Bir adam yaşıyor İstanbul, Beyoğlu'nda. Geceleri bütün sokakları dolaşıyor. Omzuna attığı bastonunun ucundaki poşetlerde yemek taşıyıp kedileri ve köpekleri besliyor. Adı Osman Ekici. Mesleği kilim satmak.
Aslında semtte onu tanımayan yok. Ansızın bir köşe başında karşılaşsanız poşetlerinden çıkardığı bir demet çiçeği size uzatır. En önyargılı insanı bile tatlı sohbetiyle arkadaş eder kendisine. Yani sadece kedi, köpekle değil insanlarla da arası çok iyidir. Gündüzleri de Cihangir Caddesi'nde bir apartmanın önünde eskiden kilim; şimdilerde çiçek, ikinci el eşya ne bulursa satıyor. Çünkü bundan birkaç yıl önce komşuların şikayetiyle belediye evine baskın düzenleyip evde ne var ne yok çöpe atınca, Osman Abi de çoğu antika olan kilimlerinden oldu. Şikayetin sebebi evde bir kedinin doğurmasıymış. Osman Abi'nin binbir güçlükle biriktirdiği para da eşyaların arasında çöpe gitmiş. Hatta şimdi de bir komşuyla başı dertte. Tezgah açtığı apartmana yeni taşınan biri şikayet ettiği için Sıraselviler’e taşıdı tezgahını. Yanında kedi ve köpekleriyle.
Yaklaşık 25 yıldır yılmadan, gün atlatamadan her gece kedileri ve köpekleri besleyen Osman Ekici'nin hayatını merak ediyor insan. Ne oldu da o çizgiyi geçti ve hayatını hayvanlara adadı.
Hayatımı ilham verdi
Osman Abi 75 yaşında. Tunceli, Dersim'de doğmuş. Yoksul ve çok çocuklu bir ailenin oğlu. Onun kaderini değiştiren şey askere alınması aslında. Tüfek kullanmak, cana kast etmek Osman Abi'ye göre değilmiş. "Allahın verdiği canı kul almaz" diyor. Emir demiri kesmemiş. Karşı çıkmış tüfek kullanmayı öğrenmeye. Askerlik uzamış haliyle. Her zaman hayvanları çok sevmiş ama hayat ilerledikçe ve kötülüklerle karşılaşınca bu sevgi ağır basmış. İstanbul'da fabrikada işçilik yapmış. Evlenmiş, çocukları olmuş. Fakat hayvan sevgisi de başına bela olmuş. Birer birer terk etmiş sevdikleri. Sonunda sadece hayvanlar kalmış. En yakın arkadaşını da beş yıl önce kanserden kaybetmiş.
Osman Abi’nin hayatı Cihangir’de yaşayan Fransız akademisyen Catherine Pinguet’ye de ilham vermiş ve ortaya Yapı Kredi’nin yayınladığı İstanbul’un Köpekleri isimli kitap çıkmıştı. Bu kitap sonrasında “4 Ayaklı Belediye” sergisine dönüşmüştü.
Mahalle sakinleri Osman Abi'yi semtin sembolü olarak görüyor. Hastalanıp ortadan yok olduğunda peşine düşüp doktora götürüyor, ilaç alıyorlar. Herkes sırasıyla yardımcı oluyor. Fakat sıra belediyenin baskınlarına, onun hırpani görüntüsü ardındaki iyilik dolu kalbini göremeyen yeni komşulara gelince mahalleli de çaresiz kalıyor. Mahallelinin talebi Osman Ekici'nin evinin düzenlenmesi, sıhhatli şartlarda yaşam hakkı sunulması ve kilim ve çiçeklerini satabileceği sabit bir tezgah ayarlanması. Bunun için bir de imza kampanyası başlatıldı.