Gülse Birsel’in Aile Arasında filminde bir kez daha gördük ki, “Adana kafası” diye bir şey var. Peki nedir bu güzide kentimizin alametifarikası?
Adanalı her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı rahatlıkla söyleyebilir ki, “Adana kafası” diye bir şey kesinlikle var! Bu kafada biraz gamsızlık, biraz alaycılık, bolca duygusallık, samimiyet ve tabii yüklü miktarda lezzet var. Son olarak Gülse Birsel’in gişe rekortmeni Aile Arasında filminde de izleme fırsatı bulduğumuz bu renkli kokteylin alametifarikasını daha iyi anlamak için şöyle bir Adana’ya uzanmaya ne dersiniz?
Nedir Adana’yı bu kadar farklı kılan?
Bu tarz “orantısız” mizaha, viral olarak yayılan içeriklerde ve hatta Adana belediyelerinin sosyal medya hesaplarında rastlayabiliyorsunuz. Yani özetle bir döneme damgasını vuran Karadeniz fıkraları gibi yeni nesil şimdilerde, Adana usulü mizahla eğleniyor diyebiliriz!
Mizah dışında Adana’yı özel kılan çok önemli bir özelliği daha var: Adana’da hayat sokakta yaşanıyor! Yani Adana halkı kendini evlerine, kapalı mekanlara veya AVM’lere kapatmak yerine, palmiyeler ve narenciye ağaçları ile süslü sokakları, neşeli kafelerin açık kısımlarını ve Seyhan Baraj Gölü kıyısındaki yemyeşil parkları tercih ediyor. Türkiye’de bir eşine İzmir’de rastlanan bu yaşam tarzına göre sosyal hayat asla bir lüks değil, tam tersine ihtiyaç olarak görülüyor. İşte Adana’da hayat tam olarak böyle yaşanıyor. Bu yüzdendir ki akşam yemeği saatlerinde veya güneşli bir bahar gününde, Adana’da kalabalık ve neşeli olmayan hiçbir yer kalmıyor.
Televizyonda gördüğümüz Adana’nın ne kadarı gerçek?
Adana bugün, yetiştirdiği değerler, renkli kültürü ve zengin mutfağı ile ciddi bir marka değerine sahip olsa da, ne yazık ki hala basına yansıyan bazı haberler nedeniyle pek çoklarının gözünde negatif bir imaja sahip. Örneğin kısa zamanda fenomen haline gelen YouTube dizisi Sıfır Bir “Bir Zamanlar Adana’da” dizi de, “diğer” Adana’yı bir anlamda gösteriyor. Veya meşhur Adana Adliyesi, tuhaf sokak kavgası ve şiddet haberleri her ne kadar haber kuşaklarını işgal etse de, Adanalılar bu durumdan muzdarip. Çünkü onlara göre bu tip olaylar ülkenin her yerinde yaşanıyor ama söz konusu Adana olunca iş, kentin kozmopolit karakterinden ötürü biraz abartılıyor. Ve aslında Adana’da Türkiye’nin diğer yerlerinde pek rastlanmayan şahane şeyler de oluyor.
Mesela Adana’da, yazın en kavurucu günlerin yaşandığı ağustos ayında, Seyhan Belediyesi ve Adanalı sosyal medya fenomenlerinin desteğiyle gerçekleştirilen Cımcılık Festivali’nde (Bu arada “Cımcılık” Adana ağzında sırılsıklam anlamına geliyor), her yaştan Adanalı bir meydanda toplanarak müzik dinliyor, dans ediyor ve su savaşı yaparak deliler gibi eğlenebiliyor. Bu çılgın ve komik etkinliğin dışında Adana’yı turist akınına uğratan başka benzersiz etkinlikler de var.
Bunlardan biri Türkiye’nin ilk sokak karnavalı olma özelliğini taşıyan Portakal Çiçeği Karnavalı. Kendisi de bir Adanalı olan gazeteci Ayşe Arman’ın da katkılarıyla geniş kitlelere ulaşan ve bu sene altıncısı düzenlenecek olan Portakal Çiçeği Karnavalı, her yıl nisan başında tüm kenti saran portakal çiçeği kokularını kutlamayı ve tüm kentin Adana sokaklarında kaynaşmasını amaçlıyor. Üç gün süren bu organizasyon kapsamında, sokak konserleri, gösteriler, söyleşiler, sergiler, sokak stantları ve tabii ki Rio Karnavalı’nı andıran rengarenk bir karnaval korteji yer alıyor.
Yine bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek olan ve kısa süre içinde Türkiye’nin en önemli gastronomi etkinlikleri arasına giren Adana Lezzet Festivali de, şehrin sahip olduğu gastronomi hazinelerini yerinde denemek için ideal. Geçtiğimiz sene 200 bin kişinin katıldığı Adana Lezzet Festivali, uluslar arası bir festival olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Adana’da ne yenir?
Adana’da tabii ki kebap yenir! Ama bu efsanevi lezzetin de nerede yeneceğini bilmek gerekir. Adana kebabı deyince ilk tavsiye edilmesi gereken yer elbette, Kocavezir Metro İstasyonu’na yürüyüş mesafesinde bulunan, salaş ama lezzette çığır açan Kebapçı Mesut. Adana’ya gelen neredeyse tüm ünlü simaların müdavimi olduğu bu muhteşem lokantada sarımsaklı kebap yemeden Adana’dan ayrılmamak gerekiyor.
Yine “Bu yediğim kebapsa bundan öncekiler neydi?” dedirten ve ciğeriyle de son derece ünlü olan Birbiçer ve Elem Restoran’ı, Adana’nın en iyi kebap adresleri arasında sayabiliriz. (Ayrıca Elem Restoran’ın pastırmalı humusunun da bizden tam not aldığını söylemeden geçmeyelim!)
Ancak elbette Adana’da yeme-içme kültürü kebapla sınırlı değil! Sabahın yedisinde Kazancılar’daki sokak tezgahlarında yiyeceğiniz ciğerin üzerine, Küçük Saat bölgesinde adım başı rastlayabileceğiniz enfes tatlıcılardan alacağınız taş kadayıfı ve karakuş tatlısı ile muhteşem bir final yapabilirsiniz. Şehre özel ve daha farklı lezzetlerin peşindeyseniz, Şırdancı Ünal’da şırdanın, Seyhan Baraj Gölü kıyısındaki tezgahlardan serin ve hafif bici bici tatlısının tadına bakabilirsiniz.
Memleketin büyük bir kısmı kış soğuklarını yaşarken çoktan ilkbaharın tadını çıkarmaya başlayan bu güzel kenti görmek için bir bahane yaratmak isterseniz, bu sene gerçekleştirilecek 6. Portakal Çiçeği Karnavalı için tarihin 6 Nisan 2018 olarak belirlendiğini hatırlatalım. Bakarsınız o tarihlerde Adana’da salaş bir kebapçıda denk geliriz? Kim bilir?