Türkiye’de pek çok yabancı, yaşamak ya da yatırım yapmak için ev alıyor. Üstelik sigortacılık bilinci yüksek yabancılar hemen konut sigortası da yaptırıyor. Peki bir yabancı nasıl konut sigortası alır? Uzmanına sorduk.
Türkiye doğası, denizi, kültürüyle bir turizm ülkesi. Son yıllarda, yabancı turistlerin tatil dışında gayrimenkul de satın alarak yatırım yaptığı bir ülke haline geldi. Örneğin geçen yıl Türkiye genelinde konut satışları bir önceki yıla göre yüzde 29 oranında artarak 140 bin oldu. Yabancılara yapılan konut satışları da yüzde 75,2 artış göstererek 2 bin 236'ya çıktı.
Evet, yabancılar Türkiye’de konut alıyor ama konut sigortası yaptırıyorlar mı? Quick Sigorta Ticari ve Kurumsal Riskler Müdürü Salih Tabak'la, yabancıların konut sigortasını nasıl yaptırdıklarını konuştuk...
Öncelikle, konut sigortası nedir?
Özetle, satın aldığımız konutun sigortası diye tanımlayabiliriz. Geniş pencereden baktığımızda ise bizim o konutları nasıl sigortaladığımız önemli. Yani sigortanın neyi kapsadığı. Konutları yangın, yıldırım, infilak, deprem ve diğer bazı spesifik risklere karşı sigortalıyoruz. Ancak bunlar standart riskler. Halbuki özel risk durumları da sigortaya dahil edilebilir. Bu özel risk durumlarına örnek vermem gerekirse, diyelim ki konutun içinde aile bireyleri olarak yaşamınızı sürdürüyorsunuz. Çocuğunuzun yapabileceği yanlış bir hareket dolayısıyla zarar gören misafiriniz varsa, o misafirin hasarını dahi kapsayan sigorta türleri mevcut.
Bu özel risk durumlarını biraz daha açıp pratikte nasıl işliyor, anlatabilir misiniz?
Genişletilmiş teminatlar olarak düşündüğümüzde, yine örnek veriyorum konut dışında da hırsızlık ya da gaspa maruz kaldınız diyelim. Diğer sigorta firmaları primle bu gibi durumları kapsarken biz paket olarak prim almıyoruz mesela. Limitlerimiz var. Nasıl sağlıyoruz? Örneğin dışarıda çantanızı çaldırdınız. Size nakit olarak 500 TL gibi bir tazminat sağlanmaktayız. Üstüne bu çantada para dışında telefon, kimlik kartı, pasaport gibi değerli belge ve eşyalarınız var. Yine aynı şekilde 500 TL teminattan faydalanıyorsunuz. Bu gasp sırasında yaralandıysanız, tedavi giderlerinizin belli bir limiti de sağlıyoruz. Tek bir ürün alıyorsunuz aslında ama o tek ürünün içinde çok fazla teminat var.
Gelelim yabancı konut sigortasına. Yabancılar için prosedür nasıl işliyor acaba?
Yabancıların konut sigortası yaptırabilmesi için yerleşik olmaları ve yabancı kimlik numarası verilmiş olması lazım.
Bu ne anlama geliyor tam olarak?
Bizim nasıl TC kimlik numaramız varsa, devlet yabancılara da bir numara veriyor. Yabancı kimlik numarası (YKM) diye geçiyor. Türkiye'de yasal olarak bulunan yabancıların aldıkları bir numara bu. Bizim sistemimiz de bu numara üzerinden işlemleri entegre ediyor. Biz bu numaralar sayesinde müşteri tanımı yapıyoruz ve burada yaşadıkları sürece konut sigortası yaptırabiliyorlar. Sistemimizden online olarak da ya da acentelerimiz aracılığıyla da başvurabilirler.
Yerleşik olmaktan kastınız nedir? Örneğin ABD'den ya da Avrupa'dan bir turist tatile geldi. Gayrimenkul beğendi, aldı. Sigorta yaptırabiliyor mu? Yoksa oturum izni, vatandaşlık belgesi vs gibi belgeye mi ihtiyacı var?
Hayır, yabancı kimlik numarası hatta pasaport numarası üzerinden bile poliçelendirme yapılıyor.
Yani Türkiye'den gayrimenkul alan bir yabancının konut sigortası alması için burada yaşamasına gerek yok mu?
Burada yaşaması gerekmiyor. Burada satın aldığı evde yaşar ve konut sigortası yaptırırsa, sigorta evin içindeki eşyalarını da kapsar. Burada yaşamaz ve konutunu kiralarsa sigorta konutu, yani binayı kapsar.
Peki bir yabancının İstanbul'la Muğla arasında ya da Etiler'le Sultanbeyli arasında ev alması fark yaratıyor mu?
Konumla gayrimenkul arasında fiyatlandırma açısından doğru orantı bulunduğu için fark eder. Etiler'deki bir ev daha pahalı olacağından bedel ve primleri de daha fazla olacaktır. Ama sonuç önemli. Hasara uğradığınızda, ödediğiniz meblağ ile orantılı bir tazminat hakkınız olacak.
Yabancılar için konut sigortalarken ne kadar gelir kazandığı, o sigortayı sürdürüp sürdüremeyeceği de önemli mi?
Gelir beyanı vb belgeler bizim masa evrakı dediğimiz belgeler. Biz tapu üzerinden ilerliyoruz. Diğer belgeler süreci etkilemiyor. Bir konut var ve o konut kime ait? Önemlilik arz eden konu bu. Ama diyelim ki kişi konut sigortası satın alıyor ve içindeki eşya dışında özel koleksiyonunu, tablosunu da sigortaya dahil ettirmek istiyor. Bu gibi durumlarda gelir beyanına ihtiyaç olabilir. Çünkü siz bir sigortacı olarak bu koleksiyonu görmüyorsunuz.
Sigorta türleri paket olarak mı satılıyor?
Temel konut sigortası yangın, yıldırım, infilak, deprem, heyelan, fırtına gibi standart risklerinizi karşılar. Siz buna dar paket diyebilirsiniz. Bu paketi genişletmek isteyebilirsiniz. Örnek verirsek: Akvaryumdan su sızması sonucu eşyalarınızın, evinizin zarar görmesinden tutun da giysinizi verdiğiniz kuru temizlemeci veya televizyonu tamire verdiğiniz servisinizin yanması sonucu eşyalarınızın zarar görmesine kadar... Bunlar spesifik gibi görünebilir. Ama poliçenizde teminata aldıysanız zararınız karşılanır. Diyelim ki evinizi su bastı ve o anda evde misafiriniz vardı ve bu su basmasından dolayı kişisel eşyaları veya elektronik eşyaları zarar gördü. Genişletilmiş sigortanız varsa misafirinizin hasarı da poliçe kapsamından karşılanır. Elektronik cihaz teminatınız varsa çocuğunuz evde oyun oynarken herhangi bir cihazına zarar verirse sigorta şirketinin bu hasarı da temin etme durumu mevcut. Bizim firma olarak avantajımız geniş teminatı da dar teminatı da aynı paketten sunup ekstra prim almıyor olmamız.
“Orta Doğu’dan talep yükseldi”
Yabancı konut sigortası yaptıranların en çok hangi ülkeden olduğuna dair bir genelleme yapmanız mümkün mü?
Öncelikle Türkiye'ye kıyasla yabancıların konut sigortasına sahip olma farkındalığı çok daha yüksek. İngilizler özellikle Ege ve Akdeniz'de konut alıyorlardı. Buna bağlı olarak da konut sigortası... Bu durum günümüzde de sürüyor. Son zamanlarda Orta Doğu'dan talepte yükseliş söz konusu. Sigorta edinmek eğitim ve gelir düzeyinin artış göstermesiyle ilgili. Kişisel görüşüm de yabancıların bu konuda bilinçli olduğu yönünde. Aslında kazanımlarını sigortalıyorlar.
Türkiye'de boşa giden bir para olarak mı algılanıyor?
Evet öyle bir algı vardı. Örneğin aracına Kasko yaptırıyor, ancak kaza yapmıyor. Sigortadan da para almıyor. Boşa giden bir para algısı böylece ortaya çıkıyor. Ama bu çok yanlış bir düşünce. Başınıza bir kaza geldiğinde, ki herkesin başına gelebilir, o zaman ödediğiniz miktar o kadar ciddi bir miktar ki o güne kadar ödemiş olduğunuz sigorta teminatları çerez parası gibi oluveriyor. Siz aylık 500 lira ödüyorsunuz, aracınız yandı. Ödeyeceğiniz meblağ 100-200 bin arasında değişiyor. Bu meblağı sigorta şirketiniz ödediğinde siz hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Sıfırdan başlamak göze alınamaz bir risk olduğu için artık "boşa giden para" algısı da değişiyor. Sigorta bilinci yavaş yavaş oturmaya başlıyor.
İngilizlerin garantörlüğünden bahsettik. Diğer milletler?
Rusya, Almanya, Arap ülkeleri... Hemen hemen her ülkeden yabancı konut sigortası alan var.
Satılmak için alınan bir mülkü sigortalatmak çok da yeğ mi?
Böyle de bakanlar vardır. Ancak yabancılar için bu söz konusu değil. Aldığı evi altı ay, bir yıl sonra satmayı planlıyorsa bile konut sigortası ediniyorlar.
Depremin bir etkisi var mı?
Evet, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olması etkili. Daha önce yaşanılan acı tecrübeler var. 99 depreminden sonra ayırt edilmeksizin Doğal Afet Kurumu’nca ödeme yapıldı. Zaten beklenilen bir deprem de var. Zorunlu deprem sigortası (DASK) var. Ancak DASK konut sigortasından tamamen farklı. DASK ödemesinin yapılması için depremin oluşması gerekiyor. Bu zarar yangın, infilak, yıkım, tsunami, maddi zararlar olabilir. Konut sigortasından faydalanmanız için zararınızın depremden kaynaklanmış olması gerekmiyor. DASK belli bir bedele kadar karşılar. Evin yeniden inşa maliyetini baz alıyor. Ama evinize yatırım yaptığınız için o evin bedeli de artıyor. O aradaki farkı konut sigortasıyla kapatabilirsiniz.
“Manzara da sigortalanabilir”
Yabancı biri gelip Boğaz manzarasına aşık olup ev aldı. Fakat her yeni güne inşaat sesleriyle uyanan İstanbul'da manzarasını başka bir bina kapattı. Bu durumda sigortaya başvurabilir mi?
Bu çok spesifik bir istek. Ama sigortacılar açısından riskten ziyade olabilirliği mümkün göründüğü için neden olmasın. Yani garip bir talep değil ve sigortalanabilir bence.
Konut sigortası yaptıran yabancıların şehir, semt seçimlerine dair bir yorumunuz var mı?
Kişisel gözlemime göre yabancılar, yaşamak için eskiden Güney ve Ege bölgelerinden daha çok konut alırdı. Şimdi daha tarihi, kültürel, orijinal şehirler tercih ediliyor. Yani deniz ve güneşten tarihe bir kayma olduğunu söyleyebiliriz. İç Anadolu'dan da ev alabiliyorlar, Karadeniz yaylalarından da... Eğer yatırım amaçlı konut alıyorlarsa Türkler gibi emlak piyasasını inceliyorlar. Yani gelecekte değerinin artacağı yerlerden ev almaya dikkat ediyorlar. Genel trend böyle. İstanbul doldu, taştı mesela. Daha ne kadar yatırım yapılabilir, bilmiyoruz. Bize Türkiye'nin çok farklı bölgelerinden başvurular geliyor. Sigortacılık da Batı’dan ibaret değil. Türkiye'nin tüm illerinde acentelerimiz var.
Yabancılara sigorta satmak kolay mı?
Sigorta bilinçleri çok yüksek. O yüzden teminat konusunda ince eleyip sık dokuyorlar. Türkler fiyat odaklı inceliyor. Yabancılarsa teminat kapsamını önemsiyor. Ayrıntılı bilgi, detaylı çeviri istiyorlar.
Türkçe bilmeyen yabancılar size hangi vasıtayla ulaşıyor?
Acentelerimizde yabancı dil bilen çalışanlarımız aracılığıyla bize ulaşmaları mümkün. Ama zaten emlak alırken aracı kişiler de onları sigorta şirketine yönlendirebiliyor. Kaldıkları yerde tanıştıkları insanlar, tanıdıkları vs kişiler üzerinden referansla da ulaşabiliyorlar. Bizim de yabancılarla ilgili yakın zamanda çeviri hizmeti sunabileceğimiz bir projemiz var. Bilinçli tüketici oldukları için biz de o alanda var olmayı hedefliyoruz. Broker kanalından da böyle taleplerle karşılaşıyoruz.
Avrupa'daki gayrimenkul fiyatlarını Türkiye'yle kıyasladığınızda Türkiye daha pahalı. Neden buradan ev alıyorlar?
Evet, hatta Avrupa'dan ev aldıklarında ödeme sistemi de yani kredilendirme olanakları daha destekleyici. Üstelik burada 1 milyon liraya alabileceğiniz bir evin çok daha iyisini Avrupa'da alabilirsiniz. Geçmiş yıllarda Türkiye'de aldığınız bir ev fiyatını ikiye katlayabiliyordu. Açıkçası ben bu yükselişin uzun vadeli olmadığını, tabiri caizse "şişirme" olduğunu düşünüyorum. İspanya örneğinde olduğu gibi kısa vadede bu kadar fiyat yükselişi, ardından bir krizin de habercisi. Zaten Türkiye'de özellikle bu yıl "ikiye katlayan" evlerin azalma eğiliminde olduğunu yavaş yavaş görüyoruz. Yani sürekli artış durdu diyebiliriz. Yerli ya da yabancı fark etmez, bu kıyaslamaları yapan birinin tercihini kira getirisinin de yüksek olan konuttan yana kullandığını görebiliriz. Türkiye'deki evlerin de kira getirisi şu dönemde yüksek. Hem satış hem de kiralama bedelleri arz talep arasındaki dengeye bağlı.