Şimdiki zaman farkındalığı anlamına gelen “mindfulness” kelimesinden hareketle ortaya çıkan Mindful Travel akımı, bu aralar yabancı blog ve dergilerde sık sık karşılaştığımız bir kavram. Bu tür seyahatlerde önemli olan, anın tadını çıkarmak ve strese girmeden tatili yaşamak. Acele etmemek, küçük bir bavul hazırlamak, tatilde programa tamamıyla uymadan biraz esnek davranmak gibi temel prensipleri olan akıma yakından bakmaya ne dersiniz?
Hayatın günlük stresine karşı panzehir olarak gördüğümüz tatillerin daha büyük stres kaynağı haline gelmesi son dönemde çok sık rastladığımız bir durum. “Bilinçli farkındalık seyahati” olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz Mindful Travel akımı tam da bu aşamada devreye giriyor.
Yaşadığımız hayatın koşturmacasından kaçıp kafamızı dinlemek için çıktığımız tatillerde mükemmellik kaygısıyla çoğunlukla strese giriyor, yapılması gerekenler listesi altında ezilip dinlenmek bir yana yorularak evimize dönüyoruz. Oysa atacağımız birkaç adımla seyahatlerimizde kendimizi sakinleştirmek, bulunduğumuz yerin güzelliğini fark edebilmek ve yürüdüğümüz sokakları gerçekten görebilmek mümkün...
Tatilde bir yerden bir yere yetişmek için koşturmak yerine, sadece keşfetmek için sokaklarda plansızca dolaşmak insana başka türlü elde etmesi imkansız bir deneyim fırsatı sunuyor. Bazen bir duvar resmini uzun uzun seyretmek, bazen restoranda yan masamızda oturan yaşlı bir çiftle tatlı bir sohbet gerçekleştirmek, bazen de kaldığımız pansiyonun köpeğinin başını okşamak insanı nasıl da mutlu ediyor, gerçekten yaşadığını hissettiriyor.
Etrafı görmeden sadece önümüze bakıp elimizdeki telefonla çektiğimiz fotoğrafları paylaşırken anılarımıza dahil etmek yerine muhteşem bir deneyimi ıskalamamız büyük olasılık. Bilinçli farkındalık seyahatlerinde ise ilk defa geçtiğimiz bir caddeyi bile evimizdeymişçesine benimser, hiçbir detayını atlamadan fark etmeye çalışırız. İşte böyle bir seyyah haline gelmenizi sağlayacak birkaç öneri...
Nefes alın ve yavaşlayın
Koş, yetiş, acele et... Şehir hayatının getirdiği telaş seyahatleriniz esnasında da sizi ele geçiriyorsa bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmiş demektir. Durumun farkına varın, üç defa derin nefes alarak sakinleşin. Nerede olduğunuzu fark edecek kadar yavaşladığınızda durun ve etrafınıza bakın. O çok ünlü kafeye yetişmeye çalışırken tatilinizin en güzel sohbetini kaçırıyor olabilirsiniz. Koşturmaca sebebiyle hatırlamakta dahi zorlanacağınız tatil anılarıyla eve dönmek istemediğinize eminiz.
Yeni deneyimlere açık olun
“Gerekli, şart, lazım” gibi kelimeleri tatile çıkarken yanınıza almayın, bırakın evde kalsınlar. Alışkanlıklarınızın dayatmalarına boyun eğmeyip yepyeni tecrübeler edinebilirsiniz. Yeni arkadaşlıklara ve yeni lezzetlere açık olun. Size yabancı ya da farklı gelen şeyleri eleştirmek yerine benimseyin; daha önce hiç tatmadığınız yiyecek ya da içeceklere bir şans verin. Tecrübe edeceğiniz detayların, buzdolabınızın üzerini süsleyen magnetlerden çok daha kıymetli olacağı kesin.
Süsle püsle uğraşmayın
Kısacık bir hafta sonu kaçamağı için o kocaman valize gerçekten ihtiyacınız var mı? Peki ya bir makyözünkini aratmayan büyüklükteki bir makyaj çantasına? Tatil süresince dış görünüşünüze takılıp anı kaçırmayın. Neyle neyi kombinlesem diye düşünerek veya dakikalarca gölgeli göz makyajı yaparak kısıtlı zamanınızı otel odasında ziyan etmeyin. İyi vakit geçirirken çok güzel göründüğünüze emin olabilirsiniz.
Halkın arasına karışın
Belli başlı turistik yerleri, çok ünlü müzeleri ve Michelin yıldızlı restoranları eksiksiz ziyaret etmeye çalışırken kentin yerel halkının nasıl yaşadığını atlamayın. Şehir insanının alışkanlıklarına dahil olun. Pazar gezin, markete uğrayın. Belki bir sokak satıcısından hayatınızın en lezzetli yiyeceğini alabilir, bir pasajda bulunan minnacık bir butikten o seyahati asla unutmamanızı sağlayacak bir parça edinebilirsiniz.
Telefonunuzu çantanıza koyun
Gördüğünüz muhteşem manzaraları ve hayatınızın en lezzetli yemeğini arkadaşlarınız da görsün istiyorsunuz ya da tam da Instagram’lık bir selfie çekmek üzeresiniz. Bu durum elbette ki çok normal ama bunları yaparken anı yaşamayı unutmayın. Takipçilerinizle paylaşmak istediğiniz manzarayı önce bir güzel seyredin. Eşsizliğinin tadına varın. Ardından istediğiniz fotoğrafı çekin
Etrafı sakince gözlemleyin
Seyahat ederken bir yeri keşfetmenin en güzel yöntemlerinden biri, kentin kalabalık bir bölgesinde (örneğin merkezi bir meydanda veya parkta) oturmak ve hayatın akışına şahit olmaktır. Gözlem yaptığınız bu süreçte, yerel kültür ve yaşam tarzı hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir, insanların birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını, zamanlarını nasıl geçirdiklerini ve aslında size ne kadar benzediklerini görebilirsiniz.
Notlar alın
Yolculuk sırasında yavaşlayıp detayları gözden geçirmek bilinçli farkındalık seyahatinin kilit noktalarından biri. Günde 15 dakikanızı ayırıp bir not defterine gördüğünüz ve deneyimlediğiniz şeylerden sizi etkileyenleri not ederseniz aradan zaman geçtiğinde bu notlara dönüp bakarak tatilinizin en güzel anlarının tadını tekrar tekrar çıkarabilirsiniz. Herkese keşif ve macera dolu seyahatler!