Teknoloji ilerliyor, şehirler büyüyor, yaşam hızlanıyor ama şehir insanının ulaşım beklentisi giderek sadeleşiyor. Talep net: “Hızlı, erişilebilir, sürdürülebilir ve stressiz ulaşım.”
Sektörler, ülkeler ve tüketiciler ile ilgili global stratejik istihbarat sağlayan ve önde gelen bağımsız kuruluşlardan Euromonitor International’ın Haziran 2025’te yayımladığı “Tüketicinin Sesi: Mobilite 2025” (Voice of the Consumer: Mobility 2025) raporu, dünya genelindeki tüketicilerin ulaşım alışkanlıkları, tercihleri ve beklentileri üzerine birbirinden değerli veriler sunuyor. Bu iç görülere bakıldığında hem şehir planlamacıları hem de teknoloji ve ulaşım yatırımı yapanlar açısından bir pusula niteliğinde. Bakıldığında bugünün şehir insanı bir yerden bir yere nasıl ulaşmak istiyor? Ulaşım şehir insanı açısından yalnızca bir araç mı yoksa yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir unsur mu?
Rapordan çarpıcı başlıklar
Şehir insanı ulaşımda yalnızca hız değil konfor, özgürlük ve sürdürülebilirlik de istiyor. Artık bu talepler birer lüks ya da fantezi değil; şehir yaşamının temel gereklilikleri. İşte rapordan öne çıkanlar:
"Zaman kazandıran her şey değerlidir": Küresel tüketicilerin yüzde 64’ü ulaşımda zaman tasarrufunun birincil öncelik olduğunu belirtiyor. Trafikte geçen saatler yerine spor, dinlenme, sosyalleşme ya da üretkenliğe ayrılan zaman isteniyor. Özellikle metropollerde toplu taşıma sistemlerinin hızlandırılması belli ki önümüzdeki yılların kilit talebi olacak.
"Kendi kontrolümde olsun": Bireyler artık yalnızca bir yerden bir yere taşınmak değil, kontrol hissiyle hareket etmek istiyor. Kiralık scooterlar, elektrikli bisikletler, paylaşımlı araçlar gibi mikro mobilite seçenekleri son dönemde bu talebi karşılıyor. Genç kentli tüketiciler için “kişisel özgürlük ve çevre dostu” ulaşım biçimleri otomobilden daha cazip hale geliyor.
"Sürdürülebilirlik lüks değil bir zorunluluk": Katılımcıların yüzde 55’i, çevre dostu ulaşım sistemlerine yönelmek istediğini belirtiyor. Elektrikli araçlar, yeşil toplu taşıma projeleri, karbon ayak izini azaltan şehir planlaması artık sadece çevreciler değil, ana akım kullanıcıların da önceliği.
"Ulaşım da dijitalleşmeli": Tüketicilerin yüzde 72’si, ulaşım hizmetlerini tek bir mobil uygulama üzerinden entegre şekilde yönetmek istiyor. Yolculuk planlaması, biletleme, ödeme, harita ve zamanlama bilgilerine tek ekrandan erişim, kullanıcı deneyimini belirliyor.

Türkiye’de bu eğilimler nasıl yansıma buluyor
Mega kentlerde zaman krizi yaşanıyor. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde bireyler artık sabahları “trafikte ne kadar zaman kaybedeceğim?” sorusuyla uyanıyor. Bu hal de kişi üzerinde hem fiziksel hem psikolojik bir yük oluşturuyor.
Elektrikli scooter ve bisiklet kullanımı da git gide artıyor. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu İzmir, Eskişehir, Antalya gibi şehirlerde mikro mobilite araçlarına yönelim de hayli dikkat çekici.
Toplu taşıma beklentisi gitgide büyüyor. Uygun fiyatlı, dakik ve konforlu taşıma artık lüks değil bir hak olarak görülüyor.
İstanbul Kart gibi entegre sistemler ise Euromonitor’un “mobiliteyi dijitalleştirme” trendine uyum sağlıyor. Ancak hâlâ yaygınlık ve erişim sorunu mevcut.
Rapora göre modern şehir insanı için ulaşım artık yalnızca bir noktadan diğerine gitme süreci değil. Bu deneyim, stres düzeyini, zaman yönetimini, sağlık durumunu, karbon ayak izini doğrudan etkiliyor.
Bu nedenle 2025 ve sonrasında ulaşım hizmetleri yalnızca teknolojik değil, insani ihtiyaçlara da duyarlı olmak zorunda.

Gelecekte yollarda neler olacak
Gelecekte, ulaşımda bizi ne bekliyor? Fütüristik kitap ya da film sahneleri gerçekleşmek üzere mi? Bilimkurguyu bir yana bırakırsak bizi bekleyen gerçekçi ulaşım resmi şöyle çizilebilir.
Karma ulaşım çözümleri: Otobüsle başlayıp scooterla devam eden, metroya bağlanan entegre sistemler.
Otonom araçlar: Güvenlik, hız ve verimlilik vadeden sürücüsüz toplu taşıma denemeleri artacak.
Yeşil ulaşım altyapısı: Daha fazla bisiklet yolu, gölgelikli yürüyüş rotaları, karbon sıfır bölgeler.
Ulaşımda veri yönetimi: Trafik yoğunluğunu yapay zeka ile yöneten sistemler, gerçek zamanlı kullanıcı bilgilendirmeleri.
Son söz olarak denilebilir ki şehirler geleceğini planlarken kentlinin sesini dinlemek zorunda. Ulaşım hayattır ve ulaşımı planlamak hayatı planlamaktır.