Baharat Adası’na hoşgeldiniz: Zanzibar

Havalar yavaş yavaş ısınırken yaz havası özlemi çekiyor ve değişik bir tatil rotası mı arıyorsunuz? O zaman sizi Zanzibar’a alalım.

Afrika kıtasında Tanzanya’ya bağlı özerk bir bölge olan Zanzibar, aslen bir adalar topluluğundan oluşuyor. Bu adaların içinde büyük olanlarından biri bölgeye ismini veren Zanzibar (veya yerel adıyla Unguja), diğeri ise Pemba Adası.

Başkent Stone Town’dan başlayalım

Bölgenin takma ismi olan Baharat Adası, Zanzibar’ın en önemli iki endüstrisinden biri olan baharatlardan geliyor. Karanfil, muskat, tarçın ve karabiber en çok yetiştirilen baharatlar. İkinci önemli endüstri ise turizm. Eğer siz de Zanzibar’a turist olarak gitmek isterseniz, görmeniz gereken yerlerin başında başkent Stone Town geliyor. Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olan Stone Town aynı zamanda Queen grubunun solisti Freddie Mercury’nin de doğum yeri. 

Planlarınızı yaparken başkent Stone Town’a en azından bir gün ayırmanızı öneririz. Stone Town yani Taş Kent, ismini mercan kayalarından yapılan binalardan alıyor. Mimari açıdan Avrupa, Arap, Hint ve Pers gibi çeşitli kültürlerin etkilerini taşıyan şehri yürüyerek keşfetmek gerçekten çok keyifli. Eğer alışveriş yapma niyetiniz varsa pazarlık etmeyi unutmayın! Darajani pazarında Türkiye’den alışkın olduğumuz semt pazarı benzeri bir deneyim yaşayabilir ve yerel halkın gündelik hayatından bir kesite tanıklık edebilirsiniz. Bunların dışında mutlaka görmeniz gereken noktalar arasında Forodhani Bahçesi, Harikalar Evi (Beit el-Ajaib), Arap Kalesi (Ngome Kongwe) bulunuyor. 

Stone Town Zanzibar’da konaklamak için birçok alternatife sahip. Merkezde olmak ve buradan diğer yerlere gidip gelmek istiyorsanız, başkenti tercih edebilirsiniz. Konaklama için sessiz sakin ve kumsalda bir alternatif ise Jambiani. Bu ufak kasabada yerel halkın içine karışıp muhteşem gün batımı manzaralarının tadını çıkarabilirsiniz. Gün içinde gelgitlerle değişen su seviyesi sebebiyle her saat okyanusun farklı renklere bürünmesi gerçekten büyüleyici olabiliyor.

Büyüleyici plajlar…

Adanın kuzeyinde bulunan Nungwi ve Kendwa ise muhteşem turkuaz sahilleriyle muhtemelen en çok selfie çekeceğiniz yer olacak. Bu plajlara günübirlik bir ziyaret planlayabilirsiniz. Stone Town’dan gidiş ve geliş toplam dört-beş saat kadar sürebiliyor. Veya akşam kalmak üzere de plan yapabilirsiniz. Hint Okyanusu’nun göz kamaştırıcı güzelliğinin tadını çıkarabileceğiniz diğer plajlar ise Paje, Changuu Adası ve Nakupenda. Eğer sörf yapmayı seviyorsanız özellikle Paje’ye uğramadan dönmeyin. Adanın güneyine inerseniz Kizimkaze bölgesinde balıkçı tekneleriyle anlaşıp veya turlara katılıp yunuslarla yüzmeyi deneyebilirsiniz. Bir diğer ilginç aktivite ise Jozani Ormanı’na gitmek ve kırmızı kolobus maymunlarını görmek olabilir. 

Zanzibar’in en önemli özelliklerinden biri de yerel mutfağı. Dolayısıyla buraya kadar gelmişken değişik yemeklerden bol bol tatmanızı öneririz. Zanzibar’ın en önemli kültürel zenginliklerinden olan baharatlarını tanıtmak için düzenlenen turlara katılabilir, bu sırada değişik yemeklerden ve adada yetişen meyvelerden de tadabilirsiniz.

Vize sorunu yok

Zanzibar dört mevsim rahatlıkla gezebileceğiniz, Türkiye’yle aynı zaman diliminde olan bir bölge. Fiyatlara bakıldığında Uzakdoğu’daki benzer tatil bölgelerine kıyasla biraz daha pahalı olduğu söylenebilir. Türkiye’den 7,5 saatlik uçuşla ulaşılabilen ülkeye girişte, havaalanından 50 dolar karşılığı Zanzibar vizenizi alabiliyorsunuz. Bunun dışında yanınızda para birimi olarak dolar götürmenizi tavsiye ederiz. Hatta birçok durumda yanınızda Zanzibar para birimi olan şilin varsa daha ucuza hizmet almanız mümkün.

Tüm bu tavsiyelerin dışında, Zanzibarlıların “Hakuna Matata” yani “takma kafana, dert değil” olarak çevrilebilecek ruh hallerinden size de bulaşmasına izin verin. Muhtemelen bu geziyi harika yapan en önemli sebeplerden biri de bu sakin mutluluk hali olacaktır.