“Yazın son pazar günü” olarak tanımlanan ağustos ayında bunaltıcı sıcaklara maruz kalabiliyoruz. Bu nedenle giydiğimiz kıyafetlerden tükettiğimiz yiyeceklere, kullandığımız kozmetik ürünlerine kadar çok sayıda noktaya dikkat etmek gerekiyor. Yüksek sıcaklıklar fiziksel sağlığımız açısından ciddi riskler yaratırken güneşe fazla maruz kalmak kansere davetiye çıkarabiliyor. Yaz sıcaklarında sağlıklı kalmanın yollarını sizin için araştırdık.
Yaz aylarıyla beraber vücudumuzun D vitamini ihtiyacını karşılamak ve bronz bir tene sahip olmak için çoğumuz kendimizi güneşin altına atarız. Ancak dikkatli olmayıp hızla bronzlaşma isteğiyle uzun süreler güneş altında kalırsanız vücudunuza geri dönüşü olmayan zararlar verebilir, vücudumuzun el, kola, yanak, alın ve bacak bölgelerinde istenmeyen lekelerle tanışabilir; kalp ve yüksek tansiyon gibi sorunlarınız varsa hayati risklerle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu sorunlarla karşılaşmamak için izlenmesi gereken adımlar şöyle:
D vitamini depolarınızı doldurun!
Güneş'in zararlı ışınları olarak tanımlanan UVA ve UVB ışınları cildimizde pek çok olumsuz değişikliğe sebep olabiliyor. Ciltte yanık, kızarıklık, su toplanması gibi hemen görülebilen hızlı etkilerin yanı sıra; kuruluk, ince ve derin kırışıklar, kahverengi ve kırmızı leke oluşumu gibi sonradan ortaya çıkan hasarlar da gelişebiliyor. Çok daha önemlisi, günümüzde görülme oranı gittikçe artan cilt kanseri de her yaşta büyük bir tehlike yaratıyor. Eskiden daha ileri yaşların sorunu olan cilt kanseri, incelen ozon tabakası nedeniyle günümüzde çocukları bile tehdit ediyor. Siz siz olun güzel görünmek uğruna hızla bronzlaşmak için çaba sarf etmeyin. Güneşten elde edeceğiniz D vitamini ile tüm depolarınızı doldurup kendinizi soğuk kış aylarına hazırlayın!
Bu saatlere dikkat!
Güneş, cilt lekelerinin oluşumunda en önemli etkenlerden biri. Genelde kadınlarda yanaklar, burun, alın ve dudak üstünde oluşan kahverengi lekeler, güneşin zararlı etkilerinin göstergesidir. Araştırmalar, melazma adı verilen bu lekelerin tiroid sorunu olan buğday tenlilerde daha sık görüldüğünü gösteriyor. Açık tenlilerde ise güneşin deride yıllar içinde yarattığı etkiyle ortaya çıkan ve lentigo olarak adlandırılan yaşlılık lekeleri ise daha geç yaşlarda ortaya çıkıyor. Tüm bu lekelere, güneşe maruziyetin en fazla olduğu alın, yanaklar, burun, dekolte ve el üstlerinde sıklıkla rastlanıyor. Bu denenle güneş ışınlarının en dik açıyla Dünya'ya ulaştığı saatlerde gölgede kalmak gerekiyor. 12-00 ile 16.00 arasındaki kritik saatlerde güneşi hayatınızdan çıkarırsanız, günün kalan saatlerinde güneşin şifasını bedeninize kazandırabilirsiniz.
İlaç kullanıyorsanız tedbirinizi alın!
Yaz sıcaklarının olumsuz etkileri, bazı ilaçların etkisini daha da artırabiliyor. Kalp ve tansiyon ilaçlarıyla antibiyotikler güneşe duyarlılık yaratarak fiziksel sağlığı etkileyebiliyor. Eğer bu tür ilaçları kullanıyorsanız güneşe çıkmadan önce iki kez düşünmenizde fayda var. Boğucu sıcaklıklar kalp ve tansiyon hastaları için ölümcül riskler yaratabilir.
Koruyucu kullanmadan dışarıya adım atmayın!
Saat kaç olursa olsun güneşe maruz kalacaksanız cildinize uygun yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanmak şart! Hızla bronzlaşma isteği kakao ve havuç yağı gibi bileşenler içeren güneş yağlarını cazip hale getiriyor ama siz siz olun hızlı bronzlaşma isteğinizi bir kenara bırakıp yavaş ve sağlıklı bronzlaşmak için cildinize uygun bir güneş kremi seçimiyle işe başlayın. Güneş kremlerinde dikkat etmeniz gereken en önemli şey, UVA ve UVB ışınlarına karşı koruyucu özelliğe sahip olması.
Gövdeye ve vücudun diğer bölgelerine uygulanan süt formundaki koruyucular yüz için uygun olmayabiliyor, akne ve hassasiyet gibi problemleri alevlendirebiliyor. Bu nedenle yüzünüze uygulayacağınız koruyucu ürünleri, cildinizin özelliklerine göre seçin. Cildiniz yağlı ise ciltte yağlanmaya sebep olmayan ve cildi matlaştıran su bazlı ürünleri tercih edin. Eğer kuru cilt yapısına sahipseniz nemlendirici özelliği de olan ürünler kullanmanız önemli. Cildiniz alerjik, akneli veya lekeli bir yapıya sahipse ya da kızarıyorsa bu tür problemlerinize yönelik özel güneş koruyuculardan faydalanın. Bu tarz ürünler cildi güneşten korurken aynı zamanda tedavi edici bir etkiye de sahip.
Koruyucunuzu sık sık tazeleyin
Koruyuculardan en etkili şekilde faydalanmanın yolu belirli aralıklarla uygulamaktan geçiyor. Güneşe çıkmadan 1 saat önce vücudunuzun açıkta kalan bölgelerine en az bir avuç dolusu güneş kremi yedirin. Kulak, ense, burun, omuz ve ayak üstü gibi güneş ışınlarının dik geldiği bölümlere özellikle dikkat edin. Her saat başı aynı işlemi tekrarlayın. 1 hafta sonunda cildinizde hiçbir kızarıklık oluşmadan bronzlaştığınızı göreceksiniz.
Gölgede dursanız bile dikkat!
“Şemsiyenin altında gölgede oturuyorum bir şey olmaz” demeyin! Bunaltıcı sıcaklarda şapkanızı, koruyucunuzu yanınızdan eksik etmeyin. Siz gölgede şemsiyenin altındayken güneş ışınlarından uzak dursanız bile rüzgar faktörünü dikkate alın. Özellikle yazın 40 dereceleri bulan turistik destinasyonlarda vücudunuzu saran deniz tuzunu pişiren rüzgar, güneş ışınları kadar vücudunuza zarar verebilir, unutmayın!
Cilt tipinize uygun nemlendirici ve bakım kremleri kullanın
Güneşlenmenin ardından duş sonrasında vücudunuzu iyice kurulayın ve yine cildinize uygun bir nemlendirici kullanın. Ürün seçiminde tıpkı koruyucular gibi yüz ve vücut bölgesi için özel olarak üretilenleri tercih edin. Güneşten daha fazla etkilenen göz kapakları, kolların iç kısımları, ense, dış kulak, dudak ve ayak üstleri gibi bölgeleri de kapsayacak şekilde bolca uygulayın.
Çok açık renkli ve ince olmayan kıyafetler giyin
Her nerede olursanız olun güneşe çıktığınızda UV korumalı geniş gözlük ve geniş siperlikli şapka kullanmayı alışkanlık haline getirin. Yaz sıcaklarından korunmak için özel üretilmiş UV korumalı kıyafetler adeta biçilmiş kaftan! Yüzerken ve spor yaparken bu kıyafetleri tercih etmenizde fayda var. Yazın giymekten hoşlandığımız pamuklu ve açık renkli kıyafetler ise UV ışınlarını rahatlıkla geçiriyor. Özellikle terle veya suyla ıslandıklarında geçirgenlikleri artıyor. Sıkı dokumalı, çok açık renkli ve çok ince olmayan kıyafetlerin koruyuculuğu daha yüksek.
Cildinizi güneşten koruyan besinleri bolca tüketin
Yaz sıcaklarında beslenmeye dikkat! Somon balığı, bitter çikolata, domates, ıspanak başta olmak üzere yeşil yapraklı sebzeler ve yeşil çayı bolca tüketmekte fayda var. Kabuklu deniz ürünleri ve soğuk denizlerde yaşayan yağlı balıklarda bolca bulunan Omega-3 yağ asitlerinin iltihap temizleme etkisi bulunuyor. Araştırmalar somon balığının güneşin cilde verdiği hasarı iyileştirdiğini gösteriyor. Domateste bulunan likopen, UV kaynaklı cilt hasarlarını düzeltmede oldukça etkili bir madde. Yaz aylarında bolca tüketerek UV ışınlarının cildinize vereceği hasarları ve güneş yanığından oluşan cilt tahrişlerini en aza indirebilirsiniz. Siyah çikolatada bulunan flavanoidler özellikle kadınlarda UV ışınlarının verdiği zarar da dahil olmak üzere cildin kendi hasarlarını iyileştirme gücünü arttırıyor. Buna ek olarak flavanoidler cildin nemini korumasına, oksijen doygunluğunun artmasına ve kan dolaşımının güçlenmesine de yardımcı oluyor. Ispanak güneş ışınlarının zararlarını en aza indiren besinlerden biri. Bunun yanında maydanoz, fesleğen, taze kekik, biberiye gibi otlar da güneşin zararlı ışınlarına karşı vücuda güç kazandırıyor. Vücudun hücre temizliğini üstlenen yeşil çay da cilt üzerinde UV ışınlarına karşı koruma kalkanı oluşturuyor. İçeriğindeki kafein de yaz sıcağında gerekli olan enerjiyi sağlıyor.