Bayramlar ekrana sığar mı?

Bayramlar ekrana sığar mı?

Bir süredir pek çok aile, bayram kutlamalarını telefon ya da bilgisayar ekranından görüntülü aramalar aracılığıyla gerçekleştiriyor. Dijital kutlamalar bireyler ve aileler arasında farklı bağlar oluşturuyor. İşte bu değişimin analizi…

Geleneksel olarak ailelerin bir araya geldiği, geniş ve zengin sofraların kurulduğu, sarılmaların ve bayramlaşma ritüellerinin yaşandığı bayramlar, son yıllarda belirgin bir dönüşüm içinde. Günümüzde artan uluslararası göç, şehir dışında yaşayan bireylerin çoğalması ve pandemiyle birlikte gelişen dijital alışkanlıklar, fiziksel birlikteliklerin yerini giderek daha fazla dijital bağlantılara bırakıyor. Artık pek çok aile bayram kutlamalarını telefon ya da bilgisayar ekranından görüntülü aramalar aracılığıyla gerçekleştiriyor.

Bu yeni durum, teknolojik bir kolaylık olmanın yanı sıra sosyal ilişkilerde ve psikolojik dinamiklerde önemli bir dönüşüme işaret ediyor. Fiziksel temastan yoksun bayramlaşma deneyimleri, aile bağlarını etkiliyor. Burada akla gelen ilk soru ise “Dijital kutlamalar, gerçek birliktelik duygusunun yerini tutabiliyor mu?”.

Zygmunt Bauman’ın en çok konuşulan “Akışkan Modernite” kavramı bireylerin geçici ve dönüşken toplumsal yapılara yöneldiğini gösteriyor.
Zygmunt Bauman’ın en çok konuşulan “Akışkan Modernite” kavramı bireylerin geçici ve dönüşken toplumsal yapılara yöneldiğini gösteriyor.

Ailelerin bir arada yaşama oranı azaldıkça, teknolojik araçlarla kurgulanan dijital birliktelikler öne çıkıyor. 20’nci ve 21’inci yüzyılın en etkili sosyologlarından biri olan ve 1925–2017 yılları arasında yaşayan Polonya doğumlu Zygmunt Bauman’ın en çok konuşulan “Akışkan Modernite” (Liquid Modernity) kavramı, bu durumu açıklamamıza yardımcı oluyor. Bu kavramla, günümüz toplumlarının sürekli değişim içinde olduğunu, sabit kimlikler ve ilişkilerin yerini geçici, kırılgan bağların aldığını vurguluyor Bauman. "Akışkan modernite" kavramı, bireylerin sabit aidiyetlerden uzaklaştığı, daha geçici ve dönüşken toplumsal yapılara işaret ediyor. Bu bağlamda dijital kutlamalar da aile kavramının yeni bir yüzünü temsil ediyor.

Elbette alışkanlıkların artı ve eksi kutupları olduğu kabulüyle ilerlendiğinde, insanların sevdiklerine ekran aracılığıyla da olsa ulaşmanın tesellisi ile beraber fiziksel temastan yoksun kalmanın yarattığı yetersizliği hissettiği de bir gerçek. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Güngör, basına yansıyan bir açıklamasında, bu konuda şu yorumu yapıyor: "Dijital iletişim araçları, aile üzerindeki fiziki dağılmanın etkilerini hafifletiyor. Ancak duygusal anlamda aynı odada olmanın yerini tutması henüz mümkün değil."

Özellikle çocuklar için fiziksel birliktelik yerine dijital buluşmalara alışmak, bayramların anlam dünyasını farklılaştırabiliyor.
Özellikle çocuklar için fiziksel birliktelik yerine dijital buluşmalara alışmak, bayramların anlam dünyasını farklılaştırabiliyor.

Psikolojik açıdan temas eksikliğinin etkisi

Fiziksel temas, aile içi bağların oluşmasında ve devamlılığında önemli bir yer tutuyor. Sarılmak, güzel bir bayram kahvaltısını aynı sofrada oturup sohbet ederek paylaşmak, birlikte yürüyüş yapmak ve benzeri sıcak deneyimler; oksitosin ve dopamin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasını destekliyor. Psikolog Dr. Selin Soydan’a göre de bir cümleyle konu şöyle netleşiyor: "Görüntülü arama, geçici bir rahatlık hissi sunsa da dokunmanın ve bir arada olmanın böylesine köklü geleneklerdeki yeri ayrıdır."

Özellikle çocuklar için fiziksel birliktelik yerine dijital buluşmalara alışmak, bayramların anlam dünyasını farklılaştırabiliyor. Yeni neslin dijital bayramlara "normal" olarak adapte olması, toplumsal hafızada da yeni bir iz bırakıyor.

psos araştırmasına göre bayramlarda WhatsApp mesajı atanların ranı, 2024 yılında yüzde 68’e ulaştı. En çok kullanılan mesaj türü ise “hazır bayram mesajları”.
psos araştırmasına göre bayramlarda WhatsApp mesajı atanların ranı, 2024 yılında yüzde 68’e ulaştı. En çok kullanılan mesaj türü ise “hazır bayram mesajları”.

Gelenek ölüyor mu yoksa evriliyor mu?

Bayramların dijital platformlarda kutlanması, geleneksel değerlerden uzaklaşma mı, yoksa bu değerlerin yeni şartlara uyumlanması mıdır? Sorunun yanıtı, ailelerin bu süreci nasıl deneyimlediğine göre farklılık gösteriyor. Yapılması gereken belki de dijital olanla fiziksel olanın birbirini tamamlamasını sağlamak. Hibrit kutlama modelleri; bayram kartlarının dijitalleşmesi, online sofra buluşmaları, sanal hatıralıklar, gelecekte daha yaygın hale gelebilir.

Gelinen noktada görüntülü aramalarla yapılan bayram kutlamaları, eksiklik duygusunu tamamen ortadan kaldıramasa da insanlar arasındaki duygusal bağın kopmasını engelliyor. Teknoloji, uzaklığın yerini tutamasa da aradaki köprüyü kurmaya katkı sağlıyor. Bayramlar ekranlara sığmaz belki, ama ekranlar sayesinde kalplere dokunmak mümkün oluyor. Bu da zamanın ruhuyla barışık yeni bir aile deneyiminin kapısını aralıyor.

Nesillerin alışkanlıkları doğrultusunda dijital ritüellerin, geleneksel deneyimlerin yerini alıp almayacağı tartışılıyor.
Nesillerin alışkanlıkları doğrultusunda dijital ritüellerin, geleneksel deneyimlerin yerini alıp almayacağı tartışılıyor.

Dijital bayramlaşma üzerine

Türkiye'den uzman görüşleri

Farklı mecralarda yer alarak kamuoyuna yansıyan bazı uzman görüşleri, dijital bayramlaşmanın sosyal ve psikolojik boyutlarını Türkiye perspektifinden anlamamıza yardımcı olabilir. Geleneksel bayram ritüellerinin dijitalleşme sürecinde nasıl evrildiğini ve bu dönüşümün bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini daha derinlemesine incelemek için bu görüşler önemli bir kaynak teşkil ediyor.

Uzman Psikolojik Danışman Mürşit Ekmel Aybek

Bayramların gençler üzerindeki etkisini değerlendiren Uzman Psikolojik Danışman Mürşit Ekmel Aybek, dijital iletişimin gençler için kolaylık sağladığını belirtirken, fiziksel temasın ve yüz yüze iletişimin önemini vurguluyor. Bayramların, aile bağlarını güçlendiren ve toplumsal birlikteliği pekiştiren özel zamanlar olduğunu ifade ediyor.

Sosyolog Dr. Mustafa Gökmen ve Öğr. Gör. Ali Parim

Dr. Mustafa Gökmen ve Öğr. Gör. Ali Parim, ulusal bayramların ulus kimliğinin yeniden inşasındaki rolünü inceliyor. Sosyal medyanın bayram kutlamalarındaki etkisini ele alarak dijital platformların bayram ritüellerini nasıl dönüştürdüğünü analiz ediyorlar. Dijitalleşmenin, geleneksel bayram kutlamalarının yerini almadığını ancak yeni ifade biçimleri sunduğunu belirtiyorlar.

Sosyolog Prof. Dr. Aylin Koç

Dijitalleşme, geleneksel ritüelleri tamamen ortadan kaldırmasa da yeni melez (hibrit) kutlama formlarını doğuruyor. Hem fiziksel hem dijital temas içeren "karma bayramlar" ortaya çıkıyor. Sosyolog Prof. Dr. Aylin Koç “Bayramlar artık sadece fiziksel buluşma değil, aynı zamanda dijital bağ kurma zamanına da dönüşüyor.” diyor.

İletişim Uzmanı İpek Kaya

Rtüellerin çevrimiçi alanda yeniden tasarlanmasını mekânsal ve zamansal açıdan ele alan İletişim Uzmanı İpek Kaya; dijitalleşmenin, ritüellerin özgün atmosferini etkileyebileceğini, ancak aynı zamanda yeni katılım biçimleri sunduğunu ifade ediyor. Kaya, dijital ritüellerin geleneksel deneyimlerin yerini tam olarak alamayacağını ancak toplumsal bağları sürdürmede önemli bir araç olabileceğini belirtiyor. 

TÜİK’e göre aile üyeleriyle dijital iletişimin yoğunlaştığı dönemlerin başında bayramlar geliyor.
TÜİK’e göre aile üyeleriyle dijital iletişimin yoğunlaştığı dönemlerin başında bayramlar geliyor.

Araştırmalar ne diyor?

Ipsos Türkiye – "Türkiye’nin Bayram Alışkanlıkları Araştırması" (2023)

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 62’si bayram tebriklerini en çok WhatsApp üzerinden gönderiyor.

Yüz yüze kutlama alışkanlığı halen yaygın olsa da özellikle büyük şehirlerde dijital tebrikleşme oranı artış gösteriyor.

TÜİK – "Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması" (2023)

Türkiye’de internet erişimi olan hanelerin oranı yüzde 94,1’e yükseldi.

16-74 yaş grubunun yüzde 82’si akıllı telefon üzerinden anlık mesajlaşma uygulamalarını aktif olarak kullanıyor.

Aile üyeleriyle dijital iletişimin yoğunlaştığı dönemlerin başında bayramlar geliyor.

Habitat Derneği – "Dijital Türkiye Raporu" (2024)

Gençlerin yüzde 75’i özel günlerde aile büyükleriyle görüntülü arama ile görüştüklerini belirtiyor.

Raporda, özellikle yurt dışında yaşayan aile üyeleriyle dijital bağ kurmanın "duygusal süreklilik" açısından önemli olduğu vurgulanıyor.

TEPAV – "Pandemi Sonrası Toplumsal Davranış Değişimleri" (2022 sonrası etkilerle)

Salgın sonrası, fiziksel temas yerine dijital selamlaşma ve tebrikleşme alışkanlıkları kalıcı hale gelmeye başlamıştır.

Özellikle yaşlı bireylerin dijital platformlara uyum sağladığı, yüzde 47’sinin görüntülü arama uygulamalarını bayramlarda kullandığı belirtilmiştir.