Uzun yıllar üniversitelerde görev yaptığım için öğrencilere yönelik akademik ve mesleki toplantılara ilginin yüksek olmadığını bizzat tecrübe etmişimdir. Az sayıdaki öğrencilerin katıldığı bu türde toplantılar genellikle ilgili fakültenin yöneticilerine de sıkıntı yaratır. Salonun boş olmasını istemezler, derslerden öğrenci çıkartırlar, yoklamayı panelde alacaklarını söylerler vb. Kısacası eğer panele gelen ünlü bir aktör, şarkıcı kısacası “ünlü” değilse salonlar boş kalır. “Teoriden Pratiğe Atlayış Serbest – Sigorta Günü “ etkinliğini planlarken aklımın bir köşesinde hep bu vardı. Sigortacılık mesleğinin geleceğine yatırım yapmak, bu alanda eğitim gören öğrencilere destek vermek fikrini en baştan çok sevmiştim. Çünkü samimi bir proje, çünkü ilgili öğrenci için önemli bir tecrübe sağlayacak, çünkü eğitime biraz omuz vermek anlamına geliyordu.
Quick Sigorta CEO’su Levent Uluçeçen birçok tavrı ile sıra dışı bir adam. Quick Sigorta ekibinin “yöneticilik” unvanlarına sırtını dayamış kişilerden oluşmamasını sağlayan da Uluçeçen’dir.
Bu projenin gerçekleşmesini sağlayan kişi ise kesinlikle kendisidir. Bu fikir kuruluş çalışmalarımız sırasında gündeme gelmişti. Eksperler ile yaptığımız toplantıda böylesi destekler vermeyi düşündüğümüzü konuşurken Sigorta Eksperleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nedim Erdem ilk etkinliği Zara’da yapmamız konusunda istekte bulundu. Levent Bey’in Sivaslı olmasının da etkisiyle bu öneri kabul gördü. Konu hakkında bilgi verdiğimiz Yüksekokul Öğretim Görevlisi Muhsin İpek en başından itibaren projeye gerekli tüm desteği verdi. Sivas ve Zara’yı görmemiştim ancak bu projede Anadolu kentlerine ağırlık vermenin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyordum. Sonuçta büyük kentlerdeki öğrenciler daha iyi imkanlara sahipti.
Ancak faaliyete geçmemiz ile birlikte bu proje biraz arka planda kaldı ve tek takipçisi Levent Bey oldu. Sanırım bu ilgisizliğimize biraz da kızdığı için 3 hafta önce daha net bir şekilde “Bunu artık yapalım” dedi. Sesinde öfke yada kızgınlık yoktu, sadece “neden yapamadık, yapalım bu işi” vurgusu vardı. Mesaj açık ve netti ve hızlı şekilde organize olduk. Hazırlıklar yapıldı. Öğrencilere küçük hediye paketleri, etkinliğin afişleri ve duyuru materyalleri, konuşmalar, lojistik planlamalar, öğrencilere açılacak olan sistemimizin tamamlanması gibi sayısız işi 2 hafta gibi bir sürede tamamladık. Ben Sivas’ı hiç görmemiştim, Zara’yı ise sadece isim olarak biliyordum. Nedenini tahmin edersiniz “Zara” markası.
Hazırlıklar tamamlandı, planlama bitti ve ekip parça parça yola çıktı. Bilgi İşlem Müdürümüz Mustafa Çalık bizden önce giderek teknik konuları çözdü. Levent Bey bazı görüşmeler yapmak için bir başka gün gitti ve ben de Maher Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Yaşar ile yola çıktım. Sivas’da bazı görüşmeler ve lojistik ile ilgili yaşadığımız sorunları çözdükten sonra Zara’ya doğru yola çıktık. Bu arada Sivas’da acentemiz ve Ega Grup Sigorta Genel Müdürü Gül Ölçar gerek etkinliğimizde gerekse diğer çalışmalarda bize ciddi anlamda destek verdi.
Zara benim bozkır diyebileceğim, sert bir iklimin olduğu bir coğrafya içinde. Yolda sessizce izlediğim manzaralar bana bazı film karelerini hatırlattı. Hava kuru ve serin. Hızlıca içinize çekerseniz biz kentlilerde mentollü hava etkisi yaratıyor. İlçe, arkasını, sanki dalga dalga gelen bir dağa vermiş. Ana caddesi üzerinde birbirinden büyük yeni binalar inşaa edilmiş. Hızlı bir gelişim içinde olduğu görülüyor. Ana cadde üstündeki bu binaların büyük bir bölümünün eğitim kurumları olduğunu söylemeliyim. Uzun süredir böylesine gösterişli lise binaları görmemiştim. İstanbul’da yaşayan birisi için Zara’nın sakinliği muhteşem. Zaten kaldığımız otelin penceresini akşam saatlerinde açtığımda sadece kime havladığını anlamadığım bir Kangal sesi geliyordu. Sessizlik görüntünün bir parçası olmuş.
Cumhuriyet Üniversitesi Zara Veysel Dursun Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu tam ilçenin girişinde. Son derece güzel bir yerleşim içinde. Yüksekokul binaları hayırsever vatandaşlar tarafından yapılmış. Sigortacılık ve Risk Yönetimi Bölümü bu binada eğitim veriyor. Daha sonra yaptığımız konuşmalarda bu okuldan mezunların sektörde oldukça etkili olduklarını öğrendim. Büyük kentlerden uzakta, iş dünyasının 900 km uzağında bunları yapmak büyük bir başarı.
İlk akşam bizi Levent Bey Koyulhisar’da bulunan evinde ağırladı. Harika bir coğrafyada harika bir akşam geçirdik. Levent Beyin misafirperver ailesi ile sohbetin bol ve zengin olduğu bir akşam geçirdik.
Ertesi sabah etkinlik için Yüksekokula geçtik. Okulun oldukça güzel ve geniş bir konferans salonu var. Her türlü etkinlik için uygun. Öğrenciler hazırlığı tamamlanmış bizleri bekliyordu. Program çerçevesinde önce Panel gerçekleştirilecekti ve ilk konuşmayı Levent Bey yaptı. Öğrencileri sıkmayacak bir üslupla sektörün ve mesleğin önemini anlattı. Aslında işi zordu çünkü onlara hem mücadele ve daha çok çalışma için mesaj verecek hem de sıkıcı bir konuşma havasından uzak duracaktı. Sektörden örnekler, kendisinin hayatından kesitler, hayatın zorlukları gibi ilgi çekecek konular öğrencilerin ilgisini çekti.
İstanbul ekibimiz tarafından Zara için özel olarak çekilen videomuz gösterildi. Ardından Ahmet Nedim Erdem, Ahmet Yaşar ve ben konuşmalarımızı yaptık. Konuşmalar birbirini tamamladı. Her konuşmacı kendisinden sonraki konuşmacının konularına göndermelerde bulundu ve öğrencilerin dikkatinin dağılmamasına özen gösterildi. Yaklaşık 2.5 saat sürdü konuşmalar ve salon halen doluydu. Öğrenci sayısı azalmıyor artıyordu.
Öğleden sonraki bölümde ise Mustafa Çalık öğrencilerin kullanımına açtığımız sistemi anlattı. Nasıl poliçe hazırlayacaklarını, hangi bilgileri girmeleri gerektiğini, kısacası sistemin nasıl çalıştığını aktardı. Ardından soru-cevap kısmına geçtik. Salon halen doluydu ve panel bittiğinde öğrenciler halen etrafımızda sorularıyla ve ilgileriyle bizi çok mutlu kıldılar. Sanırım bu uzun süredir rastlamadığım Anadolu üslubuydu. Biraz çekingen, biraz utangaç, ellerinin kollarını ne yapacaklarını bilmeden ama büyük bir samimiyetle yaklaştılar bizlere. Yaklaşık 15 yıl üniversitelerde ders vermiş birisi olarak etkilendiğimi söylemeliyim.
Sivas’a doğru kızıla boyanmış gökyüzü altında yola çıktığımızda biraz yorgun, fazlasıyla mutlu ve keyifliydik. Akşam yemekte ise halen paneli konuşuyorduk. Sanki öğrencilerin gençlik hali bize bulaşmıştı. Biraz burukluk vardı üstümüzde. Aslında hepimizin içindeki ruh halini Levent Bey ertesi gün yaptığımız basın toplantısında özetledi, “Aklımız Zara’da kaldı”.
Etkinliğin yapılmasında bize ilk günden itibaren destek veren Muhsin İpek ve Esra Aydın Ünal’a, etkinliğimize katılarak bizi destekleyen Yüksekokul Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yüksel Aydın’a, paneli etkin bir şekilde izleyip sorularıyla konuları açan Öğretim Görevlisi Hatice Genç Kavas’a, öğrencilerini panele katılmaya teşvik eden Divriği ve Suşehri MYO hocaları Pınar Şahbazcanönde ve Yeliz Demirci’ye, etkinliğin operasyon kısmını takip eden Araştırma Görevlisi İlker Durgut’a ve burada ismini yazmayı unuttuğum tüm hocalarımıza ve yetkililere teşekkürlerimizi sunuyorum.
Panele ara verdiğimizde büyük bir nezaket gösterip bizleri yemeğe davet eden Zara Belediye Başkanı Ahmet Pala’ya da ayrıca teşekkür etmemiz lazım.
Ancak en büyük teşekkür öğrencilerimize. Bizi o meraklı ve ilgi dolu gözlerle izlediğiniz için, en samimi ve sıcak halinizle etrafımızı sardığınız için, bu ülkenin geleceği adına içimize ümitler dağıttığınız için hepinize sonsuz teşekkürler.
İyi ki varsınız ve iyi ki sizlerle yolumuz kesişti. Her şey gönlünüzce olsun, yolunuz açık olsun.
Etkinlik sonrası onlarca mail ve sosyal medya mesajı aldık. Hepsini yayınlamak mümkün değil. Altta aldığımız onlarca mesajdan sadece birisi var;
Merhaba gönlü güzel insanlar.
Normalde kurulan bir şirketin asıl amacı kâr gütmek ve kısa yoldan para kazanmak olur. Ancak sizler o kalıplaşmış olguyu o kadar güzel aşmışsınız ki hayran kalmamak elde değil. O tipik kodamanlık kişiliği değil görmek ben hissetmedim bile sizlerde. Quick Sigorta gaye olarak para kazanmayı değil insan ve memnuniyet kazanmayı seçerek bu işi yapıyor. Sizler gerek genel müdürünüz gerekse en alt biriminize kadar duygularınızı gayet samimi bir şekilde yansıtıyor ve kendinizı imrenerek seyrettiriyorsunuz. Bu çıktığınız yolda tüm güzellikler sizinle olsun, bu işe çocukluģundan beri aşkla bakan birine muazzam ve unutulmaz bir şekilde örnek oldunuz.
Abdulkadir Duner