Anadolu topraklarının cazibesi, yalnızca büyük kentler, dillere destan tatil merkezleri ve dünyaca ünlü ören yerlerinden ibaret değil. Az bilinen ama ziyaretçilerini büyüleyen Anadolu’nun saklı köylerine yolculuğa hazır mısınız?
Anadolu’nun kadim tarihini ve sakladığı gizemleri, belki de en iyi dile getirendir Ahmed Arif’in kaleminden çıkan şu dizeler:
“Beşikler vermişim Nuh'a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?”
Tarih boyunca yüzlerce uygarlığa, rengarenk kültürlere ve iç içe geçmiş milletlerin armonisine ev sahipliği yapmış Anadolu toprakları, birbirinden güzel saklı köyleri ile bu kültürel çeşitliliğini günümüze kadar taşıyor.
Dağ keçilerinin evine hoş geldiniz - Kaleköy / Antalya
Simena adıyla bilinen Kaleköy’ü, Akdeniz’in turkuaz sularının ortasında yükselen bir masal diyarına benzetebiliriz. Yalnızca deniz yoluyla ulaşılabilen bu şahane köyü ziyaret etmenin en kolay yolu ise Kaş’tan kalkan gezi teknelerine binmek. Toplamda 50-60 hanenin bulunduğu ve dağ keçilerinin rehberliği eşliğinde tepedeki Simena Kalesi’ne çıkılabilen bu güzel köy, insanı bir anlığına Likya dönemine ışınlanmış gibi hissettiriyor.
Telefon ve internet sinyalinin pek iyi olmadığı bu inziva köyünde yapılacaklar listesinde; kendinizi köyün yavaşlığına bırakmak, turkuaz rengi denizin tadını çıkarmak ve Kaleköy’ün eşsiz ev yapımı keçi sütlü dondurmasından yemek yer alıyor.
Zamana direnen doğal bir köy - Vakıflı Köyü / Hatay
Hatay’ın sahil ilçesi Samandağ’a bağlı olan Vakıflı Köyü, Türkiye sınırları içindeki tek Ermeni köyü olma özelliğini taşıyor. Hatta öyle ki Vakıflı Köyü, dünya üzerinde Ermenistan’dan sonra nüfusun tamamının Ermenilerden oluştuğu ikinci yerleşim birimi olma özelliğine de sahip. Kış aylarında 100 – 150 kişinin yaşadığı ama baharın gelişi ile birlikte nüfusun arttığı Vakıflı Köyü’nün halkı, yenilikçi ve doğal yaşama saygılı yaşam tarzlarıyla da ünlüler.
Türkiye’de organik tarıma geçen ilk köylerden biri olan Vakıflı; organik reçelleri, köy kadınlarının yaptığı enfes nar ekşileri ve elbette ev yapımı şarapları ile de ülke çapında büyük bir popülerlik kazanmış durumda. Köyde imal edilen doğal ürünleri, köy kooperatifinin e-mağazası aracılığıyla tüketici ile buluşturan Vakıflı halkı, son yıllarda aşırı artan turist kalabalığından biraz şikayetçi olsalar da kültürlerini korumaya devam ediyorlar.
Türk mimarisinin vitrini - Birgi / İzmir
İzmir bölgesini Çeşme ve Foça sahillerinden ibaret zannetmeyin! Çünkü Ege’nin bu kadim kenti, iç kesimlerinde de birbirinden güzel saklı hazineler barındırıyor. İşte Ödemiş ilçesine bağlı Birgi de bu şirin mi şirin köylerden sadece biri. Birgi’nin MÖ 750 yılında Frig Uygarlığı ile başlayan medeniyet yolculuğu; Lidya, Pers, Bergama ve Roma İmparatorluğu ile devam etmiş. Hatta Bizans döneminde şimdiki adının da geldiği, kule anlamına gelen Pyrigion ismini alan Birgi, sonraki dönemde Aydınoğulları Beyliği’nin de merkezi olmuş. Hali hazırda hem Bizans izlerini hem de 700 senelik bir Anadolu mimari mirasını içinde barındıran Birgi, bu yönüyle tam bir film platosunu andırıyor. Geleneksel dokusunu korumasının yanında yörede yetişen benzersiz ürünlerin de katkısıyla enfes bir mutfak kültürü yaratan Birgi, aynı zamanda gurmelerin ve gastronomi turistlerinin de radarına girmiş durumda.
Habak Köyü / Rize
Doğu Karadeniz’in koyu yeşil tonlu Fırtına Vadisi, birbirinden özel köylere ev sahipliği yapıyor. Pontus Rum ve Rus etkisi taşıyan bu köylerden en el değmemiş olanı ise hiç şüphesiz Çamlıhemşin’e bağlı Habak Köyü. Muhteşem bir vadide kurulmuş Habak Köyü’nün en dikkat çekici yanlarından biri de Rus mimarisinden izler taşıyan benzersiz görünümü. Dört bir yanında yığma taş ile inşa edilmiş kendine has evler bulunan bu güzel köy aynı zamanda doğa tutkunlarına da kapılarını açmış, çiçeği burnunda bir ekolojik turizm merkezi. Köyde az sayıda bulunan ev pansiyonlarda konaklamak ve bölgedeki şelaleleri keşfetmek buraya gelenlerin tercihi oluyor.