Birçok hastalıkta yanlış bir kanıyla “mucize” gibi görülen antibiyotik, kullanımı ciddiye alınması gereken bir ilaç. Bu yazımızda antibiyotik kullanımına rehberlik etmek istedik.
Kış geldi, havalar soğudu ve hastalıklar birer birer kapıyı çalmaya başladı. İlaçlar elbette bu şartlarda en önemli destek. Ancak her türlü bilinçlendirme çabalarına karşı antibiyotik, her türlü soğuk algınlığı benzeri hastalığa karşı hala bir kahraman gibi görülebiliyor. Gerekli gereksiz her hastalıkta da kullanılmak isteniyor. Oysa antibiyotiğin faydalı olması, doğru hastalıkta, doğru hastada, uygun doz ve zamanda kullanılması öneriliyor.
Antibiyotik nedir ne değildir
Öncelikle antibiyotikler, sadece bakterilerin neden olduğu hastalıklarda işe yarıyor. Dışarıdan gelen, vücuda zararlı bakteriler bağışıklık sistemini aşarak kişilerde hastalığa sebep oluyor. Antibiyotikler vücuda zararlı olan patojen bakterilerin üremesini engellemek ya da bu bakterileri öldürmek amacıyla doktor tarafından reçete edilerek kullanılıyor. Ancak antibiyotikler, virüs, mantar gibi başka etkenlerden oluşan hastalıkları ise tedavi edemiyor.
Türkiye’de uzunca bir süredir reçetesiz antibiyotik almak mümkün değil. Antibiyotik, hastalığı oluşturan bakterinin yapısına, hastanın durumuna göre doktor tarafından, hatta zaman zaman bazı testler yapılarak reçete ediliyor. Antibiyotiğin seçimi kadar hastanın kilosuna, yaşına uygun olacak dozu belirlemek ve uygun süre kullanılmasını sağlamak da önemli.
Doğru antibiyotik kullanımı
Antibiyotik tedavisinin kişiye özel olduğu da unutulmamalı. Hastalık aynı olsa dahi kişilere farklı antibiyotik reçete edilmeli. Tedavi başladıktan sonra hastanın, doktoru tarafından ona özel olarak reçete ettiği antibiyotiği, önerilen süre ve dozda kullanması gerekiyor. Burada şu da çok önemli. Hasta kişi, ilacı kullanırken kendisini iyi hissettiği için tedaviye kendi kendine son vermemeli. Tedavi zamanından önce bırakıldığında vücutta sayıca azalmış olan mikroorganizma yeniden artışa geçiyor.
Burada “Doğru antibiyotik kullanımı nasıl olmalı?” sorusu öne çıkıyor. Bu soruya aşağıdaki maddelerle cevap verebiliriz.
- Antibiyotik sadece bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılmalı.
- Hekim tarafından belirlenmiş ve reçete edilmiş antibiyotikler, yine doktor tarafından önerilen doz ve sürede alınmalı.
- Antibiyotikler bağırsağın normal florasını azaltıyor. Bu nedenle antibiyotikler mümkünse prebiyotiklerle birlikte alınmalı.
- Antibiyotiğe direnç gelişmemesi için antibiyotik kullanımı sırasında doz alım saatlerine ve önerilen miktara dikkat edilmeli.
Fazla antibiyotik kullanımının zararları
Antibiyotikli tedavinin az ve yetersiz süre uygulanması kadar uzun süre kullanılması da antibiyotik ile tedavi gören hastalar için büyük riskler oluşturuyor. Bu zararda en büyük ağırlık yan etkilerde. En sık rastlanılan yan etkilerden biri vücutta zaten var olan ve kişiyi hasta etmeyen yararlı bakterileri/floraları de yok etmesi. Bakteri florasının dengesi bozulursa işlevlerini yapamadıkları için tedavi alan kişilerde bağırsak problemleri yaşanabiliyor. Kadınlarda kullanılan bazı antibiyotik tedavileri ise vajina florasını bozarak vajina mantarının hızla çoğalmasına sebep olabiliyor. Yine cilt florasının bozulması sonucu cilt problemleri de yaşanabiliyor.
Antibiyotik direnci neden oluşuyor
Bakteriler sürekli olarak mevcut antibiyotiklere karşı direnç geliştiriyor. Bu durumda da eskiden etkili olan antibiyotik tedavisi ya etkisini azaltıyor ya da etkinliğini tamamen yitiriyor. İşte bu duruma yani mikroorganizmanın antibiyotik kullanımına rağmen üremesinin engellenememesine antibiyotik direnci deniyor. Elbette mikroorganizmaların direnç geliştirmesinde antibiyotiklerin yanlış kullanımı da etkili oluyor.
Antibiyotik direnci yüzünden dirençli bakterilerin yol açtığı hastalık kontrol altına alınamıyor. Hastalığın tedavi süresi uzayabiliyor. Bu nedenler tedavi masrafları artabiliyor ve hastalık tablosu ağırlaşabiliyor.
Bir antibiyotiğin insanların kullanabileceği aşamaya gelebilmesi için oldukça uzun süre laboratuvar çalışması yapılması gerekiyor. Bakterilerin direnç yapısını bir sonraki nesillere aktarabilme özellikleri de işleri zorlaştırıyor. Antibiyotiklerden yeterli desteğin sağlanabilmesi açısından gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalı.
*Sağlık Bakanlığı ve hastanelerin internet sitelerinden derlenmiştir. Tedavi önerisi değildir.