Vizesiz seyahat edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC); doğal güzellikleri, temiz plajları, tarihi mirası, lezzetli mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla yerli yabancı turistlerin ilgisini çeken bir ülke. Akdeniz ikliminin en güzelinin yaşandığı Kuzey Kıbrıs, ilkbahar ve sonbahar ayları boyunca da yaz tatili arayanların, yüzme, tekne turu ve dalış sevenlerin favorisi. Şimdi, bu ülkenin güzel şehirlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
Tarih ve kültür başkenti Lefkoşa
Kuzey Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa’nın en önemli özelliği, Türk ve Rum bölgelerini ayıran hatta sahip olması. Şehirdeki Selimiye Camii diğer adıyla St. Sophia Katedrali, Gotik mimarisiyle dikkat çekiyor. 13’üncü yüzyılda Lüzinyanlar tarafından katedral olarak yapılan, Osmanlı döneminde ise camiye dönüştürülen yapı, şehrin simgelerinden biri. Klasik Lefkoşa evlerinin en güzel örneklerinden olan ve müze olarak gezilebilen Derviş Paşa Konağı tarih ve kültür gezginlerine diğer önerimiz. Selimiye Camii’nin hemen yanındaki sokaklardaki Arasta Çarşısı hediyelik eşyalar, Kıbrıs ipekleri, baharatlar ve geleneksel lezzetler bulabileceğiniz bir yer. Osmanlı döneminde kervansaray olarak kullanılan Büyük Han’da ise günümüzde el sanatları dükkanları, kafeler ve sergilerin yer alıyor.
Önemli yapıları ve deniziyle Girne
Kuzey Kıbrıs’ın en turistik şehirlerinden Girne; Girne Limanı, temiz plajları ve tarihi yapılarıyla göz dolduruyor. Girne’de gezi listesine alınması gereken yerler arasında; içindeki Batık Gemi Müzesi’ni ziyaret edebileceğiniz Girne Kalesi, doğa yürüyüşü yapabileceğiniz Beşparmak Dağları, yazın klasik müzik konserleri düzenlenen Beşparmak Dağları’nın yamacındaki Gotik tarzdaki Bellapais Manastırı, Akdeniz manzarası sunan St. Hilarion Kalesi bulunuyor.

Tarihi dokusuyla Gazimağusa
Tarihi dokusunu koruyan Gazimağusa; Orta Çağ, Osmanlı ve İngiliz izlerini taşıyan etkileyici bir şehir. Bu şehre gittiğinizde Othello Kalesi’ni, Lala Mustafa Paşa Camii’ni ve Kapalı Maraş’ı mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz. İsmini İngiliz yazar William Shakespeare’in Othello eserinden alan Othello Kalesi, 14’üncü yüzyılda denizden gelecek saldırılara karşı limanı korumak için inşa edilen önemli bir yapı. Lala Mustafa Paşa Camii (St. Nicholas Katedrali) ise 14’üncü yüzyılda katedral olarak inşa edilen Osmanlı döneminde camiye dönüştürülen Kıbrıs’ın en görkemli gotik yapısı. Gizemli olduğu kadar hüzünlü bir yer olan Kapalı Maraş’ta ise yıkık oteller, kapalı dükkanlar ve boş sokaklar görülebiliyor. Fakat bu şehirde yok yok; denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz güzel Gazimağusa plajları arasında Glapsides, Silver, Palm bulunuyor.
Sakin ve huzurlu Güzelyurt
Küçük, sakin ve turist dostu Güzelyurt, narenciye bahçeleriyle ünlü. Yolunuz bu huzurlu şehre düşerse; antik Soli kazılarından çıkarılan mozaik ve heykellerin sergilendiği Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi’ni, Roma döneminden kalma tiyatrosu ve bazilikası ile dikkat çeken Soli Antik Kenti’ni, Ortodoks kültürünün önemli dini merkezlerinden olan St. Mamas Manastırı’nı ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Kuzey Kıbrıs mutfağını tatmadan dönmeyin

Türk, Osmanlı, Orta Doğu, Yunan ve İngiliz mutfak kültürünün bir harmanı olan Kuzey Kıbrıs mutfağı; birçok lezzetli yemeğe sahip. Ülkenin en ünlüsü şeftali kebabı; kıyma, soğan, maydanoz ve baharatlardan oluşan iç harcın kuzu gömleğine sarılması ve şişe geçirilerek mangalda pişirilmesiyle hazırlanan bir yemek. Kolokas ise patatese benzeyen kök sebze ile kuzu etinin harika bir birleşimi. Izgara veya tavada pişirilen dünyaca ünlü Hellim peyniri, hellim veya çökelekle yapılan Kıbrıs mantısı pirohu, birbirinden güzel deniz ürünleri, kaymakla servis edilen, şerbetli ve cevizli kek Kıbrıs tatlısı, süzme çökelek peyniri ile yapılan nor tatlısı Kuzey Kıbrıs ziyaretinizde denemeniz gereken lezzetler arasında. Molehiya bitkisinin yaprakları ve etle pişirilen, sağlıklı bir sulu yemek olan Molehiya’yı da mutlaka tatmanızı öneriyoruz.