Gözleri olimpiyat madalyasında!

Gözleri olimpiyat madalyasında!

Çok az kişinin haberi var ama Kadın Kılıç Milli Takımımız nisan ayında 23 Yaş Altı Avrupa Şampiyona’nda altın madalya kazandı. Hem de bu alanda dünya devi olan Rusya ve Fransa’yı yenerek!

Biz de gururumuz olan bu tatlı kızları daha yakından tanımak istedik...

Kadın Kılıç Milli Takımı, 94 yıllık eskrim tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonluğunu elde etti. Bunu yanı sıra İbrahim Ahmed Acar Türkiye tarihindeki ilk Dünya Şampiyonu oldu. Rio Olimpiyatları’na geçen yıl ilk kez bir sporcumuz İrem Karadere katıldı ve ikinci oldu. Buradan bakarsak, Türkiye'de eskrim sporunun son zamanlarda yükselişte olduğunu görüyoruz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Fatma Zehra Köse: Eskrimde başarıyı getiren en önemli unsurlardan biri, çok iyi partnerlerle antrenman ve müsabakalara çıkmaktı. Türk eskrimcisinin, bu anlamda önemli eksiklikleri vardı. Ancak son 10 yıldır Türk eskrimciler çok fazla kamp ve yurt dışı müsabaka imkanı buluyor. Böylece kendini geliştirmiş oluyor. Dünya klasmanında üst sıralardaki iyi eskrimcilerin tüm özelliklerini tanımamız, eksiklerimizi gidermemizi sağlıyor. Ayrıca 2015 yılında Türkiye Eskrim Federasyonu’nun milli takımımızın baş antrenörlüğüne Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu eskrim antrenörü Valery Shturbabin’i getirmesi de mantalite olarak ve teknik açıdan gelişimimizi sağladı. Bu etkenler bir araya gelince de, tarihimizin en önemli başarıları ardı ardına gelmeye başladı. İrem Karamete’nin eskrimde ilk olimpiyat kotasını alması, İbrahim Ahmed Acar’ın Avrupa ve Dünya Şampiyonu olması, Enver Yıldırım’ın 23 yaş altı Avrupa Şampiyonasında bronz madalya kazanması ve son olarak bizim kazandığımız Avrupa şampiyonluğu… Tüm bu başarıların, gelecekteki daha büyük zaferlerin başlangıcı olduğunu düşünüyoruz. 

Eskrim
Eskrim

Eskrime başlama hikayelerinizi öğrenmek isteriz. Çok aşina olunan bir spor dalı değil, siz nasıl haberdar oldunuz…

Deniz Selin Ünlüdağ: Ben küçükken Karayip Korsanları filmini ilk izlediğimde çok etkilenmiştim. Ardından ilkokuldayken okulda yapılan bir tanıtım sayesinde eskrimle tanıştım. Bu spora başlamak istediğimi ailemle paylaştım ve o hafta sonu soluğu eğitimde aldım.

Fatma Zehra Köse: Benim eskrime başlama hikayem teyzem sayesinde oldu. Konservatuvarda opera ve şan bölümünde okuyordu. Sahne sanatları ve ritim için eskrim dersleri alıyorlardı okulda. Bir gün bana “Denemek ister misin?” diye sordu ve beni eskrim dersleri aldığı hocası Özden Ezinler’e götürdü. Kılıçla oynanan bir spor olduğu için açıkçası çok dikkatimi çekmişti. Özden Hoca da çok yetenekli ve yatkın olduğumu söyledi. Bu şekilde ben de başlamış oldum.

Kadın Kılıç Milli Takımımız
Kadın Kılıç Milli Takımımız
“Eskrim yaparken kendimi buluyorum”

Sizi bu spora çeken nedir? Neden seviyorsunuz?

Fatma Zehra Köse: Ben adeta kendimi buluyorum eskrim yaparken. Daha rahat hissediyorum. Müsabakalardaki motivasyonum ve dikkatim, spor dışındaki yaşamıma da olumlu yansıyor.

Deniz Selin Ünlüdağ: Adeta çocukluk hayallerimi gerçekleştirmiş gibi hissediyorum. Biraz önce de söylediğim gibi Karayip Korsanları filmine olan hayranlığım beni eskrime yönlendirmişti. Başarıların gelmesiyle de “Neden daha başarılı olmayayım?” diye düşünüp motive oluyorum.

Melis Sarıçam: Eskrim son derece asil bir spor branşı. Kadınların ilgilendiği spor dalları içinde belki de en zarif olanı. Kendimi iyi hissettiriyor ayrıca. Yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda birçok farklı sporcuyla ilk kez tanışmak, sosyalleşme açısından da çok faydalı.

Iryna Shchukla: Eskrim birçok ülkede futbolun gölgesinde kalan spor dallarından biri ama benim ülkemde Ukrayna’da eskrime verilen değer çok fazlası var. Birçok çocuk aileleri tarafından eskrime yönlendiriliyor. Eskrimi seviyorum, benim için bir yaşam tarzı…

Bilmeyenler için eskrimin faydalarını anlatabilir misiniz? Konsantrasyonu geliştirme, duruş bozukluğunu giderme gibi faydaları olduğunu okudum.

Deniz Selin Ünlüdağ: Eskrim tüm bu bahsettikleriniz bakımından belki de tercih edilebilecek en iyi spor dalı. Konsantrasyonu artırıcı yönüyle hiperaktivite tedavisinde kullanıldığı, askeri okullarda ders olarak okutulduğu, estetik yönüyle de sahne sanatlarında eskrim dersleri verildiği biliniyor. Sporcu özgüvenini de müthiş artırıyor. Eskrimin sporcuya fiziksel katkıları da unutulmamalı.

23 yaş altı şampiyonada birincilik elde ettiniz. Ve sizin yaş ortalamanız oldukça düşük. Yaşlarınız 16-21 arasında değişiyor. Bu avantaj mı dezavantaj mı?

Iryna Shchukla: Avantajlı yönleri de dezavantajlı yönleri de… Mesela hepimiz 20-22 yaş aralığında olsak, bir arada çok daha fazla zaman geçirmiş, çok daha fazla antrenman ve müsabakaya katılmış olabilirdik. Bu da hem iletişimiz gücümüzü hem de tecrübemizi artırmamızı sağlayabilirdi belki. Ama farklı yaşlarda olmamızın avantajlı yönleri de var. 23 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’nda, yeri geldi Zehra ve benim 20’li yaşlarımızda olmamızdan kaynaklanan tecrübelerimiz ortaya çıktı, yeri geldi 16-17’li yaşlardaki Deniz ve Melis’in heyecanı, dinamizmi ve azmi… Biz avantajları daha çok kullandık ve şampiyon olduk.

Kadın Kılıç Milli Takımımız
Kadın Kılıç Milli Takımımız
“Fransa ile finalde oynamak bile rüya diyebilirdik”

Finalde Fransa'yla karşılaştınız. Ve aslında favori Fransa'ydı. Maç nasıl geçti, neler hissettiniz? Sonuç sizin için de sürpriz miydi yoksa şampiyonluğu bekliyor muydunuz?

Fatma Zehra Köse: Fransa maçı inanılmazdı. Eskrimde bu tip önemli şampiyonalarda finale gelene kadar hep zemine sıfır olan pistlerde oynarsınız. Finalde ise podyum kurulur ve tüm ışıklar, salondaki tüm gözler, tüm objektifler sizin üzerinizde olur. Mankenlerin defileleri gibi düşünün. İşte Fransa maçındaki o motivasyon inanılmazdı. Bir de takım olarak şöyle düşündük: “Rusya gibi bir dünya devini yendik, Fransa gibi bir başka devi neden yenmeyelim?” Bayrağımızı en yükseğe çektirmek ve Milli Marşımızı tüm salona dinletmek en önemli hedefimizdi. Yılların şampiyonluk özlemi de eklenince, şampiyonluk için tüm bileşenler bir araya gelmiş oldu.

Melis Sarıçam: Evet, söylediğiniz gibi Fransa favoriydi. Yıllardır bu şampiyonalarda en çok madalya kazanan ülkelerden biri sonuçta. Doğrusu, Belarus’a gitmeden önce Türkiye’deyken bize sorsalardı, değil Fransa’yı yenmek, Fransa ile finalde oynamak bile rüya diyebilirdik ama o şampiyonanın atmosferiyle finalde Fransa’yı yenmek hiç de sürpriz olmadı. Hatta Rusya maçına göre kolay bile oldu diyebilirim.

Maça çıkmadan önce uğurunuz veya yaptığınız bir totem var mı?

Deniz Selin Ünlüdağ: Benim beş yıl önce kendime hazırladığım maçlara özel bir müzik listem var. Her maç öncesi ve maçta aralarında mutlaka oradaki parçaları dinler, kendimi motive ederim.

Fatma Zehra Köse: Maçlara çıkmadan önce mutlaka dua ederim. Totem mi bilmiyorum ama siyah tişört giyerim mutlaka. Bir de totem diyebileceğim bir özelliğim var aslında; o da makyaj yapmak. Maçlara mutlaka eyeliner, rimel ve bronzer sürerek çıkarım. Bu kendimi daha iyi hissettiriyor.

Bu yazınız nasıl geçecek? Antrenman ve şampiyona programınız nasıl?

Fatma Zehra Köse: Haziran ayında Büyükler Avrupa Şampiyonası, temmuz ayında da Büyükler Dünya Şampiyonası var. Şu an bu zorlu şampiyonaların hazırlıklarını yapıyoruz. Gürcistan ve Almanya’da peş peşe gerçekleşecek bu iki şampiyonadan da madalyayla dönmek istiyoruz.

Yeni hedefiniz nedir? Mesela Olimpiyatlar olabilir mi?

Melis Sarıçam: Uzun vadeli en önemli hedefimiz 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları. 2016’da ilk kez kota alan eskrimci İrem Karamete olmuştu. 2020’de de neden madalya almayalım? Elbette çok zor olduğunu biliyoruz ama bu tempoyu artırarak sürdürürsek tarihimizde eskrimdeki ilk olimpiyat madalyasını da alabiliriz.

Deniz Selin Ünlüdağ: Olimpiyat hedefimiz doğrultusunda en önemli destekçimiz Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü ve Türkiye Eskrim Federasyonu… Özellikle Ankara’daki Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’nde (TOHM) bizlere sunulan imkanlar muhteşem. Sizin aracılığınızla bize bu imkanları sunan devletimize ve yöneticilerimize teşekkürlerimizi iletiyoruz.