Robotlar adım adım gerçek dünyaya yaklaşıyor

Robotlar adım adım gerçek dünyaya yaklaşıyor

2024 Dünya Robot Konferansı, robotik teknolojisindeki ilerlemeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Dünya ülkelerinin yarışta olduğu robotiği insanlık nasıl yorumlamalı?

Geçtiğimiz Ağustos ayında Çin'in başkenti Pekin'de yapılan 2024 Dünya Robot Konferansı (World Robot Conference 2024 - WRC), insansı robotların boy gösterisine dönüştü. Konferansta yaşananlar bir kez daha bilim kurgu filmlerinin gerçek olmaya ne kadar yakın olabileceğini düşündürdü. Gerçekçi ciltlere, yüz ifadesi ve jestlere sahip robotların şiir okuyup dans gösterileri yaptığı 2024 Dünya Robot Konferansı’na katılan 169 şirket, 600'ün üzerinde son teknoloji robotunu sergiledi.

“Paylaşılan Akıllı Bir Gelecek İçin Yeni, Kaliteli, Üretken Güçleri Birlikte Teşvik Etmek” temalı 2024 WRC, robotik ve yapay zeka (AI) alanlarındaki ilerlemeyi iş birliği ve inovasyona dayandırdı. Özetle konferansın en önemli amaçlarından biri insanların robotik konusundaki anlayışını geliştirmek, ön yargılarını yıkmaktı. Bu sadece Çin’in değil tüm dünyanın hedefi aslına bakılırsa. 

En ünlü insansı robotlardan Sophia, sanata da meraklı.
En ünlü insansı robotlardan Sophia, sanata da meraklı.

Dev ülkelerin tekelinde değil

Dünya ülkeleri, yapay zekaya dayalı insansı robot yarışında öne geçmeye çabalıyor. Yarışta sadece ABD ve Çin de yok üstelik. Robotik mücadelesi bugün sadece dev ülkelerin tekelinde değil özetle. Suudi Arabistan, Hindistan, İtalya hatta Nijerya bile gelişen sektörde var olmak için çeşitli projelere imza atıyor. Elbette insansı robotlar söz konusu olduğunda yazının girişinde değinilen konferansa bakarak dahi Çin’in liderliği ele almak istediği yadsınamaz. Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı tarafından geçen yıl Ekim ayında yayımlanan bir belgeye göre ülke, 2025 yılına kadar “ileri düzeyde” olarak sınıflandırdığı insansı robotlarda seri üretime geçmeyi planlıyor.

ABD de insansı robot konusunda en önemli rakibi olarak gördüğü Çin’i ciddiye alıyor. ABD’li Agility Robotics şirketi, Oregon’da bu yıl içinde açılması planlanan bir fabrika inşa ediyor. İlk hedefleri ise 2025 yılında “Digit” robotlardan yüzlerce üretmek. Ayrıca ABD, Çin’in bu alandaki büyümesini engellemek için stratejik hamleler de yapıyor. Çin’in yüksek teknoloji kabiliyetlerini sınırlamak amacıyla hayata geçirdiği yarı iletken ihracatının kontrolü ya da askeri alanda robotik üretim projeleri gibi.

Google'daki görevinden ayrılan Geoffrey Hinton, The New York Times Daily podcast’inde ABD Savunma Bakanlığı’nın “robot askerler yapmayı seveceğini” iddia etmişti. Hinton, "ABD Savunma Bakanlığı robot askerler yapmak istiyor. Bu robot askerler oldukça korkutucu olacak" demişti.

Robotların günlük hayata entegrasyonu kaçınılmaz olarak toplumları ve ekonomileri dönüştürecek.
Robotların günlük hayata entegrasyonu kaçınılmaz olarak toplumları ve ekonomileri dönüştürecek.

Robotların hayatımıza katılmasına dair endişeler var

Robotların ve yapay zeka destekli sistemlerin günlük hayata olan etkisi, geleceğe dair birtakım endişeler doğuruyor. Robot teknolojisinin gelişimiyle ilgili en yaygın endişelerden biri, işsizlik ve gelir dağılımı konusundaki etkiler. Özellikle otomasyonun hız kazandığı sektörlerde, insan emeğinin yerini makinelerin alacağı ve işsizlik oranlarının artacağı düşünülüyor. Bu, özellikle teknik çalışanlar için ciddi bir tehdit olarak algılanıyor. Zira robotların yerini aldığı bazı işçiler yeni bir iş bulmakta zorlandıkları gibi buldukları işlerde de daha düşük ücrete razı olmak zorunda kalıyor.

Bir diğer endişe ise robotların ve yapay zekâ destekli sistemlerin yaratabileceği etik sorunlar. Bu endişe, karar alma süreçlerinin tamamen makinelere kalmasına dayanıyor ve böyle olursa insanın bu alandaki kontrolünün kaybolmasıyla beklenmedik sonuçlar ortaya çıkabilir, deniyor. Örneğin günümüzde güvenlik ve gözetim alanlarında kullanılan robotlar ve dronlar, gizlilik ihlalleri ve veri güvenliği ile ilgili ciddi endişeler doğuruyor. Ayrıca etik sorumlunun kim olacağı da önemli bir tartışma konusu.

Robotların günlük hayata entegrasyonu, toplumları ve ekonomileri kaçınılmaz olarak dönüştürecek. Ancak bu dönüşümün ne kadar başarılı olacağı da insanlığın teknolojiyi nasıl yöneteceğine bağlı. İnsan-robot iş birliğinin, verimlilik ve kaliteyi artırırken insanlar için daha yaratıcı ve anlamlı iş fırsatları doğurabileceği de unutulmamalı. Endişe edilen konular dikkate alınıp robotik teknolojiler daha etik ve güvenli hale getirilebilir.