Deprem sonrası çocuklarda güven duygusunu onarmak!

Deprem sonrası çocuklarda güven duygusunu onarmak!

Depremin en çok etkilediği, travma yarattığı kitle çocuklar. Yaşadıkları travma ile dış dünyaya karşı güven duyguları sarsılan çocuklara bu algı yeniden nasıl kazandırılabilir? En etkili yollara ve uzmanların önerilerine bakalım.

Topraklarımızda tarih boyunca büyük acılara neden olan deprem felaketine her yıl 1-7 Mart arasında ‘Deprem Haftası’ ile dikkat çekiliyor. Dilerdik ki bu yazıda Deprem Haftası’na ithafen Türkiye’nin güçlendirilmiş şehirlerinden, geçmişte kalan acılardan aldığımız derslerden söz edelim. Yazık ki ülkece yaşadığımız deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Ne var ki; yetişkinlerde ve de çocuklarda oluşan travma sürecinin atlatılması, yıkılan binaların tekrar yapılmasından, şehirlerin yeniden ayağa kaldırılmasından katbekat emek isteyen bir süreç. Bu süreci bilinçli geçirmek amacıyla, depremden etkilenen tüm insanlarımızla birlikte özellikle çocuklara yaklaşım nasıl olmalı konusunda uzmanların önemli önerileri bulunuyor.

Depremin kendisinin değil, olası sonuçlarının kişide korku oluşturduğunu vurgulayan uzmanlar, "Seismophobia" olarak adlandırılan deprem korkusunun en çok belirsizlikle tetiklendiğini ifade ediyor. Deprem sonrası sıklıkla görülen psikolojik tepkiler arasında korku, konfüzyon, keder, suçluluk, öfke gibi pek çok güçlü zihinsel ve duygusal durum ortaya çıkıyor. Kayıplar, fiziksel etkiler, barınma ortamının yok olması gibi nedenler kişide bir belirsizlik algısı oluşturup kaygı ve korkuyla stres ve depresyonun artmasına neden olabiliyor. Bu etkilerin aylarca hatta yıllarca sürebileceği de ifade ediliyor. Özellikle de çocuklarda… 

Deprem gibi afetlerde yaşanabilecek psikolojik sorunların başında "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" geliyor.
Deprem gibi afetlerde yaşanabilecek psikolojik sorunların başında "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" geliyor.

Çocukların güvende hissetmesi sağlanmalı

Peki, her çocuk depremden aynı şekilde mi etkilenir? Deprem felaketini normal atlatan çocuklar olabileceği gibi, depremden az etkilenen veya çok etkilenen çocuklar da olabiliyor. Çocuğun etkilenme düzeyi, onun yaşına, gelişimine ve ailesi ile olan ilişkilerine bağlı olarak değişebiliyor.

Uzmanlar depreme uyanıkken -kısmen kontrollü bir halde- ile uyurken -tamamen kontrolsüz halde- yakalanmanın yarattığı etkinin de çok farklı olduğunu söylüyor. Uyku zamanında bir sarsıntıyla uyanmanın yaşattığı şok, gündüz vakti uyanıkken yaşanan depremin yarattığı şoktan çok daha fazla ve derin. Her iki durumda da ortaya çıkan kontrol kaybı hissi çocuklarda daha yoğun olabilen güvensizlikle bir araya gelince işler daha da zorlaşabiliyor.

Bu nedenle çocuklara öncelikle güven duygusunu yaşayacakları bir ortamın sunulması gerekiyor. Çocukların okullarına dönebilmeleri, sosyal ortam içinde olmaları travmanın etkisini azaltmak için etkili. Depremzede birinin yaşadığı depremi anlatması, hatta defalarca anlatması, çocukların ise oyunla ifade edebilmesine olanak verilmesi travmanın etkisini azaltabilir. Özellikle okul öncesi çağda çocukların oyun yoluyla duygularını ifade edeceği olanakların yaratılması gerekiyor. 

Çocukların duygularını oyunla ifade etmesi duygusal hayatlarını dengede tutabilmeleri için çok önemli.
Çocukların duygularını oyunla ifade etmesi duygusal hayatlarını dengede tutabilmeleri için çok önemli.

Deprem bölgesindeki çocuklara afeti anlatırken bunlara dikkat

Deprem travması yaşayan çocuklarda sıklıkla görülen etkiler arasında; evden çıkmama-çıkamama, karın ağrısı, bulantı, kusma, uykuya dalmada güçlük, annesinden ayrılmak istememe gibi haller başta geliyor. Tüm bu etkiler aslında çocuğun dünyaya duyduğu güvensizliğin birer sonucu. Çocuklarda sarsılan ya da tamamen yiten güvende hissetme duygusunun yeniden kazandırılabilmesi için afet olayının onlara doğru anlatılması gerekiyor. Yetişkinlerin nasıl bir yaklaşım izlemesi gerektiği konusunda uzmanların önerilerine madde madde bakalım:

- Çocuklar için öncelikle kendilerini güvende hissedecekleri korunaklı ve güvenli bir alan yaratılmalı.

- Afet sonrasında evin eski haline gelmesi için yapılacak işlere 0-3 yaştan büyük çocuğun yardımcı olması faydalı olabilir. Bu yöntemle çocuğun korkusu ortadan kaldırılabilir.

- Depremde enkazdan çıkarılan, yaralanan, ailesini kaybeden çocuklara mümkünse bir uzman desteğiyle yardımcı olunmalı.

- Çocuklara yaşananlarla ilgili bir durum aktarılırken onların duygularının, düşüncelerinin ve ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması, son derece hassas olunması gerekiyor. Çocuklara öncelikle güven duygusu aşılanmalı.

- Çocuklarla iletişim kurarken sakin olunmalı. Çocuğa şefkatli yaklaşılmalı ve onu dinlemeye hazır bulunulmalı.

- Çocuğun yaşına uygun bir dille ona yaklaşmak, hislerini ya da duygularını anlatması için çocuğa ısrarcı olmamak öneriliyor. Çocukların istediği ölçüde duygularını ifade edebilmelerime imkan verilmeli.

- Çocuklara asla tutulamayacak sözler verilmemeli.

- Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklara hikayelerden ve metaforlardan yararlanılarak anlatıma gidilmeli.

- Öncelikle deprem mümkün olduğunca yalın ama gerçek bir şekilde anlatılmalı. Detaya girmeden, somut ve gerçeğe dayanan bir aktarım esas olmalı.

- Depremin bir doğa olayı olduğu anlatılırken depremden korkmanın da mutlaka normal olduğu da söylenmeli.

- Çocuklar cevap alamadıkları sorulara hayal güçleri yardımıyla cevap vermeye çalışır. Bu nedenle depremle ilgili çocuğun sorduğu hiçbir soru geçiştirilmemeli. Bazen gelen sorular zor olabilir. Bir cevap vermekte zorlanılıyorsa ya da verilecek cevabın uygun olmayacağı düşünülüyorsa uzmanların konuyla ilgili hala çalıştığı söylenebilir.

- Sosyal medya ya da televizyondaki yayınların uygun bir bölümü çocukla izlenip kontrollü bir şekilde sorulara cevap verilmeli.

- Bazen çocukların davranışlarında gerileme de söz konusu olabilir. Yatak ıslatmak, parmak emmek, anneye yapışmak gibi... Bu davranışlar sadece çocuğun endişesinin işaretleri. Onu anlayışla karşılamak, davranışlarına tepki göstermemek gerekli. Bu davranışların üzerinde durulmazsa, çocuğa gereken ilgi gösterilirse gerileyen davranışlar kısa sürede ortadan kalkıyor.

- Bazı çocuklar, büyük bir depremin ardından aylarca veya daha uzun süre devam eden ruh sağlığı desteğine ihtiyaç duyabiliyor. Deprem sonrasında dört haftadan daha uzun bir süre çocukların çok üzgün, endişeli, korkmuş ve kızgın ruh hali sürüyorsa profesyonel bir destek arayışına gidilmeli. 

Çocuğa sık sık sarılmak, temas etmek de çocuğun kendisini iyi hissetmesine yardımcı olur
Çocuğa sık sık sarılmak, temas etmek de çocuğun kendisini iyi hissetmesine yardımcı olur

Deprem bölgesinde olmayan çocuklar için öneriler

Eğer çocuklar deprem bölgesinde değilse ancak etraftaki yetişkinlerin telaşına, üzüntüsüne şahit oluyorsa, onların da yetişkinler gibi deprem felaketinden korkması son derece beklenen bir durum. Fakat çocuklar, yetişkinler gibi depremin bizim kontrolümüzde olmadığını, doğal bir olay olduğunu anlamakta zorluk yaşar. Uzmanlar, özellikle okul öncesi dönemdeki iki-beş yaş aralığındaki çocukların, depremin neden olduğu kayıplar ve yaşam şartlarında meydana gelen değişiklikleri anlamakta ve bunlarla başa çıkmakta oldukça zorlandığına vurgu yapıyor. Bu nedenle de uzmanlar, ebeveynlerin ve yakın çevrenin yapabilecekleri konusunda şu önerilerde bulunuyor:

- Çocuk, anne ve babasına depremi sorduğu zaman açık ve anlaşılır bir dille bunun bir doğal afet olduğu açıklanmalı.

- Çocuğun bulunduğu ortamda sürekli deprem haber ve görüntülerine maruz kalmasının önüne geçilmeli.

- Deprem konusunda yapılacak hazırlıklara, deprem çantası hazırlamak ya da ev veya okulda tatbikat yapmak gibi eylemlere, oyun aracılığıyla çocuklar da dahil edilebilir.

- Çocuklar güvende olduklarını duymak ve bilmek ister. Çocuklara gerçeğe yakın biçimde güvenli bir yerde olduğu söylenmeli. Oturulan binan ya da çocuğun gittiği okulun sağlamlığından emin olup bu bilgiyi kendisiyle paylaşabilirsiniz.

- Çocuklar modelleyerek öğrenir. Duygu ve davranışlar konusunda doğru model olmak ve çocuğun yaşayarak öğrenmesine fırsat vermek önemli. Bu nedenle depremden etkilenmiş kişilere eldeki imkânlar ölçüsünde aile bireyleri olarak yardım etmek ve bu yardımlara çocukları da ortak etmek faydalı bulunuyor.

- "Korkacak bir şey yok!", "Erkekler korkar mı hiç?", "Deprem falan olmaz" gibi ifadelerden kesinlikle kaçınmalı. Bunu duyan çocuk anlaşılmadığını hisseder. Bir karşılık vermek ya da teskin etmeye çalışmak yerine çocukların duygularını dışa vurmalarına izin verilmeli. “Depremden etkilenen çocuklar için üzülüyorsun”, “Onlara ne olduğunu merak ediyorsun” gibi cümleler kurarak empatik bir yaklaşım benimsenmeli.

- Çocuğa sık sık sarılmak, temas etmek de çocuğun kendisini iyi hissetmesine yardımcı olur.

- Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bilimsellikten uzak konuşulmaması. Kısa ve net şekilde yer kabuğu hareketlerinden bahsedilebilir. Bu hareketin binaların yıkılmasına ve kayıplara yol açabileceği söylenebilir. Çocuk neden deprem olduğunu bilirse, bilinmezlik ortadan kalkacağından kaygı düzeyi düşecektir.

- Çocuklar bu konuyu oyunlarına veya resimlerine taşıyabilirler. Bunlar uzmanlarca normal bulunan hatta istenen tepkiler. Oyunlarına müdahale edilmeden, onlar isterse oyunlarına katılarak bu konuyu içselleştirmelerine yardım edilmeli.

- Çocuk, depremin tekrar olacağından korktuğu için anne ve baba ile uyumak isteyebilir. Uzmanlara göre bu da normal bir süreç. Bu yüzden belirli bir süre birlikte uyumaya izin verilmeli. Çocuğun aynı odada mümkünse farklı bir yatakta yatmasına bir süre izin verilmeli.

- Ailenin ve çocuğun rutini mümkün olduğunca bozulmamalı.

Çocukluk çağında deprem travmasını atlatamayan bireylerde her an ölüm, ani bir tehlike karşısında kayıp yaşayacağı, kendini ya da yakınını kaybedebileceği korkusu görülebiliyor. Bu kişi işyerinde yaşadığı stres karşısında da çok yoğun bir tepki gösterebiliyor. Tüm bu yaşananlar yetişkinler için de zor bir süreç. Yetişkinler açısından da olaylar karşısında sakin ve soğukkanlı kalmakta güçlük çekiliyorsa bir uzmandan destek alması öneriliyor.

KAYNAKLAR

dhgm.meb

paradergi

canakkaleolay