Türkiye bölgesel bir inovasyon üssü olmaya ne kadar yakın

Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi 2024’ten bu yana büyüme sinyalleri veriyor. Bu yıl da Türkiye, girişim evreniyle bölgesel bir inovasyon merkezi olma yolunda önemli bir aday. 

Son birkaç yıldır girişimcilik dünyasında Türkiye’nin adını çok daha sık duyuyoruz. 2024’te büyüme sinyalleri veren yerli startup ekosistemi, 2025 itibarıyla bölgesel bir inovasyon merkezi olma yolunda ciddi adımlar atıyor. Genç ve nitelikli iş gücü, güçlü teknik altyapı, artan yatırımcı ilgisi ve kamu destekleri bu dönüşümü sağlayan ana aktörler arasında.

Peki 2024 ile 2025 arasında startup sahnesinde ne değişti? Önce 2024 yılında alanda neler olduğuna bakmakta fayda var.

2024 yılında yatırımlar genel olarak durağan ve güvensizlik de yüksekti. 2023 sonundaki küresel ekonomik dalgalanmaların etkisiyle, 2024’te yatırımlar birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de temkinli seyretti. Hatta ilk çeyrekte yatırım tutarları 2022’ye göre düşüş gösterdi. Yine de fintech, e-ticaret ve oyun sektöründeki istikrarlı yol alış, yatırımcı güvenini bir nebze korudu.

Bu alanda Z kuşağının da son derece etkili olduğunu görmemek mümkün değil. Z kuşağının üniversite sonrası girişim kurma eğilimi gözle görülür biçimde artış gösterdi. Büyük şirketlerde çalışmak yerine startup kurarak sosyal ve teknolojik etki yaratma arzusu öne çıktı. Hatta üniversite kuluçka merkezleri de 2024’te ilk kez bu kadar görünür oldu.

Tüm bunlara ek olarak alana yönelik devlet destekleri de 2024 yılında başlangıç aşamasındaydı. TÜBİTAK ve KOSGEB destekleri aktifti ancak başvuru süreçleri zaman alabiliyordu. TEKNOFEST gibi etkinlikler ilgi çekse de ekosistemin tamamına dokunamıyordu. Yatırım alma süreci genellikle "network" ekseninde şekilleniyor, yeni girişimler için zorlayıcı oluyordu. İşte 2024 böyle bitti.

“2025” Atılım yılı ve ekosistem başlangıcı

2025 yılı girişimci eko sistemine dair umut veriyor. 2025’in ilk yarısında toplam yatırım hacmi 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 45 oranında arttı. Neredeyse yarı yarıya bir artış demek bu. Healthtech, AI tabanlı çözümler, çevreci teknolojiler ve blockchain girişimleri yatırımcıların radarında. Melek yatırım ağları dışında, bölgesel fonlar ve yabancı yatırımcıların ilgisi yeniden canlandı.

Türkiye, stratejik konumunu da avantaja çeviriyor. İstanbul, Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika (EEMENA) arasında köprü pozisyonunda bulunuyor. Yerli girişimler, artık sadece iç pazara değil uluslararası pazarlara açılmak açısından doğrudan yola çıkıyor. Özellikle Körfez ülkeleri ve Orta Asya’dan gelen yatırımlar da bir hayli arttı.

Geçen yıldan farklı olarak KOSGEB ve TÜBİTAK’ın sunduğu destek programları dijitalleştirildi. Ayrıca başvuru süreçleri de kısaltıldı. Genç girişimcilere özel “Hızlı Fonlama Hattı” gibi uygulamalar da devreye alındı. Yine bazı belediyeler ve kalkınma ajansları, kendi lokal kuluçka alanlarını hayata geçirdi.

Kadın girişimciliğinde yükseliş de sevindirici. 2025 ilk çeyreğinde kadın girişimci sayısında yüzde 35 artış gözlendi. Sağlık teknolojileri, eğitim girişimleri ve sosyal girişimcilik alanlarında kadın liderli girişimler öne çıkıyor.

Türkiye startup ekosisteminin geleceği ne vaat ediyor?

2025 sonrasında Türkiye için öne çıkan fırsatlara bakıldığında yolun sonu aydınlık görünüyor. Örneğin Ankara - İstanbul - İzmir üçgeninde teknoloji koridoru potansiyeli söz konusu. Girişimcilik eğitimlerinin üniversite müfredatına entegrasyonu gündemde. Yerli yatırımcı sayısının artmasıyla bağımsız fon kültürünün gelişmesi bekleniyor. Startup’ların kamu hizmetlerine çözüm üretmesiyle açık inovasyon modelleri de oluşturulabilir.

Özetle ekosistem kök salıyor ve sağlıklı bir biçimde büyümeye de hazır. 2024 yılında “daha iyisi olur mu?” diye soran girişimciler, 2025’te artık daha cesur, daha global ve çok daha hevesli. Türkiye’nin genç nüfusu, teknik becerileri ve girişimci ruhu ile doğru destek mekanizmaları birleştiğinde, ülkemizin yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte ses getiren bir inovasyon üssüne dönüşmesi an meselesi.