. Faktoring sektörü, ticaretin can damarı olarak işlem hacminde yüzde 63, özkaynaklarda ise yüzde 65 oranında büyüme gösterdi. Finansman şirketleri, bireysel kredi piyasasındaki zorluklara rağmen yüzde 59 özkaynak artışıyla dikkat çekti. Finansal kiralama sektörü ise yatırım mallarının finansmanında oynadığı kilit rol sayesinde yüzde 65’lik işlem hacmi artışına imza attı. Tahsilat ve yeniden yapılandırma faaliyetleriyle varlık yönetim sektörünün de aktif büyüklüğü, yüzde 75 artarak 41,8 milyar TL’yi aştı.
Bu tablo aynı zamanda finansal sistemdeki çeşitlenmenin ve dayanıklılığın güçlendiğini gösteriyor. Banka dışı finans sektörü, ekonominin farklı ihtiyaçlarına esnek çözümler sunan bütünleşik bir sistem haline gelirken Türkiye’nin finansal derinliğini artıran temel itici güçlerden biri konumuna yükseliyor.
Sektörün dijitalleşme ve veri odaklı büyümesi
Banka dışı finans sektöründeki büyümenin ardında yalnızca sermaye artışı değil, aynı zamanda dijitalleşme ve veriye dayalı karar mekanizmalarının gelişmesi de bulunuyor. Bu dönüşüşüm merkezinde, Türkiye’nin finansal sistemine yön veren iki önemli dijital altyapıyı yani Merkezi Fatura Kaydı (MFKS) ve Finansal Kiralama Sözleşme Tescil sistemlerini yöneten Finansal Kurumlar Birliği (FKB) yer alıyor.
Bu dijital altyapılar, finansal işlemlerin izlenmesini sağlayarak Türkiye ekonomisindeki ticaret ve yatırım eğilimlerini ölçümleyen önemli bir veri kaynağına dönüştü. MFKS üzerinden bugüne kadar 52,5 milyon belge, FKSTS üzerinden ise 245 binden fazla sözleşme işleme alındı.
Dijitalleşme sayesinde artık finansal işlemler yalnızca klasik bilanço verileriyle değil, anlık veri akışları, algoritmik risk analizleri ve dijital onay mekanizmalarıyla yönetiliyor. Hem hız hem de güven açısından önemli olan bu dijital dönüşümün öncülerinden biri olan Quick Finans, FKB’nin dijital altyapısıyla entegre çalışan sistemleri sayesinde kredi başvurularını tamamen çevrimiçi hale getirdi. Yapay zeka destekli değerlendirme süreçleri, müşterilere yalnızca birkaç dakika içinde sonuç alabilecekleri modern bir finans deneyimi sunuyor. Böylece yalnızca bir ürün olmaktan çıkan finansman, tamamen dijital ve kullanıcı odaklı bir deneyime dönüşüyor.
Makro göstergeler neler söylüyor?
Banka dışı finans sektörünün performansını anlamak için makroekonomik dengelere yakından bakmak gerekiyor. 2025 yılının ikinci yarısına girilirken Finansal Kurumlar Birliği’nin Ekim 2025 Ekonomik Görünüm Endeksi raporuna göre sektörel iyimserlik sürüyor fakat bu iyimserliğin sıkı para politikası ve yüksek faiz ortamı içinde dikkatli bir şekilde yönetiliyor.
Ankete katılan sektör yöneticilerinin beklentilerine göre
- 2025 yıl sonu Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme beklentisi yüzde 3,19,
- 2026 yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 3,60,
- Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 31,99,
- 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde24,36,
- Cari yıl sonu dolar kuru beklentisi 44,14 TL,
Kısa vadeli ticari kredi faiz oranı beklentisi yüzde 45,03 olarak belirlendi.
Bu göstergeler, finansal piyasaların 2025’i kontrollü büyüme ve istikrar yılı olarak gördüğünü gösteriyor. Yüksek faiz oranları finansman maliyetlerini artırsa da sektör oyuncuları bu durumu verimlilik, dijitalleşme ve müşteri deneyimi optimizasyonuyla dengelemeye çalışıyor. FKB’nin verilerine göre sektör yöneticilerinin yüzde 66’sı önümüzdeki üç ayda işlem hacminin artmasını beklerken sadece yüzde 7’si bir azalma öngörüyor. Bu tablodan yüksek faiz ortamına rağmen piyasa güveninin korunduğu anlaşılıyor.
Banka dışı finans sektörünün KOBİ ve bireyler için önemi
Türkiye ekonomisinin temel dinamiğini oluşturan KOBİ’ler, esnaf ve bireysel girişimciler, her dönemde finansmana erişim konusunda benzer zorluklarla karşılaşıyor. Geleneksel bankacılık sistemi, bu kesimlerin hızlı, esnek ve teminatsız finansman ihtiyaçlarını her zaman karşılayamıyor. İşte tam bu noktada banka dışı finans sektörü, ekonominin görünmeyen kahramanı olarak devreye giriyor.
Faktoring, finansal kiralama, finansman, varlık yönetim ve tasarruf finansman şirketlerinden oluşan bu yapı, ekonomik faaliyetlerin sürekliliğini sağlayan tamamlayıcı bir sistem haline gelmiş durumda. FKB verilerine göre bu şirketler 2025’in ilk yarısında 6,3 milyon müşteriye ulaşarak Türkiye’de neredeyse her 20 yetişkinden birinin doğrudan banka dışı finans kurumlarıyla temas ettiğini ortaya koydu.
KOBİ’ler açısından bu yapı, nakit akışını koruma ve büyüme fırsatlarını sürdürme anlamına geliyor. Faktoring şirketleri, ticari alacakların hızla nakde dönüşmesini sağlayarak işletmelerin faaliyetlerini kesintisiz sürdürmesine destek olurken finansal kiralama şirketleri, yatırım mallarının uzun vadeli ve uygun koşullarla temin edilmesini sağlıyor. Finansman şirketleri ise işletmelere, ölçeklerine ve iş hacimlerine göre özelleştirilmiş kredi çözümleri sunarak üretimin devamlılığına katkı veriyor. Böylece banka kredilerine erişimi sınırlı olan binlerce işletme, üretimlerini sürdürürken istihdam yaratma kapasitelerini de koruyabiliyor.
Bireyler içinse banka dışı finans sektörü; konut ya da araç sahibi olma hayalini banka kredisine ihtiyaç duymadan gerçeğe dönüştürürken finansman şirketleri, bireylerin yaşam biçimlerine uygun ödeme planlarıyla kişisel finansal rahatlık sağlıyor. Bu durum, yalnızca bireysel refahı değil, genel ekonomik canlılığı da destekliyor.
Quick Finans perspektifi
Bu dönüşümün dijital öncülerinden Quick Finans, bireylerin ve işletmelerin finansmana ulaşma biçimini yeniden tanımlıyor. İkinci el araç finansmanı alanında geliştirdiği dijital kredi platformu, Türkiye’de bu alandaki en hızlı süreçlerden birine sahip. Müşteriler, bayi veya galeri üzerinden araç seçtikten sonra Quick Finans mobil ya da web kanallarından birkaç dakika içinde başvuru yapabiliyor. Yapay zeka destekli risk değerlendirme sistemleri sayesinde kredi onayı fiziksel evrak gerekmeden tamamlanıyor.
Quick Finans ayrıca QCAR Mobilite iş birliğiyle araç finansmanından araç kiralamaya kadar uzanan entegre bir hizmet zinciri sunuyor. Quick Finans’ın Quick Sigorta ile birlikte oluşturduğu Quick Finansall ekosistemi de finansman ve sigortayı tek çatı altında birleştirerek Türkiye’de yeni bir finansal modelin temellerini atıyor. Bu bütüncül yaklaşım, yalnızca krediye erişimi değil, aynı zamanda finansal güvenliği ve sürdürülebilirliği de kapsıyor.
Kaynaklar:
Finansal Kurumlar Birliği