Dünya, iklim değişikliğinin hızına yetişmeye çalışırken Çin son taahhüdü ile sera gazı emisyonlarını azaltma hedefleri yine gündemde.
Sera gazları (SGG), karbondioksit (CO₂), metan (CH₄), diazot monoksit (N₂O) ve florlu gazlardan oluşuyor. Bu gazlar atmosferde birikerek Güneş’ten gelen ısının uzaya kaçmasını engelliyor. Bu doğal “sera etkisi” Dünya’yı yaşanabilir kılıyor ancak sanayi, enerji, ulaşım ve tarım kaynaklı insan faaliyetleri bu dengeyi bozduğunda, atmosferdeki ısı artıyor ve küresel ısınma hızlanıyor.
Artan emisyonlar sellere, kuraklıklara, orman yangınlarına, gıda üretiminde azalmaya ve ekosistem kayıplarına yol açıyor ki tüm bunların zincirleme sonuçları oluyor. Dolayısıyla sera gazı emisyonlarını azaltmak, iklim krizinin yavaşlatılmasında temel adım olarak kabul ediliyor. Son olarak Çin, 2035 yılına kadar ilk kez mutlak emisyon azaltımı yapacağını açıkladı. Bu adım, küresel karbon salımında yüzde 30’a yakın payı bulunan Çin’in iklim politikalarında yeni bir döneme geçtiğinin de bir işareti.
Çin’in sözü ve küresel denge
Çin, kısa bir süre önce 2035 yılına kadar emisyonlarını zirve seviyesinden yüzde 7 ila 10 oranında azaltma sözü verdi. Ayrıca enerji tüketiminde fosil yakıt dışı kaynakların payını yüzde 30’un üzerine çıkarma hedefini duyurdu. Bu, dünyanın en büyük emisyon üreticisi için önemli bir dönüm noktası. Ancak uzmanlar bu hedefin henüz “mütevazı” düzeyde olduğunu, uygulama planlarının netleşmesi gerektiğini belirtiyor. Yine de Çin’in bu yönde adım atması, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşma yolunda küresel süreci hızlandırabilecek bir etki yaratabilir.

Türkiye’nin sera gazı 2023 verileri
Gelelim Türkiye’nin durumuna. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonu, 2021 yılında 564,4 milyon ton CO₂ eşdeğeri (MtCO₂e) olarak hesaplandı. 2022 ve 2023 yılının geçici göstergelerinde bu rakam yatay seyretse de enerji talebindeki artışın belirleyici olduğu görülüyor. Enerji sektörü, Türkiye’nin toplam emisyonlarının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor. Bunu sanayi, tarım ve atık sektörleri izliyor. Türkiye, ekonomik büyüme ve enerji ihtiyacı arasındaki dengeyi korurken düşük karbonlu kalkınma yollarına geçişte hâlâ önemli bir sınav veriyor.
Ayrıca Türkiye, Birinci Ulusal Katkı Beyanı’nı (NDC) 2023 yılında güncelledi. Yeni hedef, 2030 yılına kadar yüzde 41’lik sera gazı azaltımı öngörüyor. Bu, yüzde 21 olan eski hedefe kıyasla kayda değer bir artış olarak kabul ediliyor. Türkiye, 2038’e kadar emisyonlarının zirveye ulaşmasını bekliyor ve 2053’te net sıfır (karbon nötr) ülke olmayı hedefliyor. Burada kritik bir detay var ki o da “azaltım oranı”. Bu oran, “referans senaryoya göre” hesaplandığı için mutlak düşüş anlamına gelmeyebilir.

Türkiye’nin bu yolda ilerlerken güçlü ve zayıf yönlerini hesaba katması gerekiyor. Önce güçlü yönler. NDC hedefinin güçlendirilmesi yani yüzde 21’den yüzde 41’e çıkarılması ve bu amaçla hayata geçen faaliyetler söz konusu. Yenilenebilir enerji yatırımlarının artması sayesinde rüzgar ve güneş kapasitesinin hızla büyümesi, bir başka artı. Enerji verimliliği ve dönüşüm projelerinin desteklenmesi de yine Türkiye’nin güçlü özellikleri arasında.
Zorluklarımız arasında kömür ve doğal gaz bağımlılığının yüksekliği ilk sırada. Ulaşım ve sanayi sektörlerinde karbon azaltım politikaları yetersiz kalıyor. Finansman, teknoloji transferi ve yerel düzeyde uygulama eksiklikleri de devam ediyor.
Türkiye’nin iklim politikası artık “hedef belirleme” aşamasını geçti; şimdi bu hedefleri ölçülebilir, şeffaf ve izlenebilir adımlara dönüştürme zamanı.
2025 sonrası dönemde Türkiye’nin başarısı öncelikle enerji, ulaşım, tarım, sanayi gibi sektörel eylem planlarının netleşmesine, karbon piyasası ve finansman mekanizmalarının güçlenmesine ve yerel yönetimlerin iklim eylemlerine aktif katılımına bağlı olacak.
Çin’in 2035 taahhüdü, küresel emisyon dengesini etkileyebilecek önemli bir adım. Türkiye ise NDC 2030 hedefiyle iddiasını artırdı ancak başarı, bu sözlerin hayata nasıl geçirileceğiyle ölçülecek. Sera gazı 2023 verileri ışığında, Türkiye açısından bakıldığında emisyonların henüz düşüş eğilimine geçmediği de görülüyor. Bu tabloyu tersine çevirmek için artık kelimelerin değil, somut eylemlerin zamanı olduğu ise çok net.
KAYNAKLAR
TÜİK Sera Gazı Emisyon İstatistikleri, 2023
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı – Ulusal Katkı Beyanı (NDC), 2023
Climate Action Tracker (2024 Güncellemesi)
IPCC Sixth Assessment Report (AR6)
Reuters, Bloomberg Green, Carbon Brief – 2025 Çin Açıklamaları