Ege'nin gömülü şehri: Teos ve Dionysos’un izleri

Ege'nin gömülü şehri: Teos ve Dionysos’un izleri

Tarih boyunca birçok medeniyetin yaşadığı Ege, pek çok antik kent hikayesine sahip. İzmir’in Seferihisar ilçesinde bulunan, kültürel mirasıyla herkesi etkileyen Teos’da ziyaretçilerine bu hikayelerden birini sunuyor. Biz de bu antik kentin ve kentte iz bırakan Dionysos’un peşine düştük. 

Teos, 12 İyon kentinden biri

MÖ 1000’ler civarında, Atina’dan gelen göçmenler tarafından kurulduğu düşünülen İyon kenti olan Teos, 12 İyon kentinden biri. Helen kökenli bir halk olan İyonlar, bilim ve sanatla iç içe yaşamış. Zaten Teos da filozoflar, şairler, oyuncular, müzisyenler için önemli bir merkez olarak konumlanmış. Zarif bir estetik anlayışıyla kurulmuş olan Teos kenti; ince sütunları, yoğun süslemeleri ve volütlerle (Kıvrımlı başlıklar) dikkat çekiyor. Antik Çağ’ın en büyük Dionysos tapınağına sahip Teos’daki tapınak kalıntıları kentin kimliğini tanımlıyor. Teos’un ticari merkezi, pazar ve toplantı alanı olan Agora ise geniş ve düzenli bir yapıda inşa edilmiş. Tahminlere göre Agora; galeriler, dükkanlar ve kült heykellere sahipti.

Teos’ta bir diğer dikkat çeken yapı da tiyatro. Tiyatro sanatının doğuşuna ve gelişimine katkı sunan izler, kentte bulunan beş bin kişilik antik tiyatroda yatıyor. Kentte ve bu tiyatroda her yıl, Dionysos adına tiyatro şenlikleri (Dionysia) düzenlenirmiş. Kolektif ruhu ifade eden Teos tiyatrosu; daire biçimli sahnesi, arka yapısı ve oturma alanıyla klasik Yunan tiyatro tarzında inşa edilmiş.

Ayrıca Teos’ta, biri ticari biri de askeri amaçlı dalgakıranlar, depolama alanları ve gemi bağlama yerlerine sahip iki liman bulunuyormuş. Teos o yıllarda deniz ticaretiyle zenginleşmiş. MÖ altıncı yüzyılda ekonomik ve kültürel olarak altın çağını yaşamış olan Teos, kazı çalışmalarıyla keşfedilmeye devam ediliyor. 

Tiyatro sanatının doğuşuna ve gelişimine katkı sunan izler, kentte bulunan beş bin kişilik antik tiyatroda yatıyor.
Tiyatro sanatının doğuşuna ve gelişimine katkı sunan izler, kentte bulunan beş bin kişilik antik tiyatroda yatıyor.

Antik Çağ’ın en büyüğü olan Dionysos Tapınağı

Dionysos’un kültürünü benimsediği görülen İyonlar’ın kenti Teos’taki Dionysos Tapınağı, MÖ ikinci yüzyılda mimar Hermogenes tarafından tasarlanmış. Kısa kenarlarında altı, uzun kenarlarında 11 sütun bulunan Ion düzeninde tapınak, üç bölüm olarak inşa edilmiş. Hermogenes’in eustylos ilkesine göre (Vitrivius'un verdiği intercolumnium ölçülerine göre iki sütun arasındaki uzaklığın, sütun çapının 2 1/4 katı olduğu tapınak tipi.) inşa edilen yapı iki sütunlu derin pronaosu ve iki sütunlu dar opisthodomosu ile Pytheos’un Aydın’daki Priene Ören Yeri’nde bulunan Athena Tapınağı’na çok benziyor. Tapınağın sütunları hala ayakta ve zarif mimarisiyle büyülemeye devam ediyor. Nitekim Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kadıoğlu başkanlığındaki kazı ekibi, tapınağın çevresindeki 26 sütunlu revakları restore ediyor. 

Zarif bir estetik anlayışıyla kurulmuş olan Teos kenti ince sütunları, yoğun süslemeleri ve volütlerle dikkat çekiyor.
Zarif bir estetik anlayışıyla kurulmuş olan Teos kenti ince sütunları, yoğun süslemeleri ve volütlerle dikkat çekiyor.

Dionysos sadece bir tanrı değil

Dionysos antik kentin halkı tarafından benimsenmiş ve bir kent tanrısı olarak görülmüş. Şarap tanrısı olarak bilinen Dionysos sanatsal ilham, doğa ve coşkuyu da simgeliyor. Olimpos’un en genç tanrısı olan Dionysos’un annesi ölümlü Semele, babası ise Zeus. Düşünceleriyle toplumu dönüştüren ve özgürleştiren, insanların akıl ve mantıkla değil, içgüdüyle hareket etmeye teşvik eden Dionysos, sadece bir tanrı değil; bir fikir ve bir rehber. Antik dünyada “sanatçılar birliği” olarak bilinen müzisyenleri, aktörleri, şairleri, anlatıcıların oluşturduğu Dionysos Sanatçılar Birliği’ne de ev sahipliği yapmış olan Teos, işte bu nedenle Dionysos ile simgeleşmiş durumda.

Arkeolojik keşiflerin turizme etkisi

Ülkemizde yapılan tüm arkeolojik keşifler sadece bilimsel olarak değerli değil; turizm, ekonomi ve kültürel kimlik açısından da çok kıymetli. Bu sayede Türkiye, sadece deniz tatil için seçilmiyor. Bu mekanların hayata döndürülmesiyle antik tiyatrolardaki konser ve tiyatro gibi etkinlikler artıyor, Teos Tiyatro Festivali gibi organizasyonlar düzenleniyor. Üstelik bu tarihi alanları genellikle daha yüksek gelir grubundan ve kültürel farkındalığı yüksek turist profili ziyaret ediyor. Kazı alanlarının ve antik kentlerin bulunduğu yerlerin çevresinde, restoranlar, hediyelik eşya mağazaları ve dükkanlar açılıyor; yerel halk için doğrudan ekonomik hareketlilik sağlanıyor. Dünya çapında bilinir olmak da önemli bir artı ki bu alanlar sayesinde Türkiye'nin arkeolojik zenginliği medyada görülüyor ve ülkeye olan ilgi artıyor.