Dünyanın En Tehlikeli Yolunu Geçtik; Soğanlı Geçidi

Rusların ülkemizi işgali sırasında, esir Türk askerlerine sadece kazma ve kürek ile açtırdığı 2330 metre yükseklikteki 29 çok keskin ve dar virajlardan oluşan Soğanlı Geçidi, Dangerous Road sitesi tarafından Dünyanın En Tehlikeli Yolları arasında gösterilince herkesin biranda ilgisini çekti. Bayburt’u Soğanlı Dağı üzerinden Trabzon’un Of ilçesine bağlayan bir yanı uçurumlar ile dolu, tehlikeli virajlardan oluşan bu özel yol adrenalin tutkunlarının hemen radarına girdi.

Biz de ilk duyduğumuzda “yok canım, ne yollar var” demiştik.

Hadi ama, sizin de aklınızda geçti değil mi ?

Bir gün mutlaka motosikletle geçmek istediğimiz Bolivya, Pakistan, İsviçre, Yeni Zelanda ve Çin’de çok tehlikeli görünen, adrenalin dolu yollar biliyoruz. Türkiye’de böyle bir yol olduğunu ilk öğrendiğimizde biz de hemen rotamıza ekledik.

Nam-ı Diğer Ölüm Yolu

Deniz seviyesinden 3000 metre yükseklikteki Soğanlı dağı üzerinden 29 keskin, çok keskin virajlar ile Bayburt’u, Trabzon’un Of ilçesine bağlayan bu yol zaman içerisinde birçok nam kazanmış. Nam-ı diğer ÖLÜM YOLU. Yolun resmi ismi D 915 ancak Soğanlı Geçidi, Derebaşı Virajları, Bayburt Of Yolu, Ölüm Yolu gibi birçok isimle anılıyor.

1916 yılında Rusların ülkemizi işgali sırasında, esir aldıkları askerlerimize sadece kazma ve kürek ile açtırdıkları bu yolu Anadolu’ya mühimmat sevkiyatında kullanmışlar. Esaret altındaki askerlerimizden birçoğunun zor çalışma şartlarına ve açlığa dayanamayıp şehit olduğu söyleniyor. Bir süre sonra Rusya’da yapılan Bolşevik ihtilali nedeni ile savaştan ve topraklarımızdan çekilmeleri üzerine yol kaderine terkedilmiş. Bir dönem Karadeniz’in cesaretli şoförleri burayı çok kullanmış. Öyle ki; yolcu otobüsleri ve yük kamyonları bile mesafeyi çok kısalttığı için bu yolu tercih etmiş.

Soğanlı Geçidi GPS Koordinatları;

40° 31′ 41″ Kuzey ile 40° 13′ 54″ Doğu

Ailemize Söyleyemedik

Türkiye turu serüvenimizde rotamıza almıştık Soğanlı Geçidi’ni. Bayburt tarafından girip, sakince aşamayı planlamıştık. Ancak ne oğlumuza ne de aile fertlerimize bu yoldan geçeceğimizi söyleyemedik. Malum korkup endişelenmesinler istedik. Araştırmalarımızdan biliyoruz, yol içerisinde telefon çekmiyordu. Yola başlamadan önce ne olur ne olmaz diye, yakın arkadaşlarımıza bildirdik.

“2 saate aramazsak, ilgili yerlere bildirirsiniz” dedik.

Buraya gelmeden çok araştırmıştık. Çıkardığımız notlardan en önemlilerinden biri saat 16.00 olmadan bu yolu aşmamız gerektiği idi. Bayburt’ta yakınlığı sebebi ile biraz oyalanıp saat 14 gibi Soğanlı Dağı’nı tırmanmaya başladık. Daha yol yeni başlamasına rağmen manzaraları çok cezbedici olunca biraz fazla oyalanmışız. Önce dağın üzerinde bir sis bulutu gördük ve o bulutun üzerimize çökmesi dakikalar sürdü. Görüş 1 metreye kadar indi. Bu daha da korkuttu aslında bizi. Motosiklet ile böyle keskin virajları olan bir yolu, yokuş aşağı ve görüş olmayan bir havada inmemiz gerekecekti.

Sis çökünce, zaten toprak olan bu yolun zemini iyice kayganlaşmış ve işimizi iyice zorlaştırmıştı. Aramızda bir karar aldık. Bu gün amacımız bu yolu sadece geçmek olacak, yolu bitince oralarda konaklayıp, ertesi sabah erkenden yolun güzellikleri için geri geleceğiz. Ancak öyle bir zeminde geçmek gerçekten hiç kolay olmadı. Çok dar ve uçurumlarla dolu yol, daha da tehlikeli hal almıştı. Tedirgin ve kontrollü bir şekilde yola odaklandık ama neredeyse hava şartlarından dolayı hiçbir şey göremeden yolun asfalt ile birleştiği yere ulaştık.

Ulaştık ama bizi bir canavar da kendimize getirdi. Sol tarafta bir güvenlik kulübesi gördük ona odaklanmışken sağ taraftaki köpek kulübesini hiç fark etmedik. Biraz da yakın geçince içerideki panter kırması olduğunu düşündüğümüz köpecik :)) fırladı dışarıya. Korkudan, neredeyse sol taraftaki uçuruma atıyorduk kendimizi. Ama kendimize geldik. Adrenalin yeniden tavan.

Köy Kahvesinde Keyifli Sohbet

Bu tehlikeyi de atlattıktan sonra yol üzerindeki ilk köyün kahvesinde aldık soluğu. Önce arkadaşlarımıza yolu bitirdiğimizi haber verdik ki, boşuna her yeri ayaklandırmasınlar. Bu arada kahvede oturan köyün yaşlıları, bize sıcacık bir çay söylediler. Biraz da sohbet ederken ki tavırlarından şakacı olduğunu anladığımız amca dayanamadı, sordu.

Virajlardan mı geliyorsunuz?
- Evet
- Bu havada?
- Evet, acayip bir sis vardı
- Sağlam geçtiniz oralardan!
- Evet
- Deli misiniz?
- Evet :))
- Vallahi helal olsun

O zaman daha da netleşti, nasıl tehlikeli bir yolu aşmayı başardığımız. Bölge halkı da böyle diyorsa, orası gerçekten tehlikelidir.

Kahvede soluklanırken sosyal medyadan buralarda olduğumuzu gören Rize Motosiklet Kulübü başkanı Yakup Temizel telefon ile aradı ve bizi Rize’ye davet etti. Kırar mıyız hiç, böylelikle yorucu bir günün akşamını motosiklet dostları ile geçireceğiz.

Rize Motosiklet Kulübü Ağırladı

Köyün yaşlıları ile unutamayacağımız harika bir sohbetin ardından, sabah yeniden görüşmek üzere ayrılıp, Rize’ye vardık.

Rize Motosiklet Kulübü’ne ulaştığımızda muhteşem bir karşılama ile karşılaştık. Masalar kurulmuş, buraların en sevdiğimiz yemeği muhlama için hazırlıklar yapılmış, motosiklet dostları bizi bekliyorlar. Öyle güzel ve samimi ağırlandık ki hiç unutmayacağız. Masada fıkralar, motosiklet hikâyeleri derken nasıl geçti anlamadık. Çok teşekkür ederiz.

Karadeniz halkı çok sıcak. Çok doğal insanlarla sohbet etme, hikâyelerini dinleme şansınız oluyor. Bunun yanında öyle internette falan bulamayacağınız muhteşem yerleri de öğrenme şansınız oluyor.

Burada Kimse Eceliyle Ölmez, Yolda Düşer Ölür !

Bugün, güneş tüm gücü ile parlıyor. Sevindik çünkü, tehlikeli bir yol ama bir o kadar da çekici. Heyecan ile yeniden döndürdük tekerimizi. Bu kez Of’tan Bayburt’a doğru ilerleyecek, tehlikeli kısımdan yukarı çıkıp yeniden aşağı ineceğiz. Yani bununla birlikte o keskin ve tehlikeli yolu iki iniş bir de çıkış olmak üzere üç defa geçmiş olacağız.

Soğanlı Dağı’na doğru motosikletimiz ile tırmanmaya başladığımızda yemyeşil bir doğa ve harika manzaralarda sürmeye başladık. Meğer dün nasıl güzel bir doğa içerisinden inmişiz de sisten dolayı hiçbir şey görmemişiz. Yolun bu kısımları asfalt ve hiçbir sorun yok. Dün bol bol sohbet ettiğimiz köyde çay molamızı verdikten sonra başladı yine o dar, küçük taşların kayganlaştırdığı ve uçurumları bol toprak yol. Bu yoldan da 15 dakika sürdükten sonra başlıyor, asıl tehlikeli kısım. İşte Derebaşı Virajları

Köyde sohbet ederken öğrenmiştik, bu yol aktif olarak kullanılırken can kayıplı çok kaza olmuş, köyde “Burada kimse eceliyle ölmez, yolda düşer ölür” diye söylenirmiş.

Karşıdan baktığınızda bile ürküyorsunuz ama deneyimli bir motosiklet kullanıcısı ile motosikletle geçmek, otomobil ile geçmekten daha az tehlikeli. İki otomobilin yan yana geçemeyeceği kadar dar virajlarda, bir otomobil ile karşı karşıya gelirseniz eğer en uygun olan, diğerinin geçebilmesi için uçuruma kadar yanaşıyor. Dolayısı ile tehlike ikiye katlanıyor. Hatta bazı virajları otomobil ile bir kere de dönmeniz mümkün değil.

YOLA BAŞLAMADAN MUTLAKA YAPMANIZ GEREKENLER

Navigasyonunuz yanınızda olmalı ya da buraya gelmeden rotayı offline olarak telefonunuza indirmelisiniz.
Cep telefonu buralarda çekmiyor unutmayın.
Yanınızda atıştırmalık bir şeyler olsun, acıkırsanız eğer bulabileceğiniz bir yer yok.
Yola başlamadan önce benzin deponuzu mutlaka doldurun.
Hangi araç ile giderseniz gidin, lastikte yaşanabilecek olası sorunlar ile ilgili hazırlığınız olsun.
Mutlaka yaz aylarını tercih edin.
Motosiklet ile gelecekseniz çok yüklü olmamaya dikkat edin.
Yaz ayları da olsa saat 16.00 ya kadar yolu bitirmeye özen gösterin.
Yanınızda mutlaka içme suyunuz olsun.
Sürüş yeterliliğinize güvenmiyorsanız bu yolda kendinizi denemeyin.
Otomobil ile gelecekseniz geniş bir otomobil seçmeyin.
Motosiklet ile gelecekseniz Of’tan Bayburt’a olan çıkış rotasını tercih edin.
Tüm elektronik aletlerinizin şarjları dolu, hafıza kartlarınız boş olsun fotoğraf çekmekten kendinizi alamayacaksınız.

Yazımızı bitirmeden mutlaka söylemeliyiz;

Söylendiğinden çok daha tehlikeli olsa da muhteşem bir deneyim. Mükemmel manzaraların verdiği keyif ile adrenalinin birbirine karıştığı unutamayacağımız anlar yaşadık. Tehlikesi ile çok ünlenmiş Derebaşı Virajları çok ön planda olsa da, Of’tan Soğanlı Geçidi’ne giden kıvrımlı yol bizce çok daha güzel geldi. Yüksek dağların arasında sürerken kaskınızın ya da arabanızın camı açık olsun. Her kilometresinde alacağınız farklı kokuları bol bol içinize çekin.

Yeni maceralarda buluşmak üzere. Bizi Quick Routes instagram sayfamızda takip etmeyi unutmayın !