Durmadan tüketen insan, dünyanın geleceğini tehdit ediyor. Teknolojinin doğru kullanımı sayesinde şehirlerde atık yönetimi akıllanabilir, gezegenin geleceği kurtulabilir.
İnsan üretiyor ve inanılmaz bir hızla tüketiyor. Her seviyede geri dönüşüme ve atıkların sağlıklı bertarafına olan yönelim son dönemde artışa geçse de henüz gezegen genelinde olması gerektiği noktada değil. Tam da bu nedenle tüketimden arda kalan çöp dağları dünyanın geleceği için tehdit olmaya devam ediyor. Tüketime doğrudan etki eden dünyanın hızla artan nüfusu ve şehirleşme oranı ise şehir yönetimlerini de daha verimli ve sürdürülebilir sistemlere geçmeye zorluyor. İşte bu gereksinimlerin başında atık yönetimi geliyor. Geleneksel atık toplama sistemlerinin yetersizliğine karşılık bugün ve gelecekte etkisini artırması beklenen nesnelerin interneti (IoT) teknolojisi devrim niteliğinde çözümler sunuyor.
Akıllı çöp toplamanın ABC’si
Bu çözümlerden belki de en önemlisi akıllı çöp toplama. Sensörler, bulut bilişim, veri analitiği ve mobil uygulamalar gibi nesnelerin interneti teknolojilerinin kullanıldığı bu sistem, atık toplama süreçlerini düzenlemeyi amaçlıyor. Bu sistemlerde çöp konteynerlerine yerleştirilen akıllı sensörler, doluluk oranını ve atığın niteliğini takip ediyor. Bu bilgiler, merkezi bir platformda analiz ediliyor; bu biçimde toplama rotalarının daha etkin bir şekilde planlanmasını sağlıyor.
Akıllı atık yönetimi sisteminin başlıca bileşenleri, organizasyonun düzgün bir şekilde yürümesine imkan sağlıyor.
Sensör teknolojisi: Bu teknoloji sayesinde konteynerlere yerleştirilen ultrasonik veya IR sensörler doluluk oranını belirliyor. Bazı sistemlerde atık türünü ayırt edebilen akıllı algılayıcılar da kullanılıyor.
Veri analitiği ve bulut platformu: Sensörlerden gelen veriler buluta aktarılarak analiz ediliyor. Rotaları optimize etmek ve toplama sıklığını belirlemek için öngörüler oluşturuluyor.
Mobil ve web tabanlı uygulamalar: Şehir yöneticileri ve çalışanlar, atık toplama operasyonlarını gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor. Vatandaşlar, konteynerlerin doluluk durumunu kontrol ederek uygun çöp atım noktalarına yönelebiliyor.
Araç takip ve optimizasyon sistemleri: Çöp toplama kamyonları GPS denilen takip teknolojisi ile izleniyor. Bu şekilde rota optimizasyonu sağlanıyor.
Akıllı atık yönetiminin hem şehirlere hem de kişilere birçok alanda sağladığı faydaya dikkat çekebiliriz.
Maliyet tasarrufu: Geleneksel sistemlerde, konteynerler tam dolmadan toplama yapılması operasyon maliyetlerini artırıyor. Akıllı sistemler, toplama sıklığını ihtiyaca göre ayarlayarak yakıt ve zaman tasarrufuna olanak sağlıyor.
Çevre dostu yaklaşım: Daha az kamyon hareketi demek daha az karbon ayak izi demek. Ayrıştırılmış atık yönetimi sayesinde geri dönüşüm oranları da artıyor.
Halk sağlığının korunması: Çöp konteynerlerinin aşırı dolmasını önleyerek haşere ve koku gibi sorunların önüne geçiliyor.
Verimlilik artışı: Atıkların toplanma süresi ve atık toplama sırasında izlenecek rotalar optimize edilerek operasyonel etkinlik de artırılıyor.
Dünyanın başarılı ülkeleri
Halihazırda dünyanın birçok şehrinde akıllı atık yönetimi sistemleri başarıyla uygulanıyor. Örneğin İsveç’in Stockholm kentinde boru hatlarıyla çalışan bir pnomatik atık toplama sistemi kullanıyor. Atıklar yer altı boruları aracılığıyla doğrudan ayrıştırma ve işleme merkezlerine taşınıyor. Böylelikle çöp kamyonlarına olan ihtiyaç da azalıyor. Bu şekilde hava kirliliği ve trafik yoğunluğu kontrol altına alınıyor. Aynı zamanda da geri dönüşüm oranları artırılıyor.
Singapur’da şehir genelinde akıllı çöp konteynerleri ve sensör tabanlı atık izleme sistemleri kullanılıyor. Konteynerler doluluk oranlarına göre çöp kamyonlarını yönlendiriyor, böylece gereksiz yakıt tüketimi önleniyor. Bu şekilde operasyonel maliyetlerde tasarruf sağlanıyor, atık toplama süreçleri optimize ediliyor.
Yine Güney Kore’nin en kalabalık nüfuslu şehirlerinden Seul’de de “Atık Hacmi Üzerinden Ücretlendirme Sistemi” (Pay-As-You-Throw) uygulanıyor. Akıllı çöp torbaları kullanılarak hane halkları ürettikleri atık miktarına göre ücret ödüyor. Organik atık miktarında ciddi bir azalma görülüyor. Bu şekilde geri dönüşüm oranında yüzde 66’yı yakalamışlar.
ABD’nin San Francisco şehrinde de atıkları ayrıştırmak amacıyla akıllı geri dönüşüm kutuları ve yapay zeka tabanlı atık sınıflandırma teknolojileri kullanılıyor. Şehir aynı zamanda “Sıfır Atık” politikasını uyguluyor. Bu şekilde geri dönüşüm oranı son verilere göre yüzde 80’in üzerinde. Bu oran dünya çapında en yüksek seviyelerden biri.
İspanya’nın turistik Barselona kentini donatan sensörlü akıllı çöp kutuları ve gerçek zamanlı doluluk bilgisi sağlayan bir uygulama ile beraber kullanılıyor. Bu sistem, çöp kamyonlarının rota optimizasyonunu sağlıyor. Bu şekilde atık toplama maliyetleri ve karbon emisyonları önemli ölçüde azaltılabilmiş.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde de güneşten fayda sağlanıyor. Güneş enerjisiyle çalışan akıllı çöp konteynerlerinin kullanıldığı kentte işler son derece yolunda. Özel konteynırlar atıkları sıkıştırıp çöp alma kapasitelerini artırıyor; aynı zamanda da ilgili birime doluluk durumunu raporluyor. Bu şekilde, amaçlanan enerji tasarrufu sağlandığı gibi operasyon verimliliği de artırılıyor.
Japonya’nın Tokyo kentinde de geri dönüşüm için ayrıntılı bir atık sınıflandırma sistemi uygulanıyor. Robot teknolojisi ile desteklenen ayrıştırma tesisleri bulunan kentte, yüksek geri dönüşüm oranları ve atık yönetiminde büyük verimlilik gözleniyor.
Bu şehirler, akıllı teknolojilerle atık yönetimini hem çevresel hem de ekonomik açıdan daha sürdürülebilir hale getirerek diğer şehirler için örnek teşkil ediyor.
Zorluklar ve geleceğe yönelik adımlar
Elbette her teknoloji artıları ve eksileri ile beraber geliyor. Nesnelerin interneti tabanlı sistemlerin entegrasyonunda bazı zorluklar olduğu aşikar. Bunların ilki yüksek başlangıç maliyeti. Elbette sistemlerin kurulumu önemli bir yatırımın gözden çıkarılmasını zorunlu kılıyor. Yine siber saldırılara karşı koruma altına alınması gereken veri güvenliği konusu var ki bunun aksi bir durumda, örneğin cihazlar ‘hack’lenirse sistem aksayabilir.
Yine de teknoloji ilerledikçe bu zorlukların ya da endişelerin de ortadan kalkacağına şüphe yok. Daha temiz, düzenli ve çevre dostu şehirler ve rahat nefes alan sağlıklı bir dünya için IoT teknolojilerinin yaygınlaştırılması şart. Umuluyor ki gelecekte bu sistemlerin daha fazla şehirde uygulanması sayesinde oluşacak hem çevresel hem de ekonomik faydalar yaşam kalitesini yükseltecek.