“Başka Bir Dünya Mümkün” adlı proje, çocukları ve ailelerini doğada bir araya getirerek onlara hayvan sevgisini, spor becerilerini geliştirmeyi, empati kurmayı, sosyal becerilerini artırmayı ve birlikte hareket etmeyi öğretiyor.
Blue Gym Club, iş yoğunluğu ve diğer olumsuz etkenler sebebiyle sosyalleşemeyen, birbirini tanımayan çocuk ve ebeveynleri için yararlı bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Survivor parkurlarında yarışmalar, spor etkinlikleri, köy gezileri, köpek eğitim merkezi ziyaretleri, ata binme eğitimi gibi etkinliklerle çocukların doğayı tanıması, aileleriyle birlikte farklı bir ortamda sosyalleşmesi ve centilmence yarışma kültürünü öğrenmesi amaçlanıyor.
Blue Gym Club, geçtiğimiz günlerde Sarıyer’de gerçekleyen, Mutlu Çocuk Festivali’nde projelerini tanıttı ve kurduğu parkurda, çocuklara ve ailelerine doğada verecekleri eğitimleri anlattı. “Başka Bir Dünya Mümkün” projesini; proje koordinatörleri, Beden Eğitimi Öğretmeni Erkan Erdoğan ve eşi İnsan Kaynakları Uzmanı Handan Erdoğan ile konuştuk.
Blue Gym Club nasıl kuruldu ve kuruluş amacı nedir?
Handan Erdoğan: Boş vakitlerini doğada geçirmeyi seven bir aileyiz. Özellikle kızımız olduktan sonra buna daha da önem verdik. Eşimin antrenman bilgisiyle benim çocuklara olan hassasiyetimi birleştirerek çocuk kulübümüzü kurmaya karar verdik. Amacımız çocukların doğaya yakınlaşması, sporu sevmesi ve ailesiyle birlikte doğada kaliteli vakit geçirmesi. “Başka Bir Dünya Mümkün” projesi bu amaçla hayata geçirildi. Ekip arkadaşlarımızı da konularının en iyileri ve iletişim kabiliyeti yüksek olan eğitmenlerden seçtik. Arkadaşlarımız, her biri kendi alanında uzman ve formasyonlu öğretmenler.
Doğa ve hayvan sevgisi çocuklar için neden çok gerekli?
Handan Erdoğan: Hayvanlarla vakit geçiren çocuklar empati kurar, sosyal becerileri gelişir ve çocuğun kendisine olan saygısı artar. Ayrıca çocukların doğayla iç içe olmaları daha meraklı, araştırmacı, üretken, yaratıcı ve stresten uzak bireyler olmalarına katkıda bulunur. Bu yüzden çocuklar asla şehir ve apartman hayatına hapsedilmemeli, doğayla iç içe olmaları sağlanmalı.
Sizce doğadan kopuk bir şehir yaşamı çocukların hayatını nasıl etkiliyor?
Handan Erdoğan: Geçmiş zamanda çocukların sokakta oyun oynaması, çocuğun kendini keşfetmesindeki en önemli parçaydı. Ne yazık ki şimdi bu pek mümkün değil. Gelişen teknoloji ile birlikte çocuklar televizyon, tablet ve telefona bağımlı hale geldi. Bu durum çocuklarda strese, yorgunluğa, dikkat dağınıklığına, öğrenme eksikliğine ve birçok olumsuzluğa yol açıyor.
Doğada çocuklara ne tür eğitimler veriyorsunuz?
Erkan Erdoğan: Doğada çocuklarımıza çevreyi keşfetme olanağı sağlayan trekking, fiziksel gelişimlerine katkıda bulunan spor parkurları, geri dönüşümü öğrenmeleri için ekoloji, kendi yaratıcı düşüncelerini sergileyebilmeleri için Montessori ve görsel sanatlar, ses ve ritim kavramlarını öğrenebilmeleri için müzik atölyesi gibi çalışmalar yapıyoruz. Bu eğitimleri genellikle İstanbul çevresindeki doğal alanlarda gerçekleştiriyoruz.
Verdiğiniz eğitimler ve egzersizler çocuklara ne gibi değerler kazandırıyor?
Erkan Erdoğan: Çocukların sosyal sorumluluk bilinçleri artırıyor. Ayrıca çevreyi ve canlıları koruyan saygılı bireyler olmalarına katkı sağlıyoruz. Özellikle empati duygusunu körükleyen alıştırmalar yaptırıyoruz. Karşısındaki bireyi anlamasını sağlıyoruz. Birlikte hareket etme ve yardımlaşmayı öğretiyoruz.
Yaptığınız eğitsel oyunların çocuk gelişimi üzerindeki etkileri neler oluyor?
Erkan Erdoğan: Şehir hayatında büyüyen çocukların en büyük problemi, dikkat dağınıklığı ve bir amaca odaklanamama. Egzersiz ve oyunlarımızda bu dikkat dağınıklığını en aza indirmeye çalışıyor ve çocuklara odaklanmayla ilgili bilgiler veriyoruz.
Survivor parkurları çocuklara ne tür bir deneyim kazandırıyor?
Erkan Erdoğan: Bu parkurlar genellikle dayanıklılıkla ilgili. Farklı biçimlerdeki parkunları hız ile doğruluk dengesini geliştirecek ve dayanıklılık kapasitesini artıracak şekilde planladık. Bu parkurlar çocuğun fiziksel ve temel gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca parkurlarda rakipleriyle centilmence mücadele etmeyi de öğretiyoruz.
Köy gezileri nerelerde yapılıyor ve çocuklara neler öğretiliyor?
Handan Erdoğan: Köy gezilerimiz, Beykoz ve Sarıyer’in köylerinde yapılıyor. Çocuklarımız içinde bulunduğu kentsel yaşamdan dolayı doğa ve çiftlik hayvanlarını tanımıyor ve yaşamımız içinde ne kadar önemli yere sahip olduklarını bilmiyorlar. Bu geziler sayesinde canlılarla temas etmelerini sağlıyoruz. Bu sıcak temas sırasında hayvanların özelliklerini ve yaşam biçimlerini çocuklara öğretiyoruz.
Aile kampları nasıl bir ortamda yapılıyor ve bu gezilerde neleri amaçlıyorsunuz?
Erkan Erdoğan: Aile bireylerini şehrin yoğun kalabalığından ve teknolojiden uzak tutmanın en güzel yolu aile kampları. Çok sıcak ve samimi ilişkileri geliştirmek adına, iletişim araçlarının kullanılmadığı, doğa ile iç içe oldukları ortamları hazırlıyoruz. Çocukları doğayla yakınlaştırarak özgürce oyun oynayabilecekleri alanlar yaratıyoruz. Bu kampları aileleriyle yapmak, hem çocuk için hem de aile için çok farklı bir deneyim oluyor. Aile bireyleri stresli şehir ortamı dışında bir araya geliyor ve etkileşimleri de daha farklı ve olumlu yönde ilerliyor.
Yaptığınız aktiviteler sonrasında ailelerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Çocuklardaki olumlu değişimler neler?
Handan Erdoğan: Çocuklar mutluluklarını ve üzüntülerini açıkça belli eden, yalandan uzak, doğal en güzel varlıklar. Onların etkinliklerimiz sırasında yaşadığı mutluluk, ailelerini de mutlu ediyor. Yaşanan bu mutluluk bizlere samimi ve içten, güler yüzlü ifadelerle geri dönüyor. Biz de bu durumdan çok mutlu oluyoruz.