İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü (HIV) ve edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu (AIDS), bilgi eksikliğinin ve önyargıların en fazla olduğu konular arasında. 1 Aralık Dünya AIDS Günü vesilesiyle Pozitif Yaşam Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kaynaklarından yola çıkarak doğru bilinen yanlışları bir araya getirdik.
1. “HIV ve AIDS aynı şeydir”
HIV virüsü, vücuda girdiği andan itibaren kendini kopyalayarak bağışıklık sistemini oluşturan hücreleri yok etmeye başlar ve kişinin hastalıklara karşı direncinin kırılmasına neden olur. AIDS ise HIV enfeksiyonunun ileri evresidir. HIV virüsü bulaştıktan sonra kişi tedavi edilmezse, 10-12 yıl içerisinde bağışıklık sistemi savunma işlevini yerine getirememeye başlar. Savunmanın yetersiz olduğu dönemlerde vücut tüm enfeksiyonlara açık hale gelir.
2. “HIV enfeksiyonu ölümcül bir hastalıktır”
HIV enfeksiyonu, HIV ile karşılaşılan andan itibaren başlayan klinik sürecin adı olmanın yanı sıra tedavisi olan ‘kronik’ bir hastalıktır. 1990’lı yıllarda uygulanmaya başlanan etkili tedavilerin desteğiyle, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ölümcül hastalıklar listesinden çıkarılan HIV enfeksiyonu kronik, yani yaşam boyu kontrol altında tutulabilen hastalıklar arasında girmiştir.
3. Kullanılan ifadelerin pek çoğu yanlış…
Medyada da yaygın şekilde görmenin mümkün olduğu “AIDS hastalığı”, “AIDS hastası” veya “AIDS’li birey” ifadeleri sıkça kullanılan yanlış ifadelerdir. HIV pozitif olan bireylerin tümü AIDS evresinde sayılmaz. Günümüzde gelişen tedavi yöntemleriyle HIV pozitif bireyler, yaşamları boyunca AIDS evresine geçmiyor. Çünkü virüs neredeyse tamamen baskılanabiliyor. AIDS evresinde HIV enfeksiyonu tanısı alan bireyler de etkili tedaviler sayesinde bu evreden çıkabiliyorlar.
4. “HIV, aynı tabaktan yemek yiyerek ya da tokalaşarak da bulaşır”
HIV virüsü pozitif biriyle aynı evde yaşayarak, aynı çatal bıçakla yemek yiyerek, tokalaşarak veya öpüşerek bulaşmaz. HIV virüsü kan veya organ nakli, korunmasız cinsel ilişki yoluyla bir başkasına enfekte ediliyor. En sık karşılaşılan yollardan biri de, hamile kadınlarda virüsün bebeğe geçmesidir.
5. “Sivrisinekler HIV yayar”
Sivrisineklerin HIV taşıdığına rastlanmamıştır. Eğer sivrisinekler HIV virüsünü bulaştırabilseydi, HIV riski günümüzde olduğundan çok daha fazla olurdu. Ayrıca pek çok uzmana göre HIV virüsü ve AIDS yalnızca insanlarda görülebiliyor.
6. “HIV virüsüne yalnızca uyuşturucu kullananlarda veya eşcinsellerde rastlanır”
HIV virüsü, ortaya çıktığı ilk dönemlerde uyuşturucu bağımlıları ve eşcinsellerle özdeşleştirildiği için, bu tarz önyargılar günümüzde de devam ediyor. Ancak HIV virüsü cinsel yönelimden bağımsız bir virüstür. Herkes enfekte olabilir.
7. “HIV virüsü, vücuttan tamamen atılabilir”
HIV pozitif tedavileri, AIDS safhasına geçilmesini engelliyor, bireylerin herkesle aynı kalitede bir hayat sürmesini sağlıyor. Ama henüz virüsü vücuttan tamamen atan bir tedavi yöntemi yok.
8. “İki HIV pozitif birey korunmasız cinsel ilişkiye girebilir”
İki kişinin de HIV pozitif olması, korunmasız cinsel ilişkiye girebilecekleri anlamına gelmiyor. Çünkü virüsün farklı tipleri var ve bu farklı virüslerin transferi çapraz direnç yapabiliyor. HIV pozitif bireyler, virüsü bir başkasına geçirmemeye her koşulda dikkat etmeli.