Topraksız (Hidroponik) tarım nedir? Avantajları nelerdir?

Topraksız (Hidroponik) tarım nedir? Avantajları nelerdir?

Su kaynaklarını tehdit eden iklim krizinin derinleşmesiyle giderek artan güvenli gıda ihtiyacı, topraksız tarım teknolojilerinin gelişimini hızlandırdı. Sebze ve meyvelerin topraksız bir ortamda 365 gün boyunca yetiştirilmesini olanaklı kılan topraksız (hidroponik) tarım, yüzde 90 sulama tasarrufu sağlayan yönüyle geleceğin tarım teknolojilerine ışık tutuyor. Peki topraksız (hidroponik) tarım nedir? Avantajları nelerdir? Sizin için araştırdık.

Dünya üzerinde şehirleşme oranında günden güne yaşanan artış karşısında, 2030’da dünya nüfusunun yüzde 60’ının, yani 5 milyar insanın şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Birleşmiş Milletler Habitat Programı, yayımladığı bir rapor ile 2020’den 2030’a kadar olan 10 yılı; “sürdürülebilirlik için harekete geçilerek devamının getirilmesi gereken 10 yıl” olarak ilan tanımladı. Dünyada iklim krizinde gelinen son nokta, yaşanan doğal afetler nedeniyle alarm vermeye başladı. Böylesi kritik bir dönemde kaynaklarımızın doğru kullanımı, verimlilik ve tasarruf gibi kavramların yanı sıra toprağa yapılacak her yatırım çok büyük bir önem taşıyor.


Geleneksel tarım uygulamalarını geride bırakıyor

Şehirlerdeki hızlı büyüme taze ve sağlıklı ürünlere yönelik talep artışını kaçınılmaz hale getiriyor. Sürdürülebilir tarım faaliyetleriyle bu talep artışının karşılanacağına dikkat çekiliyor. Sebze ve meyveler, tarladan başlayıp sofralara uzanan yolculuğunda kalite ve besin değerini yitirirken ciddi sulama ve yakıt maliyetleri çıkıyor. Hemen her türlü sebze ve meyve yetiştiriciliğinde uygulanan topraksız tarım yöntemiyle konvansiyonel tarıma kıyasla daha yüksek bir verim alınabiliyor. Yıl boyunca üretim yapılmasını sağlayan ileri teknoloji eseri seralarda yetiştirilen ürünler, kalite ve besin değeri açısından da geleneksel tarım uygulamalarını geride bırakıyor.


Topraksız (hidroponik) tarım nedir?

Bereketin temsilcisi toprak günümüzün en değerli varlıklarından biri. Ona yapılan her yatırım dünyanın sürdürülebilir geleceğine hizmet ediyor. Ancak giderek etkisini artıran iklim krizi karşısında toprak alanları tehlike altında. İşte tam da bu noktada topraksız tarım uygulamaları topraksız ortamda sebze ve meyve yetiştirilmesine imkan tanıyan bir yöntem olarak toprağın yüzünü güldürüyor. Topraksız tarımla yetiştirilen ürünlerin ihtiyaç duyduğu besin elementi, toprak yerine özel olarak hazırlanan besin solüsyonu tarafından karşılanıyor. Ürünler, toprakta yer alan besin maddelerini bulmaya çalışmak yerine solüsyondan doğrudan bir şekilde alabiliyor.

Topraksız tarım yarattığı su tasarrufu ile sürdürülebilirliği destekliyor
Topraksız tarım yarattığı su tasarrufu ile sürdürülebilirliği destekliyor

Topraksız tarımda, ürünlerin kök ve gövdelerini desteklemek için genellikle kum, turba, vermikülit, perlit, Hindistan cevizi, kaya yünü veya genleştirilmiş kil agregasıyla yetiştirme ortamı yaratılıyor. Ürünlerin verimini artırmak ve tarımda gereksiz su kullanımının önüne geçmek amacıyla ortaya çıkan günümüzün yükselen trendi topraksız tarımda yaratılan bu yetişme ortamı, bitkilerin besin kaynağına ulaşmaları için gerekli zemini hazırlıyor.


Topraksız (hidroponik) tarımın avantajları nelerdir?

Su, ışık ve havanın gücünü birleştirerek adeta bir üretim devrimi olan topraksız tarım, profesyonel seraların yanı sıra evlerin balkonları ve teraslarında da uygulanabilecek kolaylıkta. Topraksız tarımda yetiştirilen ürünler, besin elementlerine ve suya en kestirme yoldan ulaştıkları için çok daha hızlı gelişebiliyor. Konvansiyonel tarım uygulamalarına kıyasla yüzde 50 verimlilik artışı sağlayan topraksız tarımla kapalı alanda 365 gün yetiştiricilik yapılabiliyor. Yani toprağın nadasa bırakılma işlemi topraksız tarımla tarihe karışıyor. Bunun yanı sıra çapalama ve yabancı otları ayıklama gibi ekstra iş yükünü de ortadan kaldırıyor. Yetiştirilen ürünler toprakla buluşmadığı için hastalık ve haşere riski de azalıyor. Üretim iyi filtrelenmiş bir hava ile desteklendiğinde tarım ilacı kullanımına bile gerek duyulmuyor. Verimli ve düşük maliyetli bir tarım uygulaması olarak %95 sulama tasarrufu sağlıyor.

Topraksız tarım ile 355 gün yüzde 50 daha verimli ürün yetiştirmek mümkün
Topraksız tarım ile 355 gün yüzde 50 daha verimli ürün yetiştirmek mümkün

Topraksız tarım yönteminde bitkiler optimum seviyede besin ve neme sahip olduğu için hızlı ve sağlıklı bir şekilde yetişiyor. Besin elementlerinin ürünlerin alabileceği formda ve kolay ulaşabilir olması, ürünlerin köklerinin fazla büyümesini engelliyor. Bu sayede ürünler tüm enerjisini tohumlarını büyütmek için harcayabiliyor. Bitki kökleri fazla olgunlaşmadığı için birbirine karışmıyor.


Topraksız (Hidroponik) tarım ile ne tür ürünler yetiştirilir?

Topraksız tarım kolay uygulanabilirliği ile daha geniş alana ihtiyaç duyan bazı ürünler dışında çok sayıda ürün yetiştiriciliğinde uygulanabiliyor. Domates, tatlı biber, salatalık, kabak, sultani bezelye, fasulye, ıspanak, marul, pazı, acı biber, fesleğen, kavun, brokoli gibi ürünler ile tıbbi ve aromatik bitki türleri topraksız tarım uygulaması ile kolaylıkla yetiştirilebiliyor.


Topraksız (Hidroponik) tarımda hangi besin maddeleri kullanılır?

Topraksız tarımda özel olarak hazırlanan besin solüsyonu, yetiştirilen ürünlerin türüne göre belirleniyor. Bu da verimliliği daha da artıran bir avantaj yaratıyor. Topraksız tarımla yetiştirilen ürünler genel olarak karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, klor, bakır, demir, mangan, molibden, çinko ve bor elementlerine ihtiyaç duyuyor. Karbon, hidrojen ve oksijen, karbondioksit ve sudan sağlandığı için topraksız tarımda besin çözeltisi hazırlanırken bu elementler dikkate alınmıyor. Ancak diğer elementler, köklere verilerek ürünlerin gelişimi destekleniyor. Besin solüsyonları hazırlanırken pH ve EC değerlerinin dikkate alınması gerekiyor. 

Topraksız tarımla yetiştirilen ürünler daha hızlı ve sağlıklı gelişim gösteriyor
Topraksız tarımla yetiştirilen ürünler daha hızlı ve sağlıklı gelişim gösteriyor

Topraksız tarımda kullanılan materyallerin tamponluk özellikleri yok denecek kadar az olduğundan pH’da yaşanan ani değişmeler ürünlerin yeşeremeden ölümüne neden olabiliyor. Bu nedenle solüsyonun hazırlık aşaması, büyük dikkat gerektiriyor. Ortam pH’sının EC’sinin sürekli kontrol edilmesi ve ürünlerin ihtiyaç duyduğu besinlerin solüsyona eklenmesi gerekiyor. Solüsyonda yer alan kimyasal maddelerinin yüzde 100 suda çözünebilir olması ve klor içermemesi de kritik bir önem taşıyor.