Hidrojen yakıt hücreli araçlar, elektrikli araçların alternatifi olabilir mi?

Hidrojen yakıt hücreli araçlar, elektrikli araçların alternatifi olabilir mi?

Deposu benzin gibi hızlı doldurulabildiği için pratik, bir depoyla yaklaşık 500 kilometre yol yapabilmesi sayesinde uzun menzilli, sürüş deneyimi elektrikli araçlar gibi konforlu, elektrikli motoru sayesinde sessiz ve dinamik olan hidrojen yakıt hücreli araçlar, sadece su buharı emisyonu yaparak havayı kirletmiyor. 

Gerçekten çevre dostu mu?

Otomotiv dünyasında her geçen gün doğa dostu gelişmeler yaşanıyor. Elektrikli araçlar mı, hibrit araçlar mı derken hidrojen yakıt hücreli araçlar da dikkat çekmeye başladı. Yakıtı hidrojen olan, hidrojen gazını ve oksijeni birleştirip elektrik enerjisine dönüştürerek çalışan araçlar olarak tanımlanan hidrojen yakıt hücreli araçlar (FCEV-Fuel Cell Electric Vehicles), yaklaşık 10 yıldır yollarda. Ortaya çıkan emisyonun su buharı olmasıyla alternatif enerji kaynaklarıyla çalışan çevre dostu araçlar arasında olan bu araçların fosil yakıtlara yönelik tüketimin ve karbon emisyonlarının azaltılmasına destek olduğu söyleniyor. Fakat hidrojen gazı üretiminin, çevre dostu olmasıyla ilgili tartışmalar mevcut. Nedeni ise hidrojenin günümüzde su elektrolizi yerine daha çok buhar metan reformasyonu (Doğalgazdan hidrojen üretimi için kullanılan kimyasal süreç) yöntemiyle üretilmesi ve bu üretimin karbondioksit salımına neden olması. Ne zaman ki hidrojenin fosil yakıtlardan elde edilme yöntemi sona erer ve sadece su elektrolizi yöntemi kullanılır, işte o zaman bu araçların tamamen çevre dostu ve karbon ayak izine yol açmayan araçlar olduğundan bahsedebiliriz.

Hidrojen yakıt hücreli araçlar nasıl çalışıyor?

Bu araçlar, içinde sıkıştırılmış hidrojen gazı bulunması nedeniyle yüksek basınca dayanıklı bir yakıt tankına sahip. Tankta elektrokimyasal bir reaksiyon meydana geliyor ve enerji, elektrik enerjisine dönüşüyor. Bu İşlem hidrojen atomlarının protonlara ve elektronlara ayrılması, elektronların bir devre üzerinden hareket ederek aracı çalıştıracak elektriği üretmesi, protonların oksijenle birleşerek su oluşturması ve su buharının araçtan çıkan tek atık olması şeklinde gerçekleşiyor.

Avantajları ve dezavantajları ne?

Elektrikli otomobiller gibi çalışan hidrojen yakıt hücreli araçların yakıt deposu, elektrikli araçlar gibi uzun sürede değil, benzinli araçlar ile aynı sürede doluyor.
Elektrikli otomobiller gibi çalışan hidrojen yakıt hücreli araçların yakıt deposu, elektrikli araçlar gibi uzun sürede değil, benzinli araçlar ile aynı sürede doluyor.

Sadece su buharı emisyonu gerçekleştirmesi sayesinde soluduğumuz havaya zarar vermeyen, benzin gibi hızlı doldurulabildiği için pratik, bir depoyla yaklaşık 500 kilometre yol yapabilmesi sayesinde uzun menzilli, sürüş deneyimi elektrikli araçlar gibi konforlu, elektrikli motoru sayesinde sessiz ve dinamik olan hidrojen yakıt hücreli araçlar; bazı sebepler nedeniyle de avantajsız durumda. Çünkü hidrojen üretimi, taşınması ve depolanması zahmetli, bu aşamalarda enerji verimliği düşebilen bir malzeme; hidrojen dolum istasyonları az sayıda ve yanıcı bir madde olması nedeniyle bazı riskler barındırıyor. Ayrıca hidrojenli otomobillerin üretimi, diğer araçlara oranla daha maliyetli.

Hidrojenin ve bu araçların geleceğinde neler olacak?

BMW, hidrojenin gelecekte sadece araçlar için sürdürülebilir bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda ısınma, elektrik ve endüstri için temiz bir enerji kaynağı olacağını düşünüyor.
BMW, hidrojenin gelecekte sadece araçlar için sürdürülebilir bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda ısınma, elektrik ve endüstri için temiz bir enerji kaynağı olacağını düşünüyor.

BMW’nin global sayfasında yer alan bilgiye göre hidrojen yakıt hücreli araçlar, elektrikli araçların rakibi değil, tamamlayıcısı. BMW yetkilileri hidrojen yakıt hücreli araçların uygun hidrojen altyapısı, doğa dostu üretimi ve avantajlı fiyatı sağlandığı, araçların üretim maliyetleri düştüğü zaman, elektrikli otomobilleri tamamlayıcı ve sıfır emisyonlu bir alternatif olabileceğini öngörüyor. Üretim ve lojistik alanlarında da hidrojenden faydalanma planları yapan BMW, 2017'de İsviçre Davos'ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu'nda duyurulan Hidrojen Konseyi (Hydrogen Council) ile ortak bir fikri paylaşıyor; hidrojenin gelecekte sadece araçlar için sürdürülebilir bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda ısınma, elektrik ve endüstri için temiz bir enerji kaynağı olacağını düşünüyor. Hidrojen Konseyi’nin kurucuları arasında BMW Group ile birlikte Air Liquide, Alstom, Anglo American, Daimler, Engie, Honda, Hyundai, Kawasaki, Shell, Linde, Total ve Toyota yer alıyor. Bu demek oluyor ki bu markaların hidrojen ile ilgili atılımlarını izlemeye devam edeceğiz.

Türkiye’de neler oluyor?

2024 yılının Şubat ayında Gaziantep Belediyesi, toplu taşımada kullanacağı ilk hidrojenli otobüsü tanıttı. Ticari araç üreticisi Karsan tarafından üretilen otobüs hidrojen yakıtı üretiminde kullanılan enerjiyi, belediye tarafından kurulan güneş enerjisi santrallerinden sağladı. Ekim ayındaki haberlere göre ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, toplu taşımada hidrojenli otobüslerin kullanımı için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) ile iş birliği yaptı. Derneğin açıklamasına göre 20 otobüsten oluşan hidrojenli otobüs dönüşümü projesi devam ediyor.