Eski bir voleybolcu olan Banu Türkoğlu, ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu’nun eşi. Onların hayatı spor üzerine kurulu. Banu Türkoğlu kurduğu Shaba Yaşam Kulübü’ne, sporla ilgili tüm tecrübesini aktarmış. Shaba’da fizik tedavi hizmeti bile sunuluyor.
Dünyaca ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu’nun eşi Banu Türkoğlu, altı ay kadar önce ortağıyla birlikte Shaba Yaşam Merkezi adlı bir spor salonu açtı. Banu Hanım’ın tüm hayatının sporla örülü olması vesilesiyle olsa gerek, burası bir ailenin tüm bireylerinin pek çok ihtiyacını aynı anda karşılayabileceği bir yer. İhtiyacı olanlara fizyoterapi uygulanmasından tutun da, çocuklu ailelerin rahatça spor yapabilmesi için oluşturulan çocuk kulübüne kadar pek çok hizmet sunuluyor.
Banu Hanım’ın kendisi de eski bir voleybolcu. Eşinin ünü malum. Üstelik sekiz buçuk ve dört buçuk yaşlarındaki iki kızı da şimdiden spor tutkunu. Banu Türkoğlu ile sporcu bir aile olmanın nasıl bir yaşam olduğunu ve bunun, Akasya Acıbadem’de hizmet veren Shaba’daki yansımalarını konuştuk.
Spor sizin hayatınızda önemli bir yer kaplıyor belli ki. Siz de voleybolcuymuşsunuz. Bir dönem oynayıp bıraktınız mı?
Evet. Amerika’ya taşınmadan önce voleybolu bıraktım. Eşimin basketboluyla kendi voleybolumu asla kıyaslayamam tabii. Ama kendimi bildim bileli spor yapıyorum. Profesyonel bir basketbolcunun eşi de olunca, hayatınızın her dönemine spor hakim oluyor. Sporsuz geçen günümüz yoktur.
Nasıl geçiyor günleriniz?
Eşim zaten her gün düzenli antrenman yapıyor. Sabahtan öğlene kadar. Ben de sabahtan yaparım sporumu. Shaba’yı açarken, çocuklar okuldan gelene kadar burada işlerimi bitirip eve dönerim diye düşünüyordum. Ama işin içine girince durum değişti. Günün daha uzun saatlerini burada geçirmek durumunda kaldım. Çünkü yoğunluk akşam saatlerinde oluyor. Ben de o saatlerde burada olmak istiyorum. Bir işletmen varsa, mutlaka başında durmalısın. Bu bir süpermarket de olabilir, bir tekstil işi de. Mesela benim bir butiğim var, Sakarya’da. Oraya da gidip geliyorum sık sık. Ayrıca çok güvendiğim insanlar var orada, o yüzden gönül rahatlığıyla onlara emanet ediyorum.
Neden Sakarya’da açtınız butiği?
Çocukluğum orada geçtiği için bir bağlılığım var Sakarya’ya ve bağım hiç kopmasın istedim.
Shaba açılalı ne kadar oldu? Kimler geliyor buraya?
Yaklaşık altı ay oldu. 1500’e yakın üyemiz var. Çok karma bir grup. Tam da istediğimiz gibi. Belli bir kesime hitap etmiyoruz. Çoğunluk Akasya’da ve çevresinde yaşayanlar tabii.
Burayı açarken bir sporcu olarak nelere dikkat ettiniz?
Amerika’nın birçok şehrinde yaşadım ve çok çeşitli spor salonları gördüm. O yüzden de tam bir sentez oldu aslında. Bir salonda gördüğüm bir aleti, başka bir salonda görüp beğendiğim bir sistemi aldım. İşletme anlayışı ve servis olarak da böyle düşündüm. Bir de kendimi insanların yerine koydum hep. “Bir spor salonunda ne olmalı?” diye düşündüm. Mesela, SPA mutlaka olmalı dedim. Fizyoterapi kesinlikle şarttı. Açık ve kapalı havuz mutlaka olmalıydı. Fitness için çok sayıda ünik alet getirdik. Ve bir de “Çocuklara yönelik bir şeyler yapmalıyız” dedim. Bir çocuk kulübü oluşturduk. Ebeveynler burada spor yaparken çocukları da oyun oynayabiliyor. Hatta isteyen aileler çocuklarıyla aynı anda spor yapabiliyor. Çünkü çocuklar için yüzme ve jimnastik derslerimiz de var. Ya da bir ebeveyn çocuğunu spora bırakıp AVM’de kahve içmeye ya da alışverişe gidebiliyor. Yani yelpazeyi geniş tutmak ve birçok ihtiyaca hizmet etmek istedim. Bu yüzden de buraya spor salonu değil, yaşam kulübü diyoruz.
Ünik aletlerden kastınız nedir?
Türkiye’de pek çok iyi kulüp var. Benim “biz en iyiyiz” gibi bir derdim yok. Ama ben buraya çok iyi ve özel aletler almaya özen gösterdim. Mesela koşu bandı. Sıradan koşu bantları beni hep düşündürmüştür. Daha kısa zamanda daha çok kalori yaktıracak koşu bandı aradım ben de. 40 dakikada normal bir koşu bandında harcadığımız kaloriyi 15 dakikada harcatacak bir alet buldum, Skill Mill diye. Tamamen kendi gücünüzle aletin tabanını ittirdiğiniz ve daha fazla kalori harcadığınız bir alet bu. Yeni trendleri, yeni makineleri yakından takip ediyorum.
Spor söz konusu olduğunda başka nelere önem veriyorsunuz?
Grup derslerine çok önem veriyorum. Bisiklet benim için vazgeçilmez bir spor. Çok uzun seneler cycling yaptım. Burada da doğru tekniklerle daha eğlenceli hale nasıl getirebiliriz, onun üzerine çok çalışıyoruz. En iyi hocalarla çalışıyoruz. Şova dayalı, doğru yöntemlerle, insanların, bisikletin üzerinde vaktin nasıl geçtiğini anlamayacakları bir grup dersi yapıyoruz. Işıklandırmalar, özel ses sistemi gibi şeyler kullanıyoruz.
Bir de fizik tedavi hizmetiniz var. Bu, herhangi bir spor salonunda rastlayamayacağımız bir şey. Siz nasıl karar verdiniz?
Boyun, sırt ağrısı gibi ağrıları azaltmak için sırt kaslarını güçlendirmek çok önemli. Ancak tamamen sağlıklı bir biriyle boyun fıtığı, fibromiyalji gibi sorunları olan birinin aynı şekilde spor yapması çok yanlış. Bunu baz alarak bir fizyoterapi hizmeti sunduk burada. Her yeni üyeyi önce fizyoterapistimiz görüyor. Ölçümleri yapılıyor. Öncelikle vücudunun durumu spor yapmaya uygun mu, bunu konuşuyoruz. Ya da belli sporları yapabilir. Ona göre yönlendiriyoruz üyeyi. Eğer fizik tedavi ihtiyacı olan varsa, fizik tedavisini de burada yapıyoruz. Sonrasında da uygun spora ve aletlere yönlendiriyoruz. Medikal masaj ihtiyacı varsa ona yönlendiriyoruz.
Büyük kızı basketbola meraklı
Çocuklarınızın sporla arası nasıl?
Büyük olanın babadan dolayı basketbola müthiş bir merakı var tabii. Ayrıca okulda florball diye bir spor yapıyor. Buz hokeyinin parkede oynanan versiyonu.
Basketbola yeteneği var mı, babası nasıl değerlendiriyor?
Öyle olduğunu söylüyorlar. Babası “Daha belli olmaz bu işler” diyor.
Siz ister misiniz basketbolcu olmasını?
Ben sevdiği şeyi yapmasını isterim. İlla basketbolcu olsun demem. Hatta bir aileye bir basketbolcu yetebilir belki. Ama neyle mutlu olacaksa onu yapsın.
Peki ya küçük?
O da haftada dört gün burada jimnastik yapıyor. Dört-dokuz yaş grubu için jimnastik derslerimiz var haftada dört gün. Ebru Karaduman Beden Atölyesi ile çalışıyoruz.
Spor bilinci çok önemli… Siz insanlara ne tavsiye edersiniz bu anlamda?
Türk insanı spor salonlarında biraz çekingen. Üye olup kendi kendine bazı aletleri kullanma eğiliminde. Ama bu doğru değil. Spor salonlarında ücretsiz hizmet veren koçlar vardır. Onlara danışarak kendileri için doğru programı uygulamaları, hareketleri doğru uygulamayı öğrenmeleri çok önemli. Çok insan aletleri yanlış şekilde kullanıyor salonlarda. Bir de sağlıklı yaşam için insanlara genç yaştan itibaren sağlıklı beslenmelerini öneririm. Mesela olabildiğince ambalajlı gıda tüketmemek gerek.
Sağlıklı beslenmek için siz neler yapıyorsunuz?
Göztepe Parkı’nda çarşamba günleri organik pazar kuruluyor, mesela oradan alışveriş yapıyorum. Bazı gıdaları online alışverişle üretim yerinden alıyorum.
Zorunlu kitap okuma saatim var
Sizi tanımayan okurlarımız için kendinizden bahseder misiniz biraz?
36 yaşımdayım. İstanbul Haydarpaşa Anadolu Lisesi mezunuyum. İstanbul Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandım. Sonra transfer öğrenci olarak California State Üniversitesi’ne geçtim. Eşim Amerika’ya transfer olmuştu çünkü. Daha sonra bölümümü değiştirdim ve işletme okudum. Şehir değiştirmek zorunda kalınca Florida’da, Keiser Üniversitesi’nde eğitimimi tamamladım. Şu an aslında mesleğimi yapıyorum yani.
Kişisel zevkleriniz neler?
Kitap okurum. Ama ‘hobilerim arasında kitap okumak vardır’ gibi değil benimki. Günün belli bir saatini zorunlu olarak kendime kitap okumak için ayırıyorum. Bazen saatleri uzuyor. Çocuklar, “Senin elinde de hep kitap var” diyor. Kızlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Parklara gidiyoruz beraber. Bir de biz uzun süre Amerika’da yaşadık. Bir buçuk yıldır buradayız. O yüzden çocuklarla İstanbul’un ilginç yerlerini keşfediyoruz. Türkiye içinde de seyahat ediyoruz. Çünkü 16 yıl yurt dışında yaşadık biz ve buradaki birçok şey bizim için yeni ve keşfedilesi…