Tarih boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış Adıyaman, Güneydoğu Anadolu'nun en mistik şehirlerinden biri. Tarihi ve doğal güzellikleri ile ülkemizin en önemli turizm kentlerinden biri olan Adıyaman'a döndürdük iki tekerimizi ve size Adıyaman gezi rehberini hazırladık.
Dicle ve Fırat nehirleri arasına kurulan, tarihin en eski kentlerinden Adıyaman, gezi planlarımız arasında her zaman ilk sırada yerini almıştı. Kommagene Krallığına ev sahipliği yapmış bu güzel şehrin insanları da, en az yaşadıkları şehir kadar güzel.
Haydi başlayalım …
Adıyaman’da Gezilecek Yerler
Adıyaman’a vardığımızda bir çay içmek için durduğumuz şehir merkezinde, gezilerimizi takip eden dostlar tarafından sıcacık karşılandık. Sanki yıllardır tanışıyormuş gibi. Yollarda olmanın en çok bu kısmını seviyoruz galiba. Adıyaman’da görmek istediğimiz çok yer var ve sohbet uzayacak belli. Daha uzun sohbet edebilmek için bir buluşma organize edildi, sözümüzü verdik. Buluşacağız.
Bu yazımızda sizinle, güneşin en güzel doğduğu yer Nemrut dağına çıkacak, Kommagene Krallığının yazlık başkenti Arsemeia'ya gideceğiz. Şeytan Köprüsü manzarasını izledikten sonra ise 2000 yıllık Cendere Köprüsü'nden geçeceğiz. Antiochos’un “Dünyanın en güzel kadını” dediği annesi için inşa ettirdiği Karakuş Tümülüsü'nünde mola verip, Türkiye'de yeri net belli olan iki sahabeden biri olan ve Kur'an-ı Kerim’de adı geçen şehit sahabe Hz. Safvan bin Muattal'ın Türbesi'nde dua edeceğiz. Gezimizin sonunda ise dev bir mezarlık olan Perre Antik Kenti'ni birlikte keşfedeceğiz.
Hazırsanız, ülkemizin tanıtım görüntüleri arasında ikonlaşan Nemrut Dağı ile başlıyoruz.
Güneşin En Güzel Doğduğu Yer: NEMRUT
Tüm dünyada ün kazanmış, Unesco dünya mirası listesindeki Nemrut Dağı, bizim de en çok görmek istediğimiz yerlerden biri elbette. Burada gün doğumunu ya da gün batımını izlemek “ölmeden önce görmelisin” listelerinde en üst sırada yer alır. Biz gün doğumunu seçtik. Bu yüzden çıktık sabahın çok erken saatlerinde yola. Adıyaman’dan yolumuz 85 km.
Milli park girişine kadar aracınız ile gidebiliyorsunuz. Ancak burada aracınızı bırakıp, heykellerin olduğu dağın zirve noktasına kadar götüren ücretsiz servislere binmeniz gerekli. Girişte müze kart geçiyor. Servislerin bıraktığı noktadan sonra başlıyor asıl yolculuk. Dik ve yüzlerce merdiven çıkılarak yapılan zor olmasa da yorucu bir tırmanış. Eğer bizim gibi gün doğumunu seçtiyseniz doğu terasına çıkmalısınız. Giderken rahat bir ayakkabı giymeyi de unutmayın.
En sonunda çıktığınız yükseklik tam 2150 metre. Dolayısı ile hangi mevsim olursa olsun üzerinize mutlaka bir şeyler almasınız. Soğuk olabiliyor. Doğu terasında gün doğumu için yerinizi seçtikten sonra o muhteşem anı beklemeye başlıyorsunuz. Önce minik bir aydınlanma sonrası birden ortaya çıkıyor güneş. Muhteşem bir an ve gözlerinize inanamayacağınız bir manzara belirlemeye başlıyor. Sonra kızıllık renk katıyor manzaranıza. İnanılmaz. Mutlaka görmelisiniz.
Nemrut Dağı, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist ile Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Zirvede toplam 3 teras bulunuyor. Hepsini yürüyerek gezebileceğiniz yollar da yapılmış. Doğu ve batı teraslarında Nemrut’un simgesi haline gelmiş tanrı heykelleri görebilirsiniz.
Nedir bu heykellerin sırrı?
Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için Nemrut Dağı’nın yamaçlarına yaptırdığı mezar ve anıtsal heykeller, Helenistik Dönem'in en görkemli kalıntılarından birisi.
Tarihe tanıklık eden bu devasa heykellerin, Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara olan saygısını ifade etmesinin yanı sıra bölgeyi bir tür dini merkez haline getirme amacı ile tasarlanmış olduğu söyleniyor. Arkasındaki tümülüsün içerisinde ise kralın mezarı olduğu biliniyor ancak hala keşfedilememiş. Eskiden heykellerin birinin ayağında bir tünel olduğu ancak sonradan üzerinin taş ile örtülerek kapatıldığı düşünülüyor. İçine girilmesi halinde çöküp, girenlerin mezarı olacak şekilde inşa edilmiş olduğu düşünülüyor ancak mevcut teknolojiye rağmen hala gün yüzüne çıkartılamıyor.
Dünyaca ünlü heykelleri sağdan sola doğru sıralamak gerekirse, Kommagene Krallığı’nın yeryüzündeki hâkimiyetini simgeleyen koruyucu hayvan Aslan, krallığın gökyüzü hâkimiyetini simgeleyen koruyucu hayvan Kartal, kral Antiochus, bereket tanrıçası Kommagene, tanrıların tanrısı Zeus, Zeus’un oğlu ve aynı zamanda aklı simgeleyen Apollon ve insanın doğaya karşı mücadelesini simgeleyen Herakles’i görüyoruz. Heykel başları, 2002’de koptukları gövdelerin önüne yerleştirilmiş ve tek sıra halinde dizilmişler. Doğu ve batı terasında bu heykelleri görebilirsiniz ancak doğu terasındakiler daha derli toplu.
Kommagene kralının amacının Dünyaya merkezi Nemrut olan, barışçıl bir din yaymak istediği düşünülüyor. Nemrut’ta bulunan Antiochus’un ağzından yazılmış olan kitabede şöyle yazar;
Ata hükümdarlığını devraldığım zaman, dindarlığımın bir sonucu olarak, tahtıma bağlı krallığı tüm tanrıların ortak yurdu yaptım. Zamanın akışı içinde her kim, bu kanunu ve bize ibadeti korur ve sürdürürse, benim hayır dualarımla anılacaktır. Tüm rahmetli atalar ve tanrılar ondan razı olsun. Her kim ki, bu düzenin kutsal geçerliliğini bozar ya da zarar verir, ya da gerçek anlamını değiştirmeye yeltenirse, yalnız kendisi değil, aynı zamanda tüm soyu sopu rahmetli atalarımın ve tüm tanrıların hışmına uğrasın.
Nemrut’u dünyaya tanıtan ilk gelişme, saygı ile andığımız fotoğrafçı Ara Güler’in 1960 yılında bölgeyi fotoğraflaması olmuş. Tanrıların dağı Nemrut, mutlaka görmeniz gereken en önemli yerlerinden biri. Gezi planlarınızda mutlaka yer ayırmalısınız.
Anadolu'nun en uzun Grekçe yazıtı Arsameia’da!
Nemrut dağından indikten sonra rotamıza aldığımız ve aşağı 10 dakikalık bir motosiklet yolculuğu ile vardığımız Arsemeia, Anadolu’nun en uzun Grekçe yazıtının bulunduğu yer.
Tarihteki ismi Nymphaios Arsameia. Buradaki kitabede yazılanlara göre Arsemia’nın I. Antiochus’un atası Arsames tarafından kurulduğu, bu bölgenin krallığın yazlık başkenti olduğu ve I. Mithridates’in mezarı olduğu bilgiler arasında.
Arsameia’ya girdiğimiz tören yolu üzerindeki birçok tarihi eser arasında Mitras‘ın kabartma steli, ayin platformu üzerindeki Antiochos-Herakles tokalaşma steli görmeniz gerekenlerden. Burada bir tanrı ile kendisini aynı boyda ve hatta daha üst seviyede yaptırmasına bakılırsa biraz da egolu bir hükümdarmış.
Arsameia aynı zamanda bir kale kentmiş. Savunma amacıyla da kullanılmış. Burada dini amaçla yapılan ve derinliği 158 metreyi bulan tünellere de rastlıyorsunuz.
Şeytan Bunun Neresinde?
Arsameia'dan kısa bir sürüş sonrası Kâhta Çayı üzerindeki Şeytan Köprüsü’ne indik. Yakınlarındaki Cendere Köprüsü’nün ününden dolayı, birçok ziyaretçinin varlığından haberdar olmadığı bir köprü.
Sarp kayalıkların üzerindeki Kâhta kalesinin muhteşem manzarası ile birleşen köprü manzarası görülesi özellikte. Köprünün Romalılar zamanın da yapıldığı söylense de, daha sonra Memlükler zamanında restore edildiği için “Memlük köprüsü” olarak isimlendirilmiş. Halk arasında ise bulunduğu yer nedeni ile Şeytan Köprüsü olarak biliniyor. Arkasındaki Kâhta kalesine çıkmanız mümkün değil ama biz drone ile yaklaşıp size bu özel kaleyi de göstermek istedik.
2000 yıldır Ayakta Duran Cendere Köprüsü
Şeytan köprüsünden ayrıldıktan sonra rotanızı bozmadan devam ederseniz, antik Cabinas (cendere) çayı üzerine harç kullanmadan kurulmuş ve 2000 yıldır dimdik ayakta duran Cendere köprüsüne ulaşırsınız. Bu köprü dünyanın halen kullanılan en eski köprülerinden biri olma unvanına sahip.
Diğer ismi Severus Köprüsü olan bu köprü, her biri 10 ton ağırlığında 92 büyük blok taştan oluşan iki kemere sahip. Roma mimarisinin günümüze dek gelen anıtsal bir örneği.
Karakuş Tümülüsü
Cendere köprüsünden Kâhta’ya doğru ilerlerken yolun sağında göreceğiniz tümülüs, Kral I. Antiochos’un “Dünyanın en güzel kadını” dediği annesi İsias için inşa ettirdiği anıt mezar.
Girişteki 20 metrelik sütun üzerinde bulunan Kartal heykelinden dolayı ismini yöre halkı Karakuş olarak vermiş.
Tümülüsün çevresinde 3 sütun daha bulunuyor. Kommagene Kralı I. Antiochos’un oğlu Kral II. Mithridates’in kız kardeşi Laodike ile tokalaşma kabartması, tarihteki ilk el sıkışma röflesi olarak kabul ediliyormuş.
Artık Adıyaman merkeze dönme vakti. Ancak Kâhta’dan merkeze doğru giderken çok önemli bir türbe var. Burası çok atlanır ama biz atlamak istemedik.
İsmi Kur'an-ı Kerim’de Geçen Şehit Sahabe
Adıyaman-Kâhta yolu üzerinden Samsat ilçesine 10km mesafede, Taşkuyu ve Çiçek köyleri arasında kalan mevkide Peygamber efendimizin yol arkadaşlarından.
Peygamber efendimizi gözleri ile görmüş, söylediklerine şahit olmuş, yaşayışından örnekler almış, Kur'an-ı Kerim’in nazil oluşuna şahit olmuş, birlikte savaşlara seferlere katılmış, Kur'an-ı Kerim’in İfk hadisinde ismi geçen nadide insanlardan biri Hz. Safvan bin Muattal'ın türbesine ulaşıyorsunuz.
Birçok Adıyamanlının dahi bu önemli zatın kabrinden habersiz olması üzücü. Burası, Türkiye’de yeri net ve doğru olarak bilinen iki sahabeden birinin türbesi. Bizans ile savaş için bu bölgeye gelen sahabe burada şehit edilmiş ve kabri bu tepeye defnedilmiş. Biz de onu vesile ederek, tüm ecdadımıza duamızı eda ettik, Allah kabul etsin inşallah.
Dev Bir Mezarlık PERRE Antik Kenti
Şehir merkezine 5 km mesafedeki Perre Antik Kenti, Kommagene Krallığının 5 büyük kentinden biri. Ama bizi bu kadar şaşırtacağını düşünmemiştik. Perre Antik Kenti açılan bölgelere bakınca, daha çok bir nekropol. Her biri farklı özelliklere sahip, dev bir mezarlık.
Antik kentin girişinde yapılan tesiste gösterilen 3 boyutlu videolardan hem kent ile ilgili bilgilenebiliyor hem de halkın cenaze törenleri ile canlandırmaları izleyebiliyorsunuz.
Alan içerisinde gezmeye başladığınızda farklı boyutlarda kaya mezarlarına rastlıyorsunuz. Mezarların üst tarafında kurban ayinleri kısmı, mutfak, şölen alanı, su sarnıcı gibi alanlar göze çarpıyor.
Antik Roma kaynaklarında dönemin lojistik merkezi olduğundan ve içme suyunun güzelliğinden bahsediliyormuş. Kervanlar, yolcular ve ordular tarafından dinlenme yeri olarak kullanılmış. Ayrıca burası tarihte ilk bir markaya sahip olan Monarita Şarabının üretilip, ticaretinin yapıldığı yer olarak da biliniyor. Kent içerisinde gezerken şarap dinlendirme havuzlarını da kolayca görebiliyorsunuz.
Adıyaman’da Çiğ Köfte Partisi Yapmadan Olur mu?
Yazımızın başında bahsetmiştik. Adıyaman merkezde motosiklet dostları ile tanışmış ve akşam için sözleşmiştik. Buluşma noktasını bildirdiler. Yeni arkadaşlar tanıyacağımız için koşa koşa gittik. Karşılaştığımız manzara bizi öyle mutlu etti ki anlatamayız. Onlarca motosiklet kullanıcısı eşleri ile birlikte bizi bekliyor. Hepsi birbirinden cana yakın ve güler yüzlü. Hepsi ile tek tek sohbet etmeye çalıştık. Derken, malzemeler çıktı ortaya. Bu kadar kişiye çiğ köfte yoğrulmaya başlandı. Çiğ köftenin merkezi Adıyaman'da çiğ köfteye hayır diyemeyiz.
Nasıl keyifli bir akşam anlatamayız. Bir süre sonra çiğ köfte yoğurulan tepsi bize doğru kaldırıldı. Çiğ köfteden 2Teker 2Yürek yazılmış. Tabi hemen hatıra fotoğraflarımızı çektirdik birlikte.
Adıyaman bizi çok mutlu etti, anı torbamızı unutamayacağımız anılar ile doldurduk. Bizim gibi tarih ile doğanın birleştiği mistik şehirleri gezmeyi sevenler için muhteşem bir şehir.
İnstagram sayfamızı takip etmeyi unutmayın. Yeni yol hikayelerimizde görüşmek üzere ...
Adıyaman’da buraları da görmelisiniz!
- Ulucami
- Turuş Kaya Mezarları
- Haydaran Kaya Mezarları
- Adıyaman Müzesi
- Aziz Paul Manastırı
Adıyaman’da Ne Yenir?
Çiğ köftenin başkenti Adıyaman mutfağı, ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetten etkilenmiş. Yöresel yemekleri adeta aklınızı başınızdan alıyor. İşte size önerebileceğimiz lezzetler;
- Çiğ köfte
- Meyir çorbası
- Pirpirim salatası
- İçli köfte
- Ebuzer Giffari kebabı
- Dövmeç kebabı
- Adıyaman köftesi (Adıyaman kebabı)
- Besni tavası
- Kavurmalı hıtap
- Tevenk sarması
- Buhara pilavı
- Yarpuzlu köfte
- Tırşik
- Toprak helvası
Adıyaman’a Nasıl Gidilir?
Ankara ve İstanbul’dan tarifeli uçak seferleri mevcut. Türkiye’nin farklı noktalarından karayolu ile ulaşım gayet rahat.
Adıyaman’a Ne Zaman Gidilir?
Şehrin ikliminden ve gezilecek yerlerin yüksekliklerinden dolayı Mayıs ayından önce gitmemelisiniz. Gezmek için en güzel aylar Mayıs ayının son günleri ve Eylül ayının ilk günlerini önerebiliriz.
Adıyaman’da Nerede Kalınır?
Şehir merkezinde her bütçeye uygun oteller mevcut. Ancak tarihi yerlere yakın olmak istiyorsanız, Nemrut dağı eteklerindeki Karadut köyü artık turizme hizmet eder olmuş durumda. Burada havuzlu oteller bile mevcut. Bizim gibi kamp sevenler için de birçok alternatif var. Önerebileceğimiz yerler;
- Nemrut Dağı Milli Parkı Kamp Alanı
- Sugözü Mesire ve Kamp Alanı
- Gazihan Dede Mesire ve Kamp Alanı
- Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı Kamp Alanı
- Kommagene Kamping
- Cendere Kamping
- Damlacık Garden Kamping
Quick Yurt İçi Seyahat Sigortası
Yurt İçi Seyahat Sigortası, Türkiye içinde ister tatil ister iş amaçlı tüm seyahatlerinizde beklenmedik durumlara karşı yanınızdadır.
Yurt içi seyahatlerinde beklenmeyen olaylar canını sıkmasın.