Quick Routes Deprem Bölgesinde

Quick Routes Deprem Bölgesinde

“Asrın felaketi” olarak duyuruldu haber bültenlerinde 10 şehrimizi sarsan ancak, kalan 71 ilimize de ateş düşüren büyük deprem. Tüm vatandaşlarımız bölgeye yardım için tek yürek oldu.

Yorganını sırtlayıp yardım toplama merkezine götüren nenemizin, cepheye cephane taşıyan bebesi sırtında anneden hiçbir farkı yoktu. Yıllardır hacca gidebilmek için damlaya damlaya biriktirdiği parasını bağışlayan amcamdan, bölgede ki arkadaşına en sevdiği oyuncağını gönderen 5 yaşındaki Meyra’ya kadar herkes elinden, yüreğinden geleni yapmaya çalıştı. Quick Routes ekibimiz de depremin ilk gününden itibaren başlattığı yardım kampanyalarının yanında, bozulan ve harap olan yollara çare olacağını bildikleri bir motosiklet ekibi kurarak, deprem bölgesine hareket etti.

Quick Routes ekibimiz deprem bölgesine yardıma koştu.
Quick Routes ekibimiz deprem bölgesine yardıma koştu.

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkileyen büyük depremlerin ilk gününden itibaren hepimizin gözü, kulağı, yüreği kısacası her şeyi deprem bölgesindeydi. Bölgedeki tüm ihtiyaçlar için herkes gibi motosiklet camiası da tek yürekti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı’nın sivil toplum kuruluşlarının liderleri arasında hızlı iletişim için kurduğu whatsapp grubunda biz de vardık. Sosyal medyadan tüm organizasyonlara destek oluyor, bölgeden ihtiyaçları takip ediyor ve camianın çözebileceği konularda yardımcı olmaya çalışıyorduk. Birçok motosiklet kullanıcısının, ihtiyaç olan şehirlerimize motosikletleri ile sevk edilmesini sağlıyorduk. Oluşan felaketin etkilediği alanın çok büyük olması sebebi ile Adıyaman’da da acil ilaç sevkiyatı ve ulaşılamayan köylere acil yardım malzemesi ulaştırmak üzere bir motosiklet ekibine ihtiyaç doğdu. Şimdi sıra bize gelmişti ve hemen bölgedeki şartlara uygun motosikletlerden oluşan bir ekip kurarak Adıyaman’a doğru yola çıktık. 

Depremin en çok etkilediği yerlerden olan Nurdağı ve Pazarcık ilçelerinden geçerken, daha net anlamıştık felaketin büyüklüğünü. Gördüğümüz çaresizliğin kokusu burnumuzu titretti. Hiç öyle televizyonlardan göründüğü gibi değildi. İliklerimize kadar hissedebiliyorduk yaşanan acıyı. Herkesin gözleri dolmuştu gördükleri karşısında ama şimdi durmak zamanı değildi…

Adıyaman’da görevlendirme almak için ilk durağımız valilik binası oldu. Şehrin içerisinde, yıkılmış hayaller arasında dönerken iki tekerimiz, yaşanan felaketin büyüklüğü bir kez daha çarptı yüzümüze. Sağlam binanın neredeyse kalmadığı bir şehirdi artık burası. Oysa son geldiğimizde yüzlerce kişi karşılamış ve mutluluktan ağlatmıştı bizi Adıyaman. Bazı evlerin başında onlarca kişi, bazılarında ise artık ümit kesilmişti. Yüzündeki derin acıyı hissedebildiğiniz, umutla bekleyen ama üzüntüden bitap düşmüş insanlar vardı.  

Adıyaman Valilik binası kriz merkezine dönüştürülmüştü ve tüm yönlendirme buradan yapılıyordu. Valilik binasının bahçesi de enkaz çalışmalarından gelen görevli ve gönüllüler için dinlenme noktası gibiydi. Yardım kuruluşlarının ve gönüllülerin gün boyu ücretsiz yemek dağıtım noktası da burada konumlanmıştı.

Yönlendirme almak için girdiğimiz Valilik binasının içerisinde de maalesef tam bir kargaşa hakimdi. Sürekli telefon ile bilgilendirme yapanlar, koridorlarda oradan oraya koşturanlar, yardım isteyenler ve yardım yapmak isteyenler… Görevliler ise kim bilir kaç saattir uyumuyorlardı ama buna rağmen ayakta durmaya çalışıyorlardı.

Biz de bu kargaşa içerisinde vali yardımcıları ile görüştükten sonra, ekibimizin hizmet edebileceği şehrin Toprak Mahsülleri Ofisi’ne yönlendirildik. Burası şehre ulaştırılan yardımların toplandığı depolardan sadece biriydi. Depoların sorumlusu bizi görünce “siz bizim kurtarıcımız olacaksınız” dedi. İlk anda anlamamıştım ama Adıyaman merkez köylerinin ihtiyaç listeleriydi elimdekiler. Şehir merkezinde o kadar çok yıkılan bina var ki, ya henüz köylere sıra gelmemişti ya da ulaşım arabalar ile sağlanamıyordu. İşte biz o köylere ulaşacaktık. 

Aramızda minik bir planlama yaparak hemen işe koyulduk. Her köyün ihtiyacını bir kerede taşıyabilmek için 20 motosiklet birlikte hareket etme kararı aldık ve motosikletlerimizin taşıma için uygun olan her yerini yardım malzemesi ile doldurduk. Kuru gıda, hijyen ürünleri, en elzem ilaçlar, yağ ve un ne varsa listede hepsini yükledik depolardan. Ve orada bulunduğumuz süre boyunca bunu defalarca yaptık. Bir köyü bitiriyor, dönüyor hemen yeniden motosikletlerimizi yüklüyor ve yola çıkıyorduk. Köylere ulaştığımızda gördüğümüz manzara, ihtiyaçlarına nefes olmaya çalıştığımız insanların duaları ve işe yarıyor olmanın da sevinci ile ekipteki kimseden “biraz dinlenelim” diyeni duymadım. Hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum. 

Motosikletler böylesi büyük bir afetin en hızlı ulaşım aracı oldu bölgede. Sadece Adıyaman değil, depremden zarar görmüş diğer illerde de özellikle motosikletli kuryelerin yardımları ile binlerce ihtiyaç sahibine ulaşıldı. Araçların giremediği yollara kolayca girebildik. En elzem ihtiyaçları yıkıntılar arasından geçerek, deprem mağduru vatandaşlarımıza ulaştırabildik. Motosiklet kullanmanın bu kadar anlamlı geleceği başka bir şey daha yoktur sanırım.

Bölgeye gelemeyen motosiklet camiası da boş durmadı tabi. Yaraların biran önce sarılabilmesi için bölgenin ihtiyaçları tespit edilerek yardımlar toplanıyor ve bölgeye ulaştırılması için dört bir koldan çalışıyorlardı. Her zamanki gibi duyarlılığını gösterdi motosiklet kullanıcıları. 

Ekibimizin de mental sağlıklarını düşünerek, görev süremizin bir hafta olarak belirlenmesi üzerine yollarda ki enkaz ve hasarlar kısmen düzeltildikten sonra şehrimize geri döndük ama yüreğimiz hala oralarda.

Ancak unutmayalım; artık enkaz kaldırma çalışmalarına başlanan şehirlerimizde sorunlar henüz bitmedi. Bilinçli yardımları durdurmamamız gerekiyor. Depremden kurtulan ama evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlarımız var. Yaşamlarına devam edebilmeleri için başta barınma olmak üzere acil fiziksel ve mental ihtiyaçları devam ediyor. Son olarak Adıyaman’da yaptığımız çalışmadan sonra sosyal medyadan bize yazan, Adıyamanlı deprem mağduru bir motosiklet kullanıcısının yazdıklarını size iletmeliyim;

‘’Yorgun düşmüşüz haberimiz yok. Aç olduğumuzu unutmuş, elimize iki gün üç gün sonra bir lokma ekmek düşmüş yemişiz. Anlayacağın abi kendimiz de değiliz. Siz koşup gelmişsiniz farkına bile varamamışız hakkını helal et. Rabbim bin defa sizden ve sizin gibi akın akın buralara gelen herkesten razı olsun. Sizler olmasaydınız, bizler umudumuzu tamamen kaybedecektik. O kilometrelerce yoldan gelen sizleri gördükçe, yeniden dünyaya gelmiş gibi olduk. Gücümüze güç kattınız. Umut oldunuz bize. Rabbim tekerinize taş değdirmesin…’’

Lütfen unutmayalım ve onları yalnız bırakmayalım.

Biz bize yeteriz !!! 

--------------

Quick Dask

Zorunlu Deprem Sigortanız sadece birkaç dakika içinde hazır!

quicksigorta.com/dask-sigortasi

--------------