Mevsim dönümlerinde vücudun yeni koşullara uyum sağlama çabası ve stresi, bazı hastalıklara karşı kişiyi zayıflaştırabiliyor.
Doğa, mevsim değişimlerinde kabuk değiştirirken, doğanın parçası olan insan da bedenen ve ruhen yeni gelen mevsime uyumlanmaya çalışıyor. Bu nedenle özellikle yaz aylarından sonbahar ve kış aylarına geçişlerde psikolojik, alerjik, mide-bağırsak gibi birçok çeşitte hastalık yaşanabiliyor.
Bu hastalıklara ve korunma önerilerine bakıyoruz.
BAHAR YORGUNLUĞU: İnsan metabolizması, mevsim dönümlerinde yaşanan ani hava değişimlerine uyumlanmak için efor sarf ediyor. Bünyelerin bağışıklığı düştüğünden çabuk yorulma ya da halsizlikle kendini gösteren “Bahar Yorgunluğu” ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar, Bahar Yorgunluğu’nun bir rahatsızlık olduğunu önemsenmesi ve önlem alınmaması halinde kronikleşebilceğini söylüyor. Bahar Yorgunluğu’nda; yorgunluk, halsizlik, bitkinlik gibi fiziksel belirtilerin yanında tansiyon iniş çıkışları, midede şişkinlik, yanma, baş ve beden ağrıları ve özellikle kadınlarda vücutta şişkinlik, ödem gözlenebiliyor.
Korunma yolları: Bahar yorgunluğunu önlemek için özellikle 2-3 litre su tüketimi, yeterli vitamin, mineral ve antioksidan içeren dengeli beslenme önemli. Bu dönemde düzenli egzersiz yapılmalı, yeterli uyku ve dinlenme, ısı değişimlerine dikkat edilmeli. Sigara, kafein ve alkolden kaçınmalı.
MİDE VE BAĞIRSAK HASTALIKLARI: Mide-bağırsak sistemine ait hastalıklardan özellikle gastrit ve reflü şikayetleri, sonbahar ve ilkbahar mevsimiyle artış gösteriyor. Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi internet sitesinde soğuk hava ve ısı değişikliklerinin insan vücudunda ani bir stres yarattığına dikkat çekilerek, “Buna bağlı olarak stres hormonları olan adrenalin ve noradrenalin salınımı artar. Adrenalin, mide ve onikiparmak bağırsağı mukozası kan akımını azaltarak mukozal hasar ve ülser gelişimine yol açabilir” bilgisi veriliyor. Birçok gastrit, reflü ve ülser hastasının bu dönemde mide ağrı ve yanmaları, şişkinlikleri artıyor. Bu dönemde vücut zayıf düşebildiğinden, bazı virüslere bağlı ishal vakalarına da sıklıkla rastlanabiliyor. Stres ve beslenme değişiklikleri ile birlikte bağırsak düzensizlikleri de ortaya çıkabiliyor.
Korunma yolları: Kişiler mide hassasiyetlerine uygun bir diyet uygulayarak varsa doktorunun bu dönem için önerdiği ilaçları kullanarak mide bağırsak şikayetlerini azaltabilir. Bu dönem bol su içmek, kafeini azaltmak, sebze ve meyveleri bol suyla yıkamak, çiğ gıda yemekten kaçınmak iyileşmeye katkı sağlayabilir.
ENFEKSİYONLAR: Sonbahar ve kış aylarında başta grip ve soğuk algınlığı olmak üzere birçok hastalığa, virüse maruz kalıyoruz. Bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle de bu hastalıklarla baş etmek zorlaşabiliyor. Okulların açılması ve şehir hayatına dönüşle beraber de hastalıklarda bulaş riski artıyor.
Korunma yolları: Uzmanlar enfeksiyonlardan korunmak için alınması gereken temel önlemlerin, sağlıklı ve dengeli beslenmek, hasta kişilerle teması önlemek olduğunu söylüyor. Enfeksiyonların çoğu el ve ağız yoluyla bulaştığından ellerin hijyenine dikkat edilmesi gerekiyor. Ortamın havalandırılması, güneş ışığından yararlanmak ve egzersiz yapmak da önemli. Haftada 3 gün yarım saat tempolu yürüyüşün bağışıklık sistemini güçlendirmeye destek oluyor. C vitamini kaynağı olarak taze meyve ve sebzeler tüketmek de bağışıklığı güçlendiriyor.
BAHAR ALERJİSİ/ ALERJİK RİNİT: Mevsimsel alerjik rinit ya da bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları genellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında artıyor. Gözlerde yanma, sulanma, kaşıntı gibi şikayetler bahar alerjisinin belirtileri arasında yer alıyor. Alerjik bünyeli kişiler, diğer kişilere göre daha sık sinüzit ve kulak enfeksiyonları ile karşılaşıyor.
Korunma yolları: Bu rahatsızlıkta, alerji ilacı kullanımı ya da uygun hastalarda aşı uygulaması, kişiye fayda sağlayabiliyor. Tedaviyi ihmal etmemek, hastalığın astıma çevirmemesi açısından çok önemli. Bahar alerjisi olanlara önerilen ilk şey, ağaç ve çiçeklerin yoğun olduğu yerlerden uzak durmak. Evde halı, kilim gibi toz tutan eşyaları çok iyi temizlemek ya da kaldırmak faydalı olabilir.
MEVSİMSEL KAYGI KAYNAKLI RAHATSIZLIKLAR
Mevsimsel kaygı kaynaklı rahatsızlıkların nedenlerine dair ayrı bir pencere açmakta fayda var. Mevsimsel kaygı bozuklukları yaşanmasında güneş ışığının rolü büyük. Yazdan kışa geçiş, insanın iç biyolojik saati olan sirkadiyen ritmin bozulmasına neden oluyor. Kış aylarında günler kısalınca, kişinin biyolojik saati uzun gecelere uyumlanmakta, dolayısıyla kişi de kaliteli uykuyu yakalamakta zorlanıyor. Uyku bozukluğu da kaygıyı tetikliyor. İlaveten güneş ışığındaki düşüş, kişide ruh halini etkileyen serotoninin seviyesini düşürebilir. Düşük serotonin seviyelerinin ise yapılan araştırmalar sonrasında depresyon ve kaygı ile ilişkisi tespit edildi.
Ayrıca uykunun kalitesini düzenleyen, karanlık saatlerde üretilen bir hormon olan melatonin de üretimi, sonbahar ve kış mevsiminde gün ışığı kısıtlı olduğu için artıyor. Bu uyku düzenleyici hormon aynı zamanda içsel biyolojik saati de etkiliyor. Mevsimsel dalgalanmalar sırasında biyolojik saat, dış saatlerle senkronize olamıyor. Mevsimsel kaygı bozuklukları yaşayan kişiler, kış aylarında güneşli mevsime göre 2,5 saat daha fazla uyuyor.
BAHAR MELANKOLİSİ VE DEPROSYONU: Bu rahatsızlıklardan en çok öne çıkanı baharda yaşanan melankoli ve depresyon. “Bahar Melankolisi”nde kişilerde aşırı mutsuzluk, hayattan tat alamama, takıntılı düşünce ve davranışlar geliştirme, halsizlik, yorgunluk, enerji azlığı, zindelik algısının azalması, huzursuz uyuma, dikkat-konsantrasyon zayıflığı ve unutkanlık gibi belirtiler yaşanıyor. Baharda melankolik ruh hali, depresyon ya da panik-atak gibi sorunlar yaşanıyorsa mutlaka bir uzmana başvurmak gerekiyor. Müdahaledeki gecikmeler, yaşanan sıkıntının kronikleşmesine ya da şiddetlenmesine sebep olabilir.
Uyarı: Makaledeki bilgiler tedavi amaçlı değildir.