Anadolu’nun tarihi zenginliği geçmişten bugüne çok defa yurt dışına kaçırıldı. 19’u 2024 yılında olmak üzere, 25 bin 526 eser ise geri getirildi. Daha niceleri de sırasını bekliyor.
Sayısız medeniyetin kalıntılarını barındıran, bir nevi açık hava müzesi olan Anadolu'dan koparılıp kaçırılan çok sayıda eser, en iyi ihtimalle (!) yurt dışındaki müzelerde sergileniyor. Bazıları müzayedelerde satılan bazılarının da akıbeti puslu olan bu varlıklar, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bulunup yurda getiriliyor. Bakanlık bünyesindeki kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele eden ekipler, yurt dışında tarihi eser niteliğindeki varlıkların izini sürüyor ve bu eserleri envantere kazandırmak amacıyla son derece ciddi bir biçimde çalışıyor.
1980 yılından bu yana yürütülen çalışmalar çerçevesinde 17 ülkede yapılan 152 operasyon sonrasında, yurt dışına kaçırılan eserlerin Türkiye’ye iadesi sağlandı. En çok tarihi eserin getirildiği ülkeler sıralamasında Almanya başta geliyor. Onu Hırvatistan, Bulgaristan, İngiltere, ABD ve Sırbistan takip ediyor. Listeye göre Almanya'dan 8 bin 670, Hırvatistan'dan 4 bin 147, İngiltere'den 3 bin 743, Bulgaristan'dan 3 bin 61, ABD'den 2 bin 600 ve Sırbistan'dan bin 865 eser yurda getirildi. Bakanlık tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında bu yıl ise İngiltere'den 3, Fransa'dan 2, İtalya'dan 11, İsviçre, ABD ile Almanya'dan birer eser olmak üzere toplamda 19 eserin Türkiye’ye iadesi sağlandı.
Tarihî arka planı okumak
Anadolu topraklarında yapılan arkeolojik kazılar ve bu kazılardan elde edilen önemli keşifler her dönem dikkat çekti. Özellikle 19’uncu yüzyıl sonu ve 20’inci yüzyılın başlarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünün zayıflamasıyla ortaya çıkan kontrol yetersizliği sebebiyle bu eserlerin pek çoğu yurt dışına kaçırıldı. Yerel halkın bilgisizliği ile beraber olaydan maddi çıkar sağlamak isteyen kişiler de Türkiye’nin kültürel mirasına son derece büyük zararlar verdi. Özellikle Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki müzeler, Anadolu’dan kaçırılan eserlerin ana alıcıları arasında yer aldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında, bu eserlerin korunması konusunda yeterli önlemler alınmadığı için birçok tarihi eser, legal ya da illegal yollarla yurt dışına çıkarıldı.
Geçmişten bu yana bakıldığında Türkiye’den kaçırılan eserlerden en bilinenleri arasında Troya Hazineleri, Pergamon Sunağı, Elmalı Hazinesi, Yorgun Herkül Heykeli, Kumluca Mozaiği ve Karun Hazineleri sayılabilir. Bu eserler, Türkiye’nin kültürel mirasının önemli birer parçası olmasına rağmen, yıllar boyunca yabancı müzelerde sergilendi. Troya Hazineleri, Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedildikten sonra, yasal olmayan yollarla yurt dışına çıkarıldı; hatta Almanya ve Rusya arasında süregelen bir mülkiyet anlaşmazlığına da konu oldu. Türkiye’nin geri almak için uzun yıllardır mücadele ettiği eserler arasında bulunan Pergamon Sunağı ise Berlin’deki Pergamon Müzesi’nde sergileniyor.
Türkiye, son yıllarda kaçırılan eserlerin iadesi için uluslararası alanda büyük çaba sarf ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu süreçte çeşitli diplomatik girişimlerde bulunarak, birçok tarihi eserin iadesini sağlamayı başardı.
● Hukuki yollar kapsamında Türkiye, kaçırılan eserlerin iadesi için uluslararası mahkemelere başvuruyor veya ilgili ülke ile müzakereler yapıyor. Bu müzakerelerde, eserin orijinal yerinden kaçırıldığını kanıtlayan belgeler ve tarihi bilgiler kullanılıyor.
● Diğer adım olan diplomatik girişimlerde ise kaçırılan eserlerin bulunduğu ülkelerle bakanlık düzeyinde ilişkiler kuruluyor. Bu noktada karşılıklı anlaşmalar yoluyla eserlerin iadesi sağlanıyor. Çoğu zaman bu süreçler sabır ve sebat istiyor.
2024'te getirilen ya da teslim edilen eserler
2024 yılında geri getirilen 19 tarihi eser ve kültür varlığı, bu çabaların başarılı sonuçlar verdiğini bir kez daha gösteriyor. Bu eserler arasında nadir görülen antik heykeller, önemli arkeolojik buluntular ve kültürel varlıklar yer alıyor. Türkiye, bu eserleri geri getirerek kendi tarihi ve kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.
Bu yıl yurda getirilen ya da Türkiye makamlarına teslim edilen eserlerden bazıları şöyle:
● Fransa'dan Bizans dönemine ait bronz sikke ve Artuklu dönemine ait bronz sikke.
● Stuttgart Başkonsolosluğu'na teslim edilen Roma dönemine ait pişmiş toprak vazo.
● İngiltere’deki müzayede evinde satışa sunulan mermer Kore Torsosu.
● 2011’de müzayedede satın alınan bronz imparator heykeli.
● Floransa Savcılığı'nın soruşturması sonucunda ele geçirilen 11 pişmiş toprak eser.
● İsviçre'den gönüllü olarak iade edilen Milet Antik Kenti kökenli mermer yazıt parçası.
● ABD'nin Florida eyaletinden iade edilen 'lekythos' türü pişmiş toprak vazo.
● Hattat Mustafa Dede tarafından istinsah edildiği belirlenen ve 2017 yılında İngiltere’de satışa çıkarılan Kur’an-ı Kerim.
Gelecekteki hedefler
Türkiye’nin kültürel mirasının korunması ve bu mirasın geleceğe taşınması, yalnızca Türkiye için değil elbette dünya kültürü için de büyük bir önem taşıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu konuda hem hukuki hem de diplomatik yollarla mücadelesini sürdürmeye kararlı. Bu süreçte uluslararası iş birlikleri ve kaçakçılık konusunda alınacak önlemler daha da önem kazanacak.