Teknolojinin son 20 yılda aldığı hızlı devinim günlük hayatımızı da oldukça hızlı şekilde değiştirmeye devam ediyor. Artık geldiğimiz noktada öyle uzun uzun cümleler kurmaya, büyük laflar etmeye de gerek kalmadı. Kısa bir mesaj, ardından birkaç noktalama işareti ve elbette Emojiler… Artık çoğumuz duygularımızı ve düşüncelerimizi karşı tarafa emojiler ile anlatıyoruz. Arkadaşımızla bir kahve içmek istediğimizde üzerinde dumanlar tüten bir fincan gönderiyoruz ya da sevgilimize onu çok sevdiğimiz söylemek istediğimizde bir demet gül yolluyoruz. ":))))" işaretinin bile devri geçti diyebiliriz artık. Küçük sarı kafalı adamlarla başlayan emoji devrimi, Nusret’in efsanevi tuz dökme hareketiyle yepyeni bir boyut kazanarak devam ediyor…
İşte 17 Temmuz Dünya Emoji Günü'nde, kısa bir emoji hikayesi sizlerle.
Bu sarı kafalı adamların nereden çıktığına bir bakalım. Emojinin babası Japon Shigetaka Kurita. Kurita, 90’lı yıllarında sonunda bir gün sokakta yürürken insanların hemen hemen her şeyi bir nesne ya da mimik vasıtasıyla anlattıklarını ve karşı tarafla iletişim kurduklarını fark ediyor. Bu fikirden hareketle de küçük resimler çizerek ve bunları online ortama aktararak duygularımızı daha kısa ve net şekilde ifade edebileceğimizi düşünüyor. Fikir doğru, ancak iş uygulamaya gelince önceleri biraz zorlanıyor Kurita. Çünkü sevgi, kızgınlık, şaşkınlık gibi ifadeleri anlatmak kolay ancak daha karmaşık duyguların resmedilmesi onu zorluyor. Ardından gün geçtikçe emojilerini artıyor Kurita. Peki EMOJİ ne demek? Bunu da yine işin üstadına ve yaratıcısına bırakalım: “E, Japoncadaki resim kelimesini temsil ediyor. Moji ise karakteri. Yani kısaca Resimli Karakter.” Unicode 9.0 paketi olarak da anılan emojiler hayatımızı renklendirmeye devam ediyorlar. İşte geçmişten günümüze en yaratıcı emojiler…
Öncelikle duygusal başlayalım. Ama sevgi, öpücük ve güller olmasın. Annelik olabilir. Hamilelik haberi için kullanılabilecek en dijital yollarından biri emojiler… İşte şimdi tam anlamıyla bir aile olduk.
O teknolojinin dedesi sayılır aslında. Bilgisayar devrimini başlatan abilerimizden olan disketleri halen kalbimizde yaşatıyoruz.
Dans gibisi var mı? İspanya’nın bağrından kopmuş gelmiş bu dansçı kadın ile “Akşam dışarı çıkalım mı” sorusunu ifade etmek istiyoruz aslında.
Emojiler de hasta olur… İşte hasta olduğumuzu ifade etmenin belki de en keyifli yolu.
Ve artık yalan söylemek Pinokyo karakter sayesinde o kadar kolay olmayacak! Ya da belki daha mı kolay olacak? Yalan söylediğinizi karşınızdakine bu şekilde ifade ederseniz, sizi affetmesinin daha kolay olacağı kesin gibi.
Mide bulantımızı saklamamıza da gerek kalmayacak artık. Bu emoji her şeyi anlatıyor. En kötü anların ifadesi artık daha hızlı ve kolay.
Söz çoktan uçtu, onun yerini maalesef yazı almıyor. Beden dilimizi anlatmak için daha çok emojileri kullanıyoruz.
İşin yaratıcılığına kaçanlar da var tabi. Ben sadece tek bir emoji ile yetinmem, buradan yürürüm, konuşmama gerek kalmadan her bir şeyi anlatırım diyenler de var aramızda.
Ve tabii ki Nusret… Onu anmadan bu yazıyı bitirmek olmazdı. Efsanevi hareketiyle dünyayı kasıp kavuran Nusret de emojiler arasında yerini aldı.
Biz de Nusret varsa, onlarda Justin var. Birçok ünlü için hızlı üretilen emojiler mevcut ancak genç şarkıcı Justin Bieber için çizilenler bir harika… 24 saat Justin de denilebilir.
