Bilim kurgu filmlerini seyretmenin en güzel yanı geleceğin teknolojilerinin yansımasını görmek olabilir. Birçok yeni teknoloji de ilhamını film ya da kitaplardan alıyor zaten! Hemen örnek verelim: Tablet bilgisayar fikri usta yönetmen Stanley Kubrick’in 1968 yapımı “2001: Bir Uzay Macerası” filminde ortaya atılmıştı. Elimizden düşmeyen cep telefonları ise 1984 tarihli “Uzay Yolu III” filminde karşımıza çıkmıştı. Geleceğin lüks otomobillerinin de filmlerden alışık olduğumuz bir tasarıma sahip olacağını da tahmin etmek güç değil.
Lüks otomobil denince ilk akla gelen markalardan biri olan Rolls-Royce da geçtiğimiz günlerde gözler önüne serdiği konsept aracıyla gelecek ile ilgili plan ve düşüncelerini bizlerle paylaşmış oldu. Rolls-Royce 103EX adını taşıyan bu konsept otomobil ile birlikte diğer markaların yaptığı çalışmalara bir göz atmak istedik…
Rolls-Royce 103EX
Geleceğin lüks otomobillerini şimdiden gözler önüne seren bu sürücüsüz otomobil, elektrikli bir motora sahip. Fütüristik bir tasarıma sahip olan bu otomobil, bir yandan da Rolls-Royce geleneğini sürdürüyor ve sahiplerine ultra lüks bir deneyim sunuyor; iç mekandaki transparan OLED ekran, ahşap döşemeler ve ipek halı bu durumu çok iyi özetliyor. Otomobilin 2035 yılında piyasada olması ön görülüyor.
Otomobilin tanıtımında bu modelin üretimi sırasında şu sorulara cevap arandığı dile getirildi: “Gelecek 100 yıl için lüksü nasıl yeniden şekillendirebiliriz?”, “Bir Rolls-Royce sahibi gelecekte aracından ne bekleyecek?”, “Biz bu beklentileri nasıl karşılayacağız?”
Mercedes F 015 Luxury in Motion
Gelecek ile ilgili vizyonunu gözler önüne seren tek otomobil üreticisi Rolls-Royce değil tabii ki. Dünyanın en büyük ve en popüler otomobil markalarından biri olan Mercedes de kısa bir süre önce konsept otomobili Mercedes F 015 Luxury in Motion’ı tanıtmıştı. Bu otomobil, adından da anlaşılacağı gibi lükse odaklanıyor ve gelecekteki sahiplerine lüksü hareket sırasında yaşamaları için fırsat veriyor.
Mercedes’in bu otonom sedan konsepti, otonom araçlara artan ilgiye bir cevap olarak düşünülebilir. Otomobilin dışı göz alıcı bir tasarıma sahip. İç tasarım da keza aynı şekilde… Kabinde dört adet döner koltuk yer alıyor. Koltuklar birbirlerine bakacak şekilde çevrilebiliyor bu da otonom otomobilin keyfini çıkarmaya olanak sağlıyor. Yönetim paneli ise altı dokunmatik ekrana sahip ve el hareketleriyle ya da göz hareketleriyle kontrol edilebiliyor.
BMW Vision Next 100
Alman otomotiv devi BMW, 100’üncü yılını kutladığı 2018’de, Pekin Otomobil Fuarı’nda gelecek vizyonunu yansıtan BMW Vision Next 100 modelini tanıtmıştı. Tek bir tuşla normal sürüşten, otonom sürüşe geçebilen bu otomobilin renk değiştirme ve diğer araç ya da yayalarla etkileşim kurabilme özelliklerine sahip olacağı varsayılıyor.
Araç kendisine doğru yaklaşan sürücüsünün yüzünü tanıyor, kapıları açıyor ve direksiyonu geri çekerek sürücünün kolayca yerleşmesini sağlıyor. Sürücü oturup direksiyondaki BMW logosuna dokunduğunda direksiyon geri geliyor.
Otomobilin dış tasarımı ilgi çekici. Ancak iç tasarımda sadelik hakim. Otomobilin direksiyonu normal sürüşten otonom sürüşe geçildiği zaman katlanarak gözden kayboluyor. Böylece sürücünün de seyahatin keyfini sürmesi öngörülüyor. Yapay zeka destekli bu otomobilde ön cam da bir ekran olarak kullanılıyor ve sürücüye gerekli bilgiler bu ekrandan paylaşılıyor.
Otomobilin en dikkat çekici özelliklerinden biri ise dinamik olarak tasarlanmış kaportası. Bu kaportayı oluşturan üçgen şeklindeki küçük parçalar, sağa sola dönen tekerlekle birlikte bir yılanın derisindeki pullar gibi hareket ediyor.